İZ BIRAKANLAR...

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

1 Mart 20.. Descartes...
Hayranı İsveç Kraliçesine sabahın altısında felsefe dersleri vermek için kendini güneş doğmadan kalkma stresine sokup, zatürreeye yakalanıp 54 yaşında ölen Descartes tarafından asırlar önce söylediği, yüzyıllardır gündemde kalmayı beceren bir söz var - "Cogita, ergo sum!" yani "Düşünüyorum, o halde varım."

Kim soruyor?
New York City College hocalarından Morris Raphael Cohen öğrencilerine bir kaç ders Descartes felsefesini anlatır, her şeyden kuşkulanmasının nedenlerini söyler ve Meditations adlı kitabını okumalarını önerir.

Aradan bir kaç gün geçer öğrencilerinden birine koridorda rastlar. Öğrencinin saçı başına karışmış, pejmürde, gözlerinin feri sönmüş vaziyette sorar -"Söyleyin hocam, ben var mıyım?"
Belli ki bir kaç gündür uyumadığı için gözleri kan çanağına dönen öğrenciye Cohen tereddüt etmeden cevabı yapıştırır - "Kim soruyor?"

Descrates tarafından söylenmiş sözü biraz değiştirerek yönetim kargaşasını ifade etmek üzere kullanabilir miyim? - "Yönetim kuramı var, o halde uygulanıyor!"
Ben de, otuz yılı aşkın bir süredir akademik, özel kesim, kamu görevlerim arasında geçirdiğim dönemlerde okullarda öğretilen, çalışma yaşamında uygulamasına şahit olduğum, kısaca yaşantımın her gününde, her an haşır neşir olduğum yönetim kuramı hakkında zaman zaman aynı şeyi sorup durdum - "Gerçek hayatta yönetim kuramı uygulanabiliyor mu?" Arkasından da önce "Soran kim?" arkasından da “Bakan veya umursayan kim?” demekten de kendimi alıkoyamadım.

Yönetimin bütünleşik bir kuramı olmadığını, yönetim gurularının önde gelenlerinden biri olan, rahle-i tedrisinden geçmek fırsatı bulduğum Profesör Harold Koontz çok yıllar önce derslerinde ısrarla söylerdi. Söylemekle yetinmeyip yazıya da dökmüştü - Management Theory Jungle - Yönetim Kuramının Balta Girmemiş Ormanı!
Bizim okullarımızda, dünyanın birçok yanında olduğu gibi, önüne ardına, kültürel varsayımlarına bakmadan Amerikalılar tarafından geliştirilen yönetim kuramı öğretilir. Bu kuramın dört ana parametreye dayalı basit bir döngüsü vardır - Planlama, Organizasyon, Yürütme ve Kontrol.

Bu mekanik parametrelere zaman içinde insan katkısının önemi anlaşıldıkça, mühendislik dışındaki alanlardan alıntılara ihtiyaç duyulunca, motivasyon, iletişim, anlaşmazlık yönetimi, güçlendirme, takım çalışması ve bir sürü ilgili ilgisiz kavram işin içine katılarak yönetim sözlüğü zenginleştirilmiş ama kuram aynı ölçüde bütünleştirilememiş hatta karmakarışık hale getirilmiştir.

Amerika dışındaki ülkelerde Amerikan yönetim öğretisi nasıl bir performans sergiliyor? Merakımı çekiyor. Bende, deneyimlerim Fransa, İsveç, Almanya, İngiltere, Danimarka gibi Avrupa ülkelerindeki deniz aşırı iş yapan bazı kuruluşların yönetim anlayışları ile sınırlı olduğu için fazla açılmadan dar bir çerçevede kalarak, özümüze dönerek herkesin güzel bulup hor kullandığı bir ülkede ne yapıldığına bakıyorum...

İZ BIRAKANLAR...