Tercih

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Meşhur söz vardır - “Ne söylediği değil, nasıl anlaşıldığı önemlidir.”  Genişletirsek, ne yaptığın değil, yaptığının karşı tarafça algılanış hali asıldır. Hepimiz sözlerle, hareketlerle, zamanlama ile oynamada eşit derecede başarılı olduğumuz söylenemez. Bu yadırganmamalıdır zira iletişim, etkileşim için iki taraf gerekli. Bir tarafın çaba harcaması yetmez, her iki tarafın karşılıklı çaba harcaması gerekir.

“Zekânız, karşıdakinin anladığı kadardır.” M. Shawn Cole

İnsanların çevre ile olan irtibatları, iletişim ve etkileşimleri değişik boyutlarda cereyan ediyor ve farklı tercihlerin kullanımına açık –

İnsanlar enerjilerini belli kaynaklardan alıyorlar. Bu kaynaklar dış dünya - diğer insanlar, faaliyetler, nesneler veya iç dünyasından - fikir ve düşüncelerinden olabiliyor. Kimi zaman birine kimi zaman diğerine başvuruyor ancak genellikle birini diğerine tercih etmek gibi bir eğilimi oluyor.

İnsanlar olayların nedenini bir nedene bağlama eğilimi taşıyor. Bu eğilim “Benim hatamdı,” kabullenmesinden başlayıp, “Şansım yaver gitti!” ara noktasından geçip, “Hep karşının hatası,” suçlamasına kadar uzanana bir ölçekte izlenebiliyor. Çoğu kez nedenleri hep aleyhte faaliyet gösteren, fenalık yapmak için fırsat kollayan, zayıf anında darbe vurmaya çalışan, kim olduğu bir türlü telaffuz edilemeyen, belki de adı olmadığı için konmayan şer yuvalarına,  dış mihraklara veya şansa bağlama eğilimi ortaya çıkabiliyor.

İnsanların bilgiyi alma araçları farklı - kimi zaman bilgiyi, işitme, görme, tatma, koklama, dokunma olarak adlandırılan beş duyu aracılığıyla alıyor, kimi zaman altıncı his denilen sezgi yoluyla alıyor. Bilgilenirken duyu veya sezgiden birini diğerlerine tercih ediyor. 

İnsanların karar vermesi için iki yoldan birini benimsiyor – ya mantık ve objektif esaslara göre karar veriyor ya da kişisel değerlere göre, hislerinle, sübjektif ölçülerle karar veriyor.

İnsanların dış dünyaya yönelişleri de iki yoldan oluyor. Algılama yolunu seçenler antenlerini sürekli açık tutuyor; tercihlerini belirginleştirmeden bilgi toplamaya devam ediyor. Yargılama yoluna koyulanlar, belli bir bilgi girişinden sonra tercihlerini belirleyip konuyla ilgili karar vererek bir sonraki aşamaya geçiyor. 

İnsanların dış dünya ile kurdukları irtibatta sırasında tercihler ortak payda olarak, katılım çevriminin alt çevrimleri olan iletişim, etkileşim, algılama, konuşma, dinleme, okuma, yazma, yardım alma verme anlaşmazlık yönetimi yaklaşımlarını hep birlikte etkiliyor.

Karşıdaki kişinin dünyayı zihninde şekillendirme yani kısaca algı tercihi bilinince o kişiyi yönetmek daha kolay oluyor.

Tercih