Sürücülere uyarı....

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Davranış, acaba içinde yer aldığı ortam koşullarından arındırılabilir mi? Yani her ne olursa olsun insan aynı ortamın bir kesitinde (aile yaşantısında, dost meclisinde, dernek toplantısında, ofiste) sakin, aklı başında, makul, yetişkin; bir diğer kesiminde (sokakta, çarşıda, trafikte, maçta) saldırgan, asabi, mantıksız, aklını yitirmiş bir canavar olabilir mi? Ben “Olmaz, olamaz, olursa da olsa olsa çok kişilikli bir hasta olur,” diye düşünüyorum!

Amerikalılar ne hikmetse canına çok düşkün oluyor. Türkiye’de vatandaşın yarattığı ve beslediği sözüm ona trafik canavarına karşı ne yapılması gerektiğini araştırıyor ve canını sevenlere uzun uzadıya anlatıyorlar. Bizim trafik canavarı ile ilgili alınacak, gücenecek, gocunacak bir şeyimiz yok, ne isterlerse onu yapsınlar.

Ancak her gün yaşantımızın en az üçte birini geçirdiğimiz, öyle veya böyle temas haline bulunduğumuz çalışma hayatında da aynı davranışları görünce “Dur bakalım” diyorum. Trafikte keşmekeş olabilir, bununla yaşayabiliriz ama iş yaşamında keşmekeş olmasına izin vermememiz gerekiyor, bununla yaşamamız mümkün olmaz.
İşte bakın Amerikalılar için hazırlanan trafik uyarılarını kendi gözlüklerimle yorumlayınca ortaya neler çıkıyor neler!

Hiçbir şeyi varsayma... Trafikte herkes kendi kuralını kendi koyar, hiçbir şeyin olması gerektiği gibi olması beklenmez. Günübirlik yaşamda hiçbir şey varsayılmaz - beklediğin zam akşamdan sabaha yok olmakla kalmaz eksiye düşer, gezmeyi planladığın hafta onu çalışman istenir, hak ettiğin terfi bir başka bahara kalır...
Beklenmeyeni bekle... Trafikte olabilecek her şey olur. Murphy’nin kulakları çınlasın. Günübirlik yaşamda her an bir sabah işe geldiğinde “Kusura bakmayın burayı kapattık veya daha bir yüksek kuruma devrettik, alacaklarınızın üstün bir bardak soğuk su için,” yazısının asıldığı kapı duvarla veya bir sabah iş vardığında masanda oturan yeni müdür ile karşılaşabilirsin. Şaşma.

Misyonunu asla unutma... Trafikte misyonun kazasız bir gün atlatmak, kazaya karışmamak, bir yayaya çarpmamak olmalıdır. Günübirlik yaşantı da misyonun o günü bir büyük başın ayağına basmadan, iş arkadaşlarını olmadık kaprislerinle kendine düşman etmeden, en önemlisi işten atılmadan geçirmektir.

Kimsenin sinyal vermesini bekleme... Trafikte aklına esen, aklına estiğini, aklına estiği zaman yapar. Günübirlik yaşamda da üstün fazla mesai yapmanı tam sen kepengi kapamaya başlamışken, mesai bitimine beş dakika kala ister.
Korna çal... Trafikte karşıyı başka türlü uyandıramazsın. Günübirlik yaşamda ziyaret edeceğin yere geleceğini önceden haber vermez isen zor durumda kalırsın ve karşıyı zor durumda bırakırsın; habersiz teftiş olmaz.

Sollayan aracı aynı anda bir başkası da sollayabilir... Trafikte karşıdan gelenin hayatına yeni bir heyecan katılsın diye sollar. Günübirlik yaşamda sen yükselmenin heyecanını yaşarken bir bakarsın senin altındakilerden birkaçı senden daha yukarı, daha yüksek bir ücretle tırmandırılmış.

Dikiz aynasında görünenle yetinme... Trafikte dört göz, dört kulak olman gerekir. Günübirlik yaşantıda ardına – astının ne yaptığına - bakman yetmez, önüne – üstünün ne yaptığına, sağına soluna – iş arkadaşının ne yaptığına - bakmaz isen olmadık anda duvara çarparsın.

Sağdan sollamak serbesttir... Trafikte sağını solunu bilmeyenler sağdan geçerse de sen yolunda ayrılma. Günübirlik yaşantıda beceriksiz, ehliyetsiz ama doğru ilişkili adam senin sağından göstere göstere geçince sakın üzülüp, süzülme, mücadele devam et.

Şerit değiştirmek için işaret vermezler... Trafikte birçok kimse sinyal lambalarının arabalara süs diye konulduğunu sanır. Günübirlik yaşantıda bir işi yaparken birden bire öbür işin yanı sıra hemen yapman koşulu ile birkaç iş daha önüne yığılır.
Tek yönlü yollarda geri gelmek serbesttir... Trafikte ileriden dönmekten daha ucuza gelir. Günübirlik yaşamda izlediğin yanlış yoldan çıkış bulamayınca aynı yolu geriye sararak çıkabilirsin.

Yolun ortasından başkasına yol vermeyecek şekilde sürenler vardır... Trafikte ağalık böyle belli olur. Günübirlik yaşamda önünde sana geçit vermeyen düşük hızda seyreden birisi hep olur, onu sağlayacak veya sollayacak olsan aynı sarsaklıkta bir başkası önüne düşer.

Kör virajlarda öndeki aracı geçenler olur... Trafikte sorumluluk karşıdan gelene devredilir, karşıdaki düşünsün diyerek rahat edilir. Günübirlik yaşamda sana verilen görevi öngörülen zaman dilimi içinde yapman imkânsızdır, bunu işi veren de bilir ve arkasına yaslanıp senin ne yapacağını keyifli bir merakla izler.

Yol ortasında dolaşan hayvan veya sürülerine rastlanabilir... Trafikte sürücüler gibi başıboş hayvanlar da işaret vermeden şerit değiştirir. Günübirlik yaşamda sen bir işi kan ter içinde yetiştirmeye çalışırken önüne iş arkadaşlarının hiç acelesi olmayan bir sürü ıvır zıvır el tutan kalabalık işleri çıkar.

Tampon tampona sürenler vardır... Trafikte sürücünün ustalığı öndeki araca çarpmadan yaptığı yakın takip ile belli olur. Günübirlik yaşamında işini yakın takibe almayan çok ama çok bekler, alan hemen ön geçer; rakibini soluğunu ensesinde hissettirdiğin ölçüde rahatsız edersin.

Sürücülere uyarı....