Dayanma gücü

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Herkesin anlaşmazlığa dayanıklılığı farklı. Kimisinin dayanıklılığı az, kimisinin çok. Giriştiğimiz re-organizasyon çalışmalarında hoşgörüsü tükenen kapımı aşındırmaya başladı.

“Acaba ne yapsam?” diye biraz düşündüm ve kararlı adımlarla öne çıktım. Onlara aklımın yettiği kadar öneri yapmaya başladım. Neler demedim ki?

“Aklınla üstesinden gel” dedim... Genellikle bir den çok sayıda neden bularak olayı kendine lehine çevir. “Sınavdan çaktım, çünkü sorular zordu; Hoca zaten bana takmıştı; O gün yağmur yağıyordu, trafik sıkıştı sınava zar zor yetiştim,” gibi mazeretlerle kendini haklı çıkar. 

“Arkanı dönüp yürü” dedim... Bir daha aynı kişi veya olayla karşılamamaya özen göster. Kaçtı diyebilirler ama ne de olsa erkekliğin onda dokuzu kaçmak, onda biri de hiç görünmemektir.

“Hapset” dedim... Anlaşmazlık konusunu zihnimde bir kenara koy, diğer konulardan ayır, tecrit et. “O ayrı, bu ayrı de,” dedim.  

“Karşı saflara katıl” dedim...  Güçlünün yanına geç. Kendi başarısızlığını başkalarının başarıları ile ört.

“Kopart at” dedim... Gerçeklerden kopup, hayal dünyasına dal, geçici de olsa rahatla.

“Kendini koru” dedim ... Kendini tehlike gelecek yerden koru. Korkunu karşı tarafa aşırı nezaket göstererek gizle.

“Unut” dedim... İnatla unutmaya çalış, zaten heyecan yaratıcı veya duygusal olayları kim hatırlamak ister ki?

“Başkasının sırtına yükle” dedim... Bir başkasına yükle, yansıt ve gönderme yap. Bundan sonrasını karşı taraf düşünsün. 

Başarılı oldum mu? Gelen herkese göre bir şeyler verdiğimi sanıyorum. Eli boş döndürdüğüm olmadı. Denemeye başladılar…

Takımlaşma

Moda kavramlardan biri de takım oyunu. “Biz bir aileyiz” diye başlayan özlem, Biz bir takımız!” sloganına kadar ulaştı. Bakalım daha nerelere tırmanacak!

Her sanal piramitte sanki mecburiyet varmış gibi bir takım olmaya çalışma çabası dolanıp duruyor. Bu bölümde takımlaşmanın inceliklerine bakıyorum.

Dayanma gücü