Değişime direnç
Toplum her zaman sürü psikolojisi ile hareket eder.
Sürüden ayrılmak, sürüden farklı düşünmek her zaman tehlikelidir. Anneler, babalar, öğretmenler her zaman sana uslu bir sürü üyesi olmanı öğütler.
Aykırı olmak, farklı olmak, sürüye uymamak senin dışlanman için yeterlidir. Değişime direnç göstermeye biz muhafazakarlık diyoruz.
Muhafazakarlık aptallıktır. Çünkü yaşamda hiçbir şey durağan değildir. Her şey değişkendir. Değişken hayat şartları altında muhafazakar davranmak sadece sizin geride kalmanıza yol açar.
İnsan her zaman değişime ayak uydurmak zorundadır. Toplumda, her şeye uyan, itaat eden koyunlar ve asi davranan, aykırı olan, kuralları allak bullak eden kurtlar vardır. Siz itaatkar bir koyun olursanız toplum sizinle uğraşmaz. Ama kurt olduğunuzda önünüze engeller çıkmaya başlar. Koyun olunca lise diplomalı, yüksek okul diplomalı, üniversite diplomalı olmanız bir anlam ifade etmez. Koyunlar yeni şeylere, değişik şeylere, farklılıklara her zaman karşı çıkarlar. “Eski köye yeni adet” derler. Değişime her zaman karşı çıkarlar.
A.B.D’li Adam Thompson 1842 yılı aralık ayında dünyadaki ilk küveti üretti.
Cincinnati’de üretilen ilk küvet gazete manşetlerine taşındı.
Gazete yorumcuları bu icadın demokratik Cumhuriyet’in sadeliğini bozacağını söylediler.
Doktorlar bu icadın romatizma ve akciğer hastalıklarını artıracağını ifade ettiler.
Toplumun önde gelen fikir adamları kışın bu küvette banyo yapmanın genç nüfusa zarar vereceğini dile getirdiler.
Philadelphia eyaletinde kasım-mart ayları arasında küvette banyo yapmayı yasaklamayı denediler.
Hartford, Providence, Wilmington ve bir çok A.B.D kentlerinde küvette banyo yapmayı azaltmak için su ücretlerine zam yaptılar.
Virginia Eyaleti sınırları içine giren her küvet başına 30 dolar vergi koydular. Aradan yıllar geçti. 1922 yılına gelince firma 889.000 adet küvet üretiyordu.
Koyunlar her zaman yeni şeye karşıdır. Onlar mevcudu muhafaza etme derdindedirler. Basit bir küvet ABD’de yıllarca tartışılmıştır. Şimdi okuduğunuzda “Bu insanlar manyakmış” diyebilirsiniz, ama o zamanlar herkes bu konuyu konuşuyordu.
Koyunlar, kurtları hiç sevmezler. Kurtları yok etmek için ellerinden geleni yaparlar.
Hz. İsa toplumun mevcut inanç sistemine alternatif sununca kendini çarmıhta buldu.
Hz. Muhammed, Mekke’de İslam’ı tebliğ etmeye başlayınca ilk karşı çıkan en yakın akrabaları idi. Çünkü koyunlar değişime karşıdır.
Hallac-ı Mansur “Enel Hak” deyince koyunların hışmına uğradı.
Dünyayı kurtlar değiştirir. Kurt olmak her zaman zor ve risklidir.
Lütfen kendini sorgula: Bir koyun musun? Yoksa bir kurt musun?
Koyunlar “Padişahım sen çok yaşa” derken, kurtlar “Böbürlenme padişahım senden büyük Allah var” der.
Siyasilerin en çok sevdiği kesim koyunlardır.
Siyasiler sorgulayan, yargılayan, düşünen kurtlardan hiç hazzetmezler.
Koyunlar her zaman besilidir, ama kurtlar ömrünün çoğunu aç geçirir.
Koyunlar her zaman ağılda esir hayatı yaşar, ama kurtlar bozkırın üzerinde ve gök kubbenin altında her zaman hür ve özgür yaşarlar.