Ertesi gün
Bir gün önceki yönetim toplantısında bir kaç departman yöneticisi bir konuyu hararetle tartıştılar. Birisine çok sayıda soru sorulması üzerine o da sert çıkışlar yaptı. Toplantı pek de hoş sayılamayacak bir hava içinde sona erdi.
Toplantının ertesi günü tartışmalara taraf olmadan şahit olduğum için çıkış yapan kişiye yaklaştım. “Dünkü toplantı hakkında ne düşünüyorsun? Beklediğin gibi geçmedi sanırım?” diye bir çanak sorusu sordum.
Bir kaç saniye verebileceği muhtemel cevapları düşündü gibi geldi bana. Hangilerini mi?
(1) Bu konuyu şu anda senle tartışmak istemiyorum... (2) Canım öyle istedi.... (3) Hem sen niçin üzerine alındın! Oradakilere bir ders vermek gerekiyordu... (4) O kadar çok üstüme geldiler ki, hücumları savuşturmak için başka çarem kalmamıştı... (5) Farkında değilim, sahi çok mu sert geçti? Ben de rahatsızlık duydum. Seninle görüşmek istiyordum. Bu konudaki düşüncelerini söylersen memnun olurum hem de konuyu biraz daha açmış oluruz... “
Bir iki yutkunduktan sonra sözü “Sonra bir ara görüşürüz...” diye geçiştirdi.
Bu gibi diyalog başlangıçlarına sık sık rastlıyorum. Bunlar olumlu yönde de olabiliyor, olumsuz yönde de. Amaç herhangi bir konuda gösterilen performans ve davranış tarzları hakkında bilgi alış verişi ama herkes yardım istemiyor.
Peki, ben muhtemel cevaplardan ne sonuç çıkardım?
“Bu konuyu şu anda seninle tartışmak istemiyorum...” ifadesi yardım almak bir yana henüz seni “dinlemeye dahi hazır değilim” iletisini içeriyor.
“Canım öyle istedi. Hem sen niçin üzerine alındın! Oradakilere bir ders vermek gerekiyordu...” ifadesi “saldırıya devam” iletisini veriyor. Demek ki karşı taraf henüz yardım almaya hazır değil.
“O kadar çok üstüme geldiler ki, hücumları savuşturmak için başka çarem kalmamıştı...” ifadesiyle “savunmaya veya kendini mazur göstermeye devam etme” iletisi veriliyor. Muhtemelen daha önce taraflar arasında gelişmiş olan olaylar bu çıkışın kök nedeni. Karşı taraf henüz geri besleme almaya hazır değil.
“Farkında değilim, sahi çok mu sert geçti?” ifadesi “Yaptığımın bu kadar yankı yapacağını fark etmedim!” iletisini aktarıyor. Karşı taraf yardım almak için kapıyı aralamış. Yanıt soru haline getirdiğine göre kişi ya gerçekten yaptığının çevredeki etkisinin farkında değildir ya da bal gibi farkındadır ancak konuyu açmak için ortaya bir avlanma sorusu atmış olabilir.
“Ben de rahatsızlık duydum sözünde seninle görüşmek istiyordum. Bu konudaki düşüncelerini söylersen memnun olurum hem de konuyu biraz daha açmış oluruz...“ Bu ifade “Davranışımı biliyorum, yorumuna, fikrine, oluşan tepkileri öğrenmeye ihtiyacım var,” iletisini vermektedir. Karşı taraf yardım almaya hazırdır.