Söz uçar, faal kalır

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Konuşmaktan çok, konuşacaklarımız veya planladıklarımız üzerinden faaliyete geçtiğimiz vakit, etkili sonuçlar alabiliriz daha çok. Gerçekleşen herhangi bir olumsuz durum karşısında takınılan tavır, yapılması gereken veya beklenilenin dışında, art arda sıralanan kınamalar, protestolar ve toplanan maddi yardımlar tarzında oluyor genellikle ama bu yetmiyor ne yazık ki. Önemli olan yapılmak istenen her ne ise onun eyleme geçirilmesidir.

Yarım asırdan fazla, neredeyse tüm dünya ülkelerini dolaylı ya da doğrudan etkileyen Filistin sorunu karşısında, birçok Müslüman ülkenin takındığı tavır da bundan öteye geçememektedir maalesef. Şu anda katliam denilebilecek bir ortamın tam ortasında bulunan ve amacı sadece topraklarına tutunmak olan Filistin’de yaşanan kaos ortamını engelleyecek bir beraberlik ortamı da yok yine aynı şekilde.
Televizyon kanallarında veya sanal ortamda Filistin’e destek amaçlı konuşmalar, programlar düzenleniyor hep bugünlerde. Ama eylemsel olarak destek olup Filistin’de bulunan hiçbir Müslüman ülke yok şu anda. Hani nerede İslam İşbirliği Teşkilatı? Hani Müslüman ülkelerin bir araya gelip düzenlediği zirve toplantılarında alınan kararlar? Yok hiçbiri.

Çoğu bulundukları devletlerin olumsuz baskılarından kaçan Yahudilerin yeni bir devlet çatısı altında toplanma istekleri, günümüze kadar süren Filistin sorununu doğurmuştur. Yüzyıllardan beri Siyonistler tarafından hep topraklarından koparılmaya çalışılan Müslüman bir halk oldu Filistin bu yüzden. Yaşanan bu sorun, İngiltere’nin alt yapı zeminini oluşturmasıyla doğup, güç dengelerinin değişmesi ile birlikte, siyonist destekçileri yöneticilerin bayrağı devralmasıyla büyüyen bir sorun halini aldı zamanla. Yaklaşık bir asırdır dünya siyaset gündeminin en üst noktalarında yer almasına rağmen, hep çözülmeyi bekleyen ama bir türlü çözüme kavuşturulamayan bir sorun olarak kaldı günümüze kadar ne yazık ki.

Peki, neden Filistin? Etrafında Mısır, Lübnan, Suriye ve Ürdün gibi bölgeler olması dolayısıyla oldukça stratejik ve jeopolitik öneme sahip bir toprak parçasıdır aslında küresel güç odakları açısından. Filistin’deki kaos ortamının temelinde de zaten, yüzyıllardır Ortadoğu üzerinden tasarlanan projelerin, hayata geçirilmek istenmesi yatmaktadır.

Söz uçar, faal kalır