Gün geçmiyor ki bir tuhaflık yaşanmasın
Hemen hemen her gün birbirinden ilginç olaylarla karşılaşıyoruz artık. Öyle bir zaman diliminde yaşıyoruz ki, neredeyse her anımız, birbirinden garip ve ‘hadi canım, bu kadarı da olmaz’ dedirten tarzda olaylarla geçiyor.
Her gün medyadan takip ettiğimiz onca olumsuz haberden sonra bazı olaylar, trajikomik de olsa, kabul edilmesi daha kolay ve kötünün iyisi dediğimiz durumda oluyor haliyle.
Kayseri’de bir kişi, düğününde çeyrek altın taktığı bir tanıdığının, kendi düğününe gelmemesi ve taktığı çeyrek altınını geri getirmemesiyle, tanıdığı hakkında icra takibi başlatmış. Evine ödeme emri giden kişi, bir yandan şaşırıp bir yandan da gelen resmi evrak karşısında paniğe kapılıp, düğünde takılan altının bedelini ödüyor ve olayı kapatmaya çalışıyor. Olay kapanıyor kapanmasına ama yargıya taşınmakla birlikte, haber kaynaklarının da ilk sıralarında, ilginç bir olay olarak yerini alıyor tabii.
Çok değil, bu olaydan bir süre önce, benzeri bir olay, yine Kayseri’de yaşanmıştı. Bir şahıs, yakın bir dostunun düğün davetine katılıp, taktığı altını aradan 7 yıl geçmesine rağmen, tanıdığına bir not yazarak geri istemişti.
Şahsın yazdığı notta aynen şu ifadeler yer alıyor: “Bu mektubu size oğlumun düğün davetiyesi olarak göndermek isterdim. Olmadı. Oğlum 38 yaşına gelmesine rağmen evlenmek istemiyor. Kısmet olmayınca olmuyormuş. Ne yaptıysam olmadı. Derim ki, sizin kızın düğününde takmış olduğumuz çeyrek altını iade ederseniz memnun olurum. Size ve ailenize sağlıklar dilerim.”
Olay, altının geri verilmesi ile hukuki bir boyut kazanmadan kapatılmış. Fakat yine trajikomik bir olay olarak hafızalarda kaldı ne yazık ki.
Sanırım bu ve benzeri garip ve bir o kadar komik olaylar ile karşılaşmak artık gayet olağan bir durum haline geleceği için, bundan sonra düğün salonlarının girişlerine ‘Hediye dışında, emanet takı veya para kabul edilmiyor’ gibi esprili ve iğneleyici ifadelerin yer almasının da kaçınılmaz olacağını düşünüyorum. Ki, daha sonra kötü bir sürpriz ile karşılaşmamak adına, bu gayet mantıklı olur yani.
Sadece Kayseri’de mi yaşanıyor? Hayır. Ama yaşanan bu tarz olayların adresi Kayseri olunca, biraz daha ilgi çekiyor ister istemez. Artık Kayseri denince akla ilk gelen pastırmadan çok, yaşanan bu tarz olayların da desteklediği gibi uyanık, pazarlıkçı, parayı seven gibi ifadelerin kullanılması olur. Adı çıkmış dokuza, inmez artık sekize. Uyanıklığın, çıkarcılığın ve fırsatçılığın ön plana çıktığı günümüzde, artık daha dikkatli davranmakta da kesinlikle fayda var.