Terfi
Tabii...
Bir # - “Mahalle maçına geliyor musun?”
İki # - “Kaçar mı?”
Üç # - “Mutlaka biz kazanacağız. Ben libero oynayacağım. En az iki golüm var.”
Mahalle arasında bir kaç kişinin bir araya gelmesi ile beraber geçici bir takım oluşturulur. Amaç, çoğu kez, hamlığı kendi aklınca gidermek için düzensiz beden hareketleri yapmak, yengi duygusunu tatmak, yenilgiye hayıflanmak, hüzünlenmek, bastırılmış duygu ve sözleri hoş görecek bir ortamda sarf etmek, okulda, sokakta, kahvede konuşacak malzeme yakalamaktır.
Performans ölçümü gol sayısı ile belirlenir, çok atan kazanır, skor genellikle çift haneli sayılarda dolaşır. Hakem yoktur, kuralları katılanların çoğunluğu koyar - üç korner bir penaltı vb, top nerede ise herkes oradadır, kabaca sen kalecisin falan denir ama oyunun heyecanı içinde mevkiler karışır, yaşı ileri gençler yorulur ve su koy verir. Bir kaç saat zaman geçirilir, eğlenilir, kızılır, küsülür, heyecanlanılır, sevinilir, gülünür, bağırılır, gelecek maç için sözler verilir, bol keseden atılır, espri yapılır, “Ahı gitmiş, vahı kalmış eskilerle” dalga geçilir, “Ağabeylik ve kardeşlik,” duyguları perçinlenir…
Katzenbach ve Smith, “Gruplar, disiplinli hareket ederek takım olurlar,” demektedir. Takım, aynen gruplar gibi iki veya daha fazla sayıda insanın bir araya gelmesi ile oluşur. Ancak bir grubun takım olması için başka şartların da yerine gelmesi gerekiyor –
“Astlara sadece bir takım gibi davranmalarını emrederek, onları takım yapamazsınız.” Richard Tanner Pascale & Anthony G. Athos
“Performans ana amaçtır, takım araçtır, hedef değil.” John Katzenbach ve Douglas Smith
“İnsanlar belli bir miktarda tuzu beraber yiyene kadar birbirlerinin asla tanıyamazlar.” Aristotle
Takım olmaya terfi böyle gerçekleşiyor galiba...