Belediyecilikte doğru-yanlış orantılar
Seçmenlerce yeteneksiz/bilgisiz ellere teslim edilen kimi belediyelerin zaman-zaman ekonominin kamburu olduğunu sanırım bilmeyen yok.
Hiç bir bürokrasi deneyimi olmayan kadroların yerel yönetimleri nasıl bir çıkmaz içine ittiğini geçmişte çok yaşadık.
Belediye vardı, 657 Yasaya tabi personelinin emekliliği geldiğinde TC Emekli Sandığı keseneklerinin yatırılmadığı ortaya çıktı/anlaşıldı.
Bu bir bilgisizlik, bu bir ihmal, bu bir suçtu.
Ne oldu?.. Çözümü bulundu!..
TEK'e yıllarca ödeme yapılmadığından biriken milyarlarca lira elektrik borcu, mali af çıkarılarak genel bütçeden, yani yurttaşın cebinden ödendi.
Kimi belediyelerin ihalelerinde sayısız sorunlar/yolsuzluklar iddiası yaşandı.
İmar uygulamalarındaki yanlışlıklar, soruşturmalar da öyle...
Hizmet veriminde/dağılımında kimi zaman "Bizim partiden anlayışı" sırıttı. Çoğu yurttaş bu yanlış uygulamayla mağdur oldu. Üzüldü.
"Partizan anlayış"a sarılan kimi yerel yönetimler bu yanlış uygulaması nedeniyle kendi personeline tazminat ödemeye mahkum oldu.
Daha pek çok yanlış/hatalı uygulama ve keyfilikler...
***
Bugün ülkemizde "Büyükşehir Belediyeciliği" giderek yaygınlaştırılıyor.
Daha çok, daha verimli, daha hızlı hizmet amaçlanıyor hesapta!..
Nüfusu yetersiz illerin tüm ilçe, belde ve köyleri bir bütün olarak düşünülüp büyükşehir yapılmasının amacı da yurttaşa "daha çok, daha verimli, daha hızlı hizmet" götürmeyi görünürde amaçlıyordu.
Bu doğruydu.
Ama, kağıt üzerinde, "görünürde" bir amaçtı bu...
Şimdi bakalım, evdeki hesap çarşıya uydu mu? gerçeğine....
Yerel "seçim sath-ı maili"ne girildiği şu günlerde yeni yeni "Büyükşehir Belediyesi" yapılacak illerin adlarından söz ediliyor.
Peşinen belirtelim ki, bu bir siyasal amacı gerçekleştirme heyecanı...
Şöyle ki, bir önceki yerel seçim öncesi büyükşehir uygulaması kapsamına alınan Karadeniz'deki Ordu ve Trabzon'un kent merkez nüfusu, yasanın emrettiği sayıya ulaşmadığından yukarıda sözünü ettiğimiz bu illere bağlı ilçe, belde ve köylerin nüfusları dahil edilip tüm il sınırları içini kapsayan Büyükşehir uygulaması getirilince çok arzulanan siyasal amaç gerçekleşmiş oldu.
Böylelikle ilçeler ve kırsal kesimden gelecek oyların rengi belli olduğundan "Büyükşehir Belediyesi" ve ilçe belediyeleri seçimleri böyle siyasal bir anlayışla kazanıldı.
Hele de büyükşehir uygulamasına geçen çoğu il merkezlerinde (Gaziantep, Balıkesir) en az iki ilçe kurulup iki belediye oluşturulurken Ordu ve Trabzon merkezlerinin -yeni adlarla- yine birer belediye olarak kalmaları "hizmet verimliliği ve hızlılığı" anlayışıyla ters; ama siyasal kazanma amacıyla doğru orantılıydı.
Buradaki korku, Trabzon ve Ordu merkezde kurulacak yeni ilçelerin belediye seçimini kaybetmekti.
Bu konuda yazılacak daha çok şey var.