Edilgen olmak
Ünlü Zen Üstadı Bokuju şöyle dermiş. “Gidip dereden geç ama suyun sana dokunmasına, seni ıslatmasına asla izin verme”. Tapınağın yakınından geçen derenin üzerinde de köprü filan yokmuş. Pek çok insan dereden geçmeye çalışmış, ama her defasında su paçalarına dokunmuş, onları ıslatmış.
Bir gün bir rahip gelip şöyle demiş. “Usta, bize bilmeceler veriyorsun. Dereyi geçmeye çalışıyoruz. Köprü olmadığı için su bize dokunuyor. Eğer bir köprü olsaydı su bizi ıslatmadan dereyi geçmemiz mümkün olabilirdi. Senin dediğin şey nasıl mümkün olabilir ki?”
Üstad Bokuju “Bu işin nasıl olduğunu ben size göstereceğim” demiş. Ve dereden karşı tarafa geçmiş. Elbette su ayaklarına dokunmuş, ayaklarını ıslatmış. İzleyenler “Bak, su sana da dokundu” demişler. Bokuju “Bildiğim kadarıyla dokunmadı” demiş. “Ben sadece tanıktım. Su ayaklarıma dokunda ama bana dokunmadı”.
Zen mantığı gizem doludur. Bir çok olayı dolaylı yollardan anlatır. Bir olayın içine girmekle o olaya tanık olmak aynı şey değildir.
Kavga eden iki insan görürsünüz. Birinci durumda bu insanların arasına girersiniz, onları ayırmaya çalışırsınız. Birkaç yumruk ve tekme yersiniz. Burada olayın içine dahil olursunuz.
İkinci yaklaşım ise, olayın içine girmeden sadece tanık olmaktır. O iki kişi kavga eder, ama siz olaya müdahil olmazsınız. Sadece dışarıdan izlersiniz. Bokuju bu ikinci şıkkı vurguluyor. Başınıza kötü bir şey geldiğinde sadece “tanık olun” diyor.
Babanız mı vefat etti. Sadece tanık ol. “Babam öldü” de. Eğer “Babam neden öldü? Keşke ölmeseydi. Benim babam nasıl ölür?” dersen olayın içine dahil olursun ve bu seni gerer, daraltır, bunaltır, üzer.
Stresin en önemli kaynaklarından birisi olayın içine girmektir. Tasavvufta ermişler bu ikinci yolu takip etmişler. “Sadece izleyici ol, tanık ol, seyirci ol” demişler. Her şeyi varoluşun akışına bırakmışlar.
“Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler” sözü tanık olmayı salık verir. Tasavvuf ehli “Yaratıcının işine karışma” der. “Sen sadece olayları izle, olaylara tanık ol. İyi olacak, kötü olacak diye yorum yapma”. Tabiî ki tanık olmayı başarmak kolay değildir. İnsan zihni her şeye bir yorum yapmak ister. Olayları akışına bırakmak istemez.