Yazma

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Yazmak zor zira düşünmeyi, düşünülenleri derleyip toplayıp, siyah beyaz, kırmızı, yeşil, mavi veya gri mürekkeple kâğıda dökmeyi gerektiriyor. Aksi halde okuyan anlamıyor.

Okumak daha da zor zira önce okuma yazma bilmeyi, öğrenme korkusunu aşmayı, sabır, konsantrasyon, yazılı sözcüklerden ve yazılı olmayan satır aralarından bir anlam çıkartmayı istiyor.  

Herhangi bir yazanın karşıyı bilgilendirmek için değil, kendini korumak için yazıldığı söylenir. Bizim toplumumuzda her türlü yazı yazma aleyhe kullanılabilir. Yazmanın çok sakıncalı olduğu, içerideki, içeriye girmek üzere sıraya girmiş gazetecilerin ve yazarların bolluğundan kolayca anlaşılmaktadır. Eskiden “İki şahitle adam asarlarmış,” derlerdi, gelecekte şimdiler için de “İki satır yazanı asarlarmış,” diyecekler herhalde.

İsterseniz şimdi de yazmanın çeşidine, cinsine, türlerine bakıyorum -

Bende yazdım... Bazılarının bir hikâyesi, öğütleri, başarılarını cümle âleme tanıtma ihtiyacı bulunur. Yarış arkadaşları yazdıkça onlarda kendilerini bir şeyler karalamak zorunda hissederler. Ben de yazdım cinsi yazma vitrine çıkmayı ve gündemde kalmayı kolaylaştırır. Bende yazdım edebiyatının niçin üniversitelerde ders malzemesi olarak kullanılmadığını ben şahsen çok merak ediyorum.  “Başarılı nasıl olunurmuş, bir de benden okuyun veya şimdi ‘kasette kitap’ moda oldu kasete okudum, onu alıp dinleyin” tarzı öz tanıtım veya portre edebiyatı bizim iş adamlarımız arasında çok yaygınlaştı. Adeta topluma ve yetişen nesillere birer başarı simgesi gibi “Olmazı nasıl olur yaptıkları ve kotardıkları” anılarını aktarmak tutkusu, saygın iş adamlığının kaçınılmaz sosyal sorumluluğuymuş gibi kurumlaşıyor. Bunlara “Yazma mı?” diyelim yoksa bir türlü kurtulmayı beceremediğim “Yazgı mı?” diyelim bilemiyorum.

Neme lazımcı yazma... Suya sabuna dokunmayan, taraf tutmayan, bilimsel gerçekleri ortaya koyuyormuş gibi ortadan ortaya, ortalama yazma şeklidir.

Kaligrafik yazma... İçerik çoğunlukla malumdur ama adeta bir resim gibi düşünülür ve içerikten ziyade yazı karakteri ve bu karakterlerdeki oynamaların önemli olduğu yazma şeklidir.

Al yazma... İçeriği adeta “Al işte sn istedin, ben de cevabımı veriyorum” türünden zehir zemberek yazı şeklidir.

Şok yazma...  Bu son yıllarda çarpıcı reklam vurgusu olarak sık kullanılan, bu yoldan ilgi çekmeyi hedefleyen her nedense insanların şoktan şoka girmeye bayıldıkları zannı ile yazılan yazılardır.

Not yazma...  Kısa yazma şeklidir. En zor yazma şekli olduğu, notu okuyanın ya Hiç bir şey anlamadığı veya tamamen yanlış anladığı öğrenildiğinde anlaşılır.

Pehlivan tefrikası yazma... Bol gözyaşlı TV dizileri gibi neresinden başlarsanız başlayın bir kaç dakika sonra sanki yıllardır içinde yaşıyormuş izlenimi edinilen özellikle tevsik edilemeyecek derecede çarpıtılmış, büyük sözlerle ululaştırılan kahramanlık öykülerini içeren yazı şekli. TV öncesinde çok gözde olan bu yazma tür artık eski çekiciliğini kaybetmiş, yerini TV de konuşması bol, ucuz dizilere bırakmıştır. 

Düşünerek yazma... Eğer gerçekten yapılırsa son derece güç olan bir yazma tarzıdır. İnsan eli beynine yetişemez. Beynin içindekilerin kaleme dökülmesi için eskiden hızlı daktilo yazma, şimdilerde hızlı kelime işlemci kullanma becerisi gerekiyor. Gelecekte ise bunun konuşarak yapılabileceği biliniyor. Bir nalı bulduğumuza göre şimdi kaldı üç nalla bir atı bulmaya - düşünceleri toparlamaya ve sıraya sokmaya.

Yüzüne vurarak yazma... Öğretmen tarafından dikkatlice okunmuş, barajı zar zor geçer sınav kâğıdı gibi bol kırmızı çıkmalı yazma şeklidir.

Müsvedde yazma... Fikirleri derlemek, toplamak, bir araya getirmek, ayıklamak, süzmek için yapılan ham ifade şeklidir.

İtirafçı yazma... Bu son mektup edalı yazı tarzı sadece filmlere özgü değildir. “Ah! Ah! Öyküyü bir de benden dinleyin,” girişimi ile başlar sabırlar tükenene kadar sürer. 

Dinlemediler... “Ne baskı altındaydım, bilemezsiniz, ona rağmen doğruyu çok ama çok her vesileyle söyledim, ama asla kulak asmadılar,” şeklinde yapılan retrospektif öz aklama yazmasıdır, öz veriyi simgeler. 

İtinalı yazma... İmla kurallarına dikkate edilerek, noktası, virgülü, noktalı virgülü yerli yerinde yazma tarzıdır.

Köşeden yazma... Çok başarılı bir yazma şeklidir. Tiryakileri vardır. Köşeden köşeye atışmalar halinde ise yazmanın adı Köşeden, köşeye yazma şekline dönüşür. Her iki türü de pek ilginç olur hani. “Dünkü sözünde veya yazısında bana demiş ki…” diye başlayan gazetelerde sataşacak yer kalmayınca görülen yazılar.

İşte kimseden aşağı kalır yanım olmadığını göstermek üzere bende yazdım.

Yazma