Yaşamadıktan sonra
Büyük bir Zen tapınağı varmış. Bir gün buraya ünlü bir Zen üstadını vaiz olarak atamışlar. Yeni gelen vaizi tapınaktaki rahipler tanımıyormuş. Üstat ilk vaazını vermiş ve herkes hayran kalmış. Hiç kimse daha önce bu kadar güzel bir vaaz dinlememiş. Vaazı dinleyen büyük bir kalabalık varmış. Ertesi gün tapınağa daha fazla insan gelmiş, ama üstat aynı vaazı vermiş. Bir önceki günden vaazı dinleyenler sıkılmışlar. “Bu nasıl bir insan? Başka bir konu bilmiyor mu? Dünkü vaazın aynısını verdi” demişler. Vaazı ikinci defa dinlemek onları sıkmış.
Üçüncü gün yine vaaz dinlemeye gelmişler. Ama ilk iki günkü kadar kalabalık değilmiş. Üstat yine aynı vaazı tekrar etmiş. Bir çok kişi daha vaaz bitmeden tapınağı terk etmiş. Vaaz bitince bazı insanlar Üstadın etrafını sarmışlar. “Her gün aynı vaazı mı vereceksin? Başka vaazın yok mu? Sadece bu konuyu mu biliyorsun? Seni üç günden beri dinliyoruz, hep aynı dersi anlatıyorsun. Bu durum artık bizi sıktı” demişler.
Bunun üzerine Üstat şöyle demiş. “Bir çok vaazım, dersim var. Ama siz ilk vaazda anlattığım hiçbir şeyi yapmadınız. Dediklerimi yapmadığınız müddetçe bu vaazı anlatmaya devam edeceğim.”
Bu olaydan sonra kimse tapınağa girmemiş. Yeni birisi geldiğinde de “O üstat hep aynı vaazı verir. Başka konuya girmez. Boştan yere içeri girme” demeye başlamışlar.
İnsan zihni düşünmeyi çok sever, ama bir şeyler yapmayı sevmez. Düşünmek her zaman iyidir, ama eyleme geçmek tehlikelidir. Yardımseverliği, dürüstlüğü, doğruluğu, cömertliği düşünürsün hoşuna gider ama yardımsever, dürüst, doğru, cömert davranmak çok zordur. Eylem gerektirir. Hemen böyle davranmaktan kaçarsın. Hayalen insanlara binlerce doları bağışlayabilirsin ama gerçekte 5 lira vermek zoruna gider. Bazı insanlar hayatı da sadece düşünce bazında yaşarlar. Bir çok şeyi düşünürler. İş kurar, fabrikalar açar. Ama iş bütün bu düşünceleri eyleme dökmeye geldiğinde hemen kaçarlar. Eyleme dökmek zor ve zahmetlidir. Bir çok hoca iyi bir insan olmanın faziletlerinden bahseder, ama iyi bir insan olmak için kendisi eyleme geçmez. Eyleme dönüşmeyen bir düşünce hiçbir işe yaramaz.
Yeryüzünde Hıristiyan, Yahudi, Müslüman, Budist çok, ama düşüncesini yaşayan insan çok azdır. Sözde Yahudi, sözde Müslüman, sözde Budist yığınladır. Ama inancını, düşüncesini eyleme döken çok azdır.
Bir insanın tanımak isterseniz eylemlerine bakın. Düşünceleri sizi yanıltabilir, ama eylemlerinde hata payı azdır. Düşünce bazında bir binayı inşa etmek bir dakika sürmez, ama gerçekte aynı binayı bir senede inşa edebilirsiniz. Bunun için Ziya Paşa, “Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz” demiş.
Düşünce bazında kötü bir insan bulamazsınız. Herkes kendini güzellik aynasında görür, ama eylem aşamasına geçince kişi güzel düşünceleri hayata geçirmez.