Okumadan okumaya

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Bir # - Dün yolladığın yazıyı okudum ama okuduğumdan pek bir anlam çıkaramadım.

İki # - Nasıl okudum peki?

Bir # - Geçtim televizyonun karşısına, aldım eline kahvemi, hem ekrana baktım, hem de senin yazıya… 

Sonunda yazıyı “Laf olsun, torba dolsun,” diye okumuş olduğuma karar verdim. Sorulduğunda bir iki kelam etmek amacıyla göz ucuyla yapılan okuma çeşidine başvurmuşum.

Hâlbuki daha başka çeşitleri var okumanın - 

Altını çizerek okuma... Okunan yerlerin üzeri değişik renkli fosforlu kalemlerle işaretlenir.  Bu sayede okunan şeyler başka zaman bakıldığında daha kolayca görünür. Ancak, okunan her satırın altı çizildiği zaman çizilme işi faydasını tamamen yitirir.  

Boyalı basını okuma... Özellikle son bir hafta içinde, bolca baldır bacaklı dekolte resimlerin altındaki birkaç satırdan oluşan “O nerede kiminle, bilin bakalım? Saman altında ah neler yaptı, neler!” gibi alt yazılı haberlerle geçinen basını takip etmeye yarar. Böylece kişi eşine dostuna, tanıdığa tanımadığına, otobüs, uçak, tren, vapurda yol arkadaşına, genel ve aktüel kültür derinliğini kolayca gösterebilir.  

Gözü kapalı okuma... Hiç bir bilgisi olmadığı halde herhangi bir konuda çok bilgiç tarzda bildiğini okumaktır. İşin garip tarafı bunu yapmak için aslında hiçbir şey okumaya da ihtiyaç yoktur.

Hatmederek okuma... Bu okuma şeklinde bir bölüm ezberlenmeden öbür fasıla geçilmez. Hatmin sağlıklı olması için her fasıldan sonra okuma yeni baştan alınır. 

Heyecan duyarak okuma... Müsamerelerde, törenlerde şiir okuyan ilkokul öğrencileri gibi metnin hakkını vererek okuma şeklidir. Okurken eller iki yanda, bedeni sağa sola doğru hafifçe döndürerek duyulan heyecan dinleyiciye kolayca aktarılabilir.  

Kerhen okuma... Okulda tarih, coğrafya, felsefe, sosyoloji, psikoloji kitabından nefret edenlerin istemeden veya tiksinerek yaptığı okuma çeşididir. Bir cümle okunur, iki dakika başka şey düşünülür. Bir süre sonra rüyalar âlemine dalınır.

Okur gibi görünmek için okuma... Bu yöntemde en çok satan kitaplar listesinin başında yer alan bir kitaplar satın alınır, evde, büroda masanın en mutena yerine yerleştirilir, kitap yaprakları arasında okunduğu izlenimi vermek üzere bir işaret konur. Etrafa güncel edebiyatı izlediğini göstermek için kullanılabilecek en iyi yollardan biridir. Aslında kitabı kendi asla okunmaz, medyada izlenen eleştirilerle vaziyet idare edilir.

Özet çıkararak okuma... Her okunan sayfanın bir kaç cümleden de ibaret olsa bir özeti çıkarılır. Özet daha sonra istenirse bir kez daha özetlenebilir. 

Satır aralarını okuma... Sözleri değil sözlerin bir araya gelişinden ve sözcük arasından çıkan anlamı okumak demektir. Her kula nasip olmayan bir hüner ister. 

Severek okuma... Okuduğundan keyif almak üzere yapılır. Okumayanlar bu keyfin tadını asla bilemez. 

Yutarak okuma... Aç karnını doyurmak isteyen kişinin lokmaları hızla yutması gibi okuyucu satırları hızla adeta yutarak okur. Yutarak okuyanların bazıları hızlı okunanların daha çok akılda kaldığını söylerler. Ben denemedim.    

Yalan yanlış okumanın herhangi bir faydası var mı?

İsteklendirme...

Motive, sözcüğünün dilimizdeki karşılığı neden – güdü - saik – sözcükleri. Motive etmek sözcüğü ise harekete geçirmek, ayağa kaldırmak, birisinin içinde veya altında ateş yakmak, sürüklemek, teşvik etmek, heyecanlandırılmak, hareketlendirmek, ikna etmek, etkilemek, uyandırmak, ittirmek, açığa çıkarmak, karıştırmak, kamçılamak, tahrik etmek, amaca yönlendirmek, ateşlemek, fitili vermek demek.

Motivasyon sözcüğü türlü anlamlara gelecek şekilde kullanılıyor. İşten duyulan tatmin veya tatminsizlik ve motivasyon kavramları arada bir birbirine karıştırılıyor.

“Acayip motive oldum, moral motivasyonum düştü, kafayı yedim, strese girdim, stres bastı,” gibi sözlere etrafta çokça rastlıyoruz. Bu sözler, güzel telaffuzları olduğunu sanan, yerli yersiz yabancı sözcük beyanını marifet sayan, üçüncü sınıf, kendilerini sanatkâr adını yakıştıran, bilakis, rezerve, organize gibi sözcükleri kullanmaya bayılan, halk veya kadınlar matinesi uvertürleri tarafından kullanılıyor.  Onlar kullanınca da piyasada büyük bir rağbet görüyor, herkesin diline sirayet ediyor.

Ben, motivasyon kavramından, çalışanların sanal piramidin amaç ve hedeflerine azami kapasitesiyle katkıda bulunmalarını sağlamak üzere harekete geçirilmesini anlıyorum. Motivasyon, diğer bir deyişle, insanları istenen tarzda hareket etmeye yöneltmek. Motivasyon sözü Türkçedeki karşılığı güdüleme olmakla beraber gütmek kökünden gelen bu yakıştırmanın hayvanlara uygun düşeceğini sanıyorum ama ne ölçüde insanlara uygun olduğunu kestiremiyorum. Halk dilinde motivasyon gaza gelme, gaza getirme sözcükleriyle ifade buluyor. Ne de olsa gerçeği zarif sözcüklerle ardına gizlemenin bir anlamı yok.

Okumadan okumaya