Bir piramit deneyimi...
Otellerde, ben de bir kaç cilt öykü kitabı yazılabilecek kadar değişik olaylar yaşadım, gördüm, deneyimler edindim. Bazılarını tarihe kaydetmek istiyorum -
Ses yalıtımı müthiş gelişmiştir... Otel, iki oda ötede kalan kişinin uyandırma verdiği saatte uyanmayı garanti ettiğiniz yerdir. Odanızdaki televizyonu açmadan en son haberleri kulağınıza fısıldanırmış gibi duyabileceğiniz yerdir. Radyoyu açmadan, diskoteğe gitmeden sabahın erken saatlerine kadar gürültülü müzik dinleyebileceğiniz en pahalı yerdir.
Söylemek yetmez... Otel, telefonla veya bizzat uğrayarak ilgili yetkiliye uyandırma yazdırıp, ya yanlış saatte uyandırıldığınız, ya da hiç uyandırılmadığınız yerdir.
Misafirperverlik anlayışları biraz farklıdır... Bir gün içerisinde onlarca ve yüzlerce kez karşılaştığınız otel çalışanlarının suratlarında eziyet çekiyormuş veya işkence yapılıyormuş! Veya bir an önce gitseler de rahat etsek ifadesi taşıdıkları yerdir.
İletişim yöntemi farklıdır... Çalışanların birbirine verecekleri her mesajı uzaktan bağırmak veya el kol hareketleri yoluyla vermeyi tercih ettikleri yerdir.
Cebinizi yönlendirir... Oteller, telefon etmek için beş misli para vermeyi göze aldığınız yerdir. Yaz aylarında, bayramlarda, diğer tatil günlerinde diğer günlere ve yabancı turistlere oranla daha kötü hizmet almak için birkaç misli daha fazla para ödemeye razı bırakıldığınız mutena mekânlardır. Şimdilerde müşteri kazıklanmaya karşı cep telefonu kullanarak bir çare buldu ama bunun önü de kesildi - eskiden otele verdiği ekstra parayı şimdi devlete vergi diye ödüyor.
Eliniz cebinizden çıkmaz! Yabancılar sezon dışında otellerde kendi ülkelerinde bir tost ayran yemek için harcayacakları paraya yarım pansiyon konaklayabiliyor. Yerliler için ucuz bir otel sezonu yok. Kışın çalıştıkları için tatile dolayısıyla otele gitmiyorlar, diğer zamanlarda da katmerli kazık yiyorlar. Bayram seyranda, yaz aylarında fiyatlar vatandaş sevgisiyle bir kaç kez katlanıyor.
Tatil geldi otel fiyatları ikiye katlandı
Okulların kapanmasını fırsat bilen turizmciler tatil fiyatlarına zam yaptı. İç turizmde fiyatlar dolar bazında bir haftada yüzde 50 arttı. Alman, Rus, İngiliz veya Amerikalı bir turist, Türkiye’de yerli turistten çok daha ucuza tatil yapabiliyor.
Personelin eli titrer... Özellikle her şey dâhil otellerde servis yapan personeli sanki “Bedava bulunca çok yiyip içerler, aç gözlüdürler, Allah gözlerini doyursun. Siz elinizi ağır tutup, kuyrukta bekletin, ısrar edilmedikçe vermeyin,” talimatı almış gibi porsiyonu fazla kaçırma endişesi ile tir tir titrer.
Sona kalan dona kalır... Otellerde her ne kadar “İstediğinden istemediğin kadar ye,” denilse de sona kalıp dona kalmamayı becermek gerekiyor.
Hizmet mi al sana hizmet
Açık büfede saat 9.15 de portakal suyu bitiyor, nedeni sorulduğunda kaba bir sesle alınan cevap - “Bitti kardeşim dokuzda gelseydin!”
Ismarlanan kola yarım saat sonra avdet ediyor ve hışımla masaya bırakılıp soruluyor - “Hemşerim, senin oda numaran gaç?”
Akşam yemeğinde yirmi dakika döner kuyruğunda bekliyorsunuz, sıra geldiğinde makûs talih size gülüyor - “Abi, döner taze bitti!”
Otel müdürünün beyanatı şöyle - “Noksanlarımız var ama müşteri sayısının yüzde 30 ‘u kadar yemek çıkarıyoruz. Okulda bize öyle öğrettiler. Ekonomik olmak gerekir.”
Müşteri kaçar... Otellerde müşteri hesabı ödemeden kaçar endişesi yaşanır. Özellikle mini bar olan otellerde bu endişe aşırı boyutlara ulaşıp paranoyak davranışa yol açabiliyor. Bir kamu işletmesi otelinde müşteri mini bar hesabını vermeden gider diye sabahın altısında sezdirmeden müşteri odasına girip mini bar tüketiminin kayda alındığı öyküsü bana anlatılmıştı.
Kepenkler inmez derler, inanma! Oteller, 24 saat açık olup, 24 saat hizmet verilmeyen yerdir. Otellerin hiç kapanmadığını göstermek için oteller, eskiden, açılış törenlerinde kapı anahtarı bulunmayacak şekilde sokağa atılırmış. Gösteri iyi ama tamamen göstermelik gibi duruyor.
Her şeye rağmen müşteri dostu çalışanlar ve hazmedilebilen, kullanıma uygun davranış sayesinde konaklanabilecek bir piramidi hayal etmek dahi güzel...
İş otellerle kalsa ne iyi. Akla gelebilecek her sanal piramitte bir dizi müşteri düşmanı icat yapılabiliyor.