Erbap Yorumu…
Eski notlarımı ve kitaplarımı karıştırırken tanıdık bir isme rastlıyorum - Fayol.
Malum, Yönetim biliminin babalarından, adını dilinden düşürmediği halde birçok kişinin İstanbul doğumlu olduğunu bilmediği Fransız mühendis Henri Fayol 20. Yüzyılın başlarında yönetimin on dört tane ilkesini ortaya koyar. Sonra birileri bunları kendine göre yorumlar, yontar, köşelerini törpüler, kendine göre hayata geçirir.
Kimisi reçeteyi saptırmadan uygulayarak başarıyor adı Kalkınmış ülke oluyor; kimisi reçeteyi her gün sürekli değiştirip, başkalarının kafasını kuma gömerek, başaramıyor, onlara yerinde sayan ülke veya ayıp olmasın diye kibarca palazlanan ülke adı veriliyor.
Kısaca bu ilkelere ve bizim yönetim çarkını emanet ettiğimiz aklı ehil alaylı yorumcuların bunları yarım asır boyunca nasıl yonttuğuna ve bizi 21. Asrın başında Dünya Bankasının düzenlediği olimpiyatlarda Uganda ile aynı kategoride güreş tutma başarısına kadar nasıl eriştirdiğine bakıyorum.
İşbölümü... Fayol diyor ki – “İşbölümü yap, uzmanlaş çok daha verimli olursun...”
Aklı ehiller bu ilkeyi şöyle yorumluyor - “Biz uzmanlaşmanın alasını yapıyoruz. Basit bir işi o kadar çok parçaya ayırıp her birini başka kişiye yaptırıyoruz ki, günde 15 dakikadan fazla zaman almayan işlere tam mesai ödüyoruz, sonra da bu kısmen çalışan yorgun kişileri yirmi yılda emekli ediyoruz. Emekli olunca da ‘Emekli maaşını nereden bulacağız?’ iye dertleniyoruz...”
Yetki ve sorumluluk... Fayol diyor ki – “Çalışanlara yetki ve sorumluluk vereceksin...”
Aklı ehiller bu ilkeyi şöyle yorumluyor - “Yetki ve sorumluluk konusunda çok cömert davranıyoruz. Aynı yetkiyi belirsiz bir hale getirip herkese verdiğimiz için sorumluyu bulmakta zorlanıyoruz. Hoş sonuçta iş nasıl en alt kademedeki garibanı buluyorsa, sorumlulukta dönüp dolaşıp en alttaki garip, bigünah, bir şeyden habersiz kapıcı, odacı, bekçiyi buluyor...”
Kurallar... Fayol diyor ki – “Disiplin yani çalışanların uyacağı kuralları açık ve seçik olarak belirle...”
Aklı ehiller bu ilkeyi şöyle yorumluyor – “Kurallar konusunda öyle kolay taviz verilemez. Haklarımıza çok iyi ve hep birlikte sahip çıkalım. Temsil misal - Herkes mesai bitiminden yarım saat önce yaptığı işi bırakmalı ve eve gidiş hazırlıklarına başlamalı. Bazıları maaşını işe dahi uğramadan doğrudan doğruya ATM den almalı...”
Komuta birliği... Fayol diyor ki – “Komuta birliği olmalı, herkes emirleri bağlı olduğu bir üstünden almalı...”
Aklı ehiller bu ilkeyi şöyle yorumluyor – “Bir amir iyidir ama bir adama beş amir daha da iyidir. Aynı adama beş amir verilmeli ki çalışanın iş ve hayat tecrübesi artsın...”
Amaç birliği... Fayol diyor ki – “Amaç birliği olacak, herkes aynı amaca bir yönetici ve bir planla varacak...”