.. Ortak kaygı “Resistance”...
Bir değişikliğe karşı çıkmak, karşı koymak insan alışkanlıklarının başında geliyor. Çoğu kez değişime direnenlerin bir kuruluşun alt kademesindeki çalışanlarca oldukları söylenir. Değişime direnmenin değişik nedenleri oluyor – psikolojik, sosyolojik, kültürel, çevresel... Bazı kaynaklarda direnmenin nedenleri sıralanıyor, bazı kaynaklarda değişim konusu, değişimi yapacak kişi, değişim yöntemi ile ilgili düşünceler yer alıyor.
Ben konuya değişime karşı çıkma gerekçelerini sınıflandırarak yaklaşmayı tercih ediyorum. Çünkü değişime direncin kırılması için direncin hangi yörede yoğunlaştığını bilmek gerekiyor. Değişime direnmenin üç değişik hat üzerinde yapıldığını görüyorum. Değişim karşıtlarının üç güçlü savunma hattı oluyor. Birinci direniş hattı değişim nedeni, ikinci direniş hattı değişim süreci, üçüncü ve son direniş hattı ise değişimin sonuçları üzerine inşa ediliyor. Kestirip atmak en kolayı ama ikna yolunu tercih edenler bu üç direniş hattında iyi savunma yaparak değişimi püskürtmeye çalışıyorlar.
Değişim nedenlerini ıskartaya çıkarma gerekçeleri ilk savunma hattını oluşturuyor -
“Halinden memnun olmayan mı varmış! ... Örf, adet, anane, geleneklerimize aykırı! ... İdeolojimize ters düşer! ... Biz farklıyız! ... Zar zor kurduğumuz dengeyi bozmayalım! ... Zamanı değil, belki ileride! ... Henüz iyi bir gerekçe söylenmedi! ... Alın yazısı değiştirilemez!... Kimin çıkarına hizmet edeceğiz? ... Sakın bir komplo girişimi olmasın!”
Değişim sürecinin işlemeyeceğine ilişkin gerekçeler biraz daha farklı. Değişim sürecinin başarısız olmasına yol açabilecek türlü çeşitli nedenler ikinci mevzii oluşturuyor -
“Kimseye anlatamayız! ... Sorgulanır! ... İpliğimizi pazara çıkarırlar! ... Bu gömlek bize bol gelir! ... Bu kadar zahmete değer mi? ... Neyi, nasıl, kimle yapacağız? ... Israr bezdirir, kaçırır! ... Sabote edilir, baltalanır! ... Sipere girip boş anımızı yakalamayı beklerler! ... Astarı yüzünden pahalıya gelir! ... Özgüveni yitiririz! ... Bu adamlarla mümkün değil! ... Hantal bir yapımız var! ... Manevra yeteneğimiz yok! ... Taraftar bulamayız! ... Eski kurtlara yem oluruz!”
Değişimin sonucuna ilişkin gerekçeler ise değişimle elde edilecek sonucun incir çekirdeğini bile dolduramayacağını bir güzel anlatır. Bunlar sokak arasında göğüs göğse çarpışma anlamına gelen en son savunma hattını oluşturur -
“Değişim kim, biz kim? ... Bilinmeyen herkesin ödünü patlatır! ... Gelecek şokunu kaldıramayız! ... İyi kötü idare ediyoruz! ... Üç günde eski tas eski hamama döner! ... Fantezi olur! ... Ne elde edeceğiz ki? ... İnsanlar değişmez! ... Gelen gideni aratır? ... Üstünkörü, kozmetik makyaj, göstermelik olursa? ... Alışkanlıklar değişmez! ... Maya tutmaz! ... Bizden sonrakilere yapacak bir şeyler bırakalım!"
Direnmenin kırılması için çabaların her üç savunma hattında eşanlı olarak irdelenmesi gerekiyor. Değişime sessiz kalma davranışından direncin olmadığı anlamı çıkarılamıyor. Yani suların durgun olması içinde timsah olmadığı anlamına gelmiyor. İlk şokun etkisiyle gerçekleşen nutuk tutulmasının ardından savunma mekanizmalarının derhal işletilmeye başlandığı biliniyor.
Değişimin başarı şansı en az yedi faktöre bağlı –
(1) Hali hazırdan duyulan aşırı memnuniyetsizlik. (2) Duvara defalarca toslamanın getirdiği ümitsizlik. (3) Değişimden başka çıkar kapının bulunamaması. (4) Değişimin getireceği olumlu sonuçlara karşı olan inanç. (5) Değişim yolları hakkında bilgi. (6) Adım atma cesareti. (7) Değişimin maliyeti.