Karne heyecanı
Bir eğitim öğretim yılının daha sonuna geldik. Neredeyse her yıl, yaz tatiline girmeden bir gün önce bütün okullarda söylenen giriş cümlesidir bu. Öğrencilerin tüm yıl sabırsızlıkla duymak istediği cümle de denilebilir aslında.
2018-2019 eğitim öğretim yılının yaz tatili dün itibariyle başlamış oldu. Öğrenciler karnelerini aldılar. Veliler için aynı şeyi söyleyemeyeceğim belki ama hem öğretmenler hem de öğrenciler için uzun bir dinlenme süreci başladı denilebilir. Yaz tatili öğrenciler için daha çok dinlenme zamanı tabii ki ama gelecek eğitim dönemi için eksikliklerini tamamlamaları açısından da ayrı bir önem taşıyor.
Başarı, her zaman takdir edilmesi gereken bir olgudur elbette ama çocuğa bu takdiri, çok pahalı hediyeler alarak veya çok büyük vaatlerde bulunup, her istediğini yaparak göstermemek gerekir diye düşünüyorum.
Çoğu ebeveyn, çocukları zayıf not aldığında cezalandırıyor, yüksek not aldığındaysa ödüllendiriyor. Aslında bu şekilde kendi çocuklarına olan sevgiyi şartlandırıyorlar bir nevi. Böyle olunca da çocuk, ‘Başarılı olduğumda, bana değer verilir, başarısız olduğumda ise değer verilmez’ gibi yanlış bir düşünceye kapılır ister istemez.
Bir diğer önemli nokta ise çocukların hiçbir konuda ve hiç kimse ile kıyaslanmaması gerektiğidir. Özellikle de yakın çevresindekilerle. Ama ne yazık ki bazı aileler, bu hatayı sıkça tekrarlıyor. Bazı öğrenciler, arkadaşlarına göre biraz daha geri planda olabilir, bu gayet normal. Bu durum, onu bir başkası ile kıyaslamak gerektiği algısını ortaya koymamalı.
Bir çocuk, sahip olduğu yetenekleri doğrultusunda verilen sorumluluk bilinci ile ön plana çıkar daha çok. Aldığı not veya karne yüzünden hiçbir çocuk üzülmeyi hak etmiyor. Ve üzülmemelidir de. Çünkü bir karne çocuğun tüm performansını yansıtmaz kesinlikle. Yani notları çok yüksek olan bir çocuğun, hayatta hep başarılı işler yapacağı söylenemez. Tam tersi, başarısız da olabilir. Her çocuğun başarılı olabileceği yönleri farklıdır. Önemli olan da çocuğun bu farklı yönünü ön plana çıkarmak. Bu da hem ailenin hem de öğretmenin görevidir. Bu yüzden alınan karne, sadece öğrencinin değil, hem velinin hem öğretmenin hem de eğitim sisteminin karnesidir aslında.