Adıyla sanıyla
Bazı kavramları çalışanlara anlatmakta zorlanıyorum. Ne gibi mi? Mesela, hizmet liderliği ve kalitisyenlik. Bu kavramları kendimce açıklığa kavuşturmak istiyorum.
Hizmet liderliği ile başlıyorum -
Bence hizmet liderliği, iç ve dış müşteriyi odak noktası olarak kabul ederek, iş arkadaşlarını yönlendirme kapasitesi olarak tanımlanabilir. Her çalışan bir hizmet lideri olmalıdır. Hizmet lideri, yetkilendirmeyi kendi kişisel gücü üzerinde gören, katkıda bulunmayı ego (benlik) tatmini üzerinde değerlendiren, takım ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçları önünde tutan, başkan - yönetici olmaya çabalayan değil astlarına ve çalışma arkadaşlarına yardımcı olmaya, destek vermeye özen gösteren, örnek davranışlı kişidir. Doğru veya yanlış hizmet liderliği yoktur sadece etkili veya etkisiz hizmet liderlik vardır.
Peki, kalitisyenlik nedir?
Kalitisyen sözcüğü Fransızcadan alınan bir sözcük. Kaliteye gönül vermiş, kalite konusunda uzman kişi anlamına geliyor. Hizmet lideri olduğu gibi kalite lideri de olur. Nasıl mı? Basbayağı...
Kalite lideri öyle bir kişidir ki şu özellikleri taşır –
Öğrenmeye açık, araştırmacı, kişisel gelişmesine önem veren, sürekli iyileştirme yapan, İmkânları en etkili ve verimli kullanan, enerjik, yaratıcı, ufku geniş, erişilir, işini severek yapan - severek yaptıran, başarı ile motive olan – karşıdakini motive eden, dinleyen, örnek davranış sergileyen, kuruluşunu temsil eden, iş arkadaşlarıyla paylaşan, onları güçlendiren, zamanını planlayan ve iyi kullanan, sözünde duran, kendine güveni olan, tempolu çalışan, kendine yüksek hedef ve standart koyan, ikna eden ve peşinden sürükleyen, analitik düşünen, ayrıntılara gerekli dikkati veren, akılcı, ölçülebilir standartlara sahip, hedeflerini gözden geçiren, işinden tatmin duyan, neyin niçin yapıldığını bilen ve anlatan, deneyimlerinden öğrenen, yeteneklerini kullanan ve kullandıran, yeni beceriler öğrenebilen ve kullanan, sudan mazeretlere itibar etmeyen, hatasını kabul eden, derhal savunmaya geçmeyen, peşin hükme varmayan, mevki gücünden ziyade kişisel gücünü kullanan, duyguları anlayan ve onlara hitap eden, paniğe kapılmayan, sistematik çalışan, faydacı, didaktik – öğretici...
Yok artık, bu kadarı da fazla. Böyle adam mı olur? Olur ve oluyor da! Ancak dikkat edilecek bir noktaya derhal işaret edeyim. Toplumumuzda kabul gören değerler, özellikle yükselen değerler bu davranış şekillerinin çoğuna ters düşmekte olması, bunları taşıyanların arandığı bir toplum haline gelmemiz kalite liderlerinin olmadığı anlamına gelmiyor.
Zaman zaman, “Adam beceriksiz, yavaş, dinlemesini bilmez, deneyimlerinden hiçbir şey öğrenmez, ama (iki kere vurgulayarak) çok dürüst, çalmaz,” cümlesini hayretle duyuyorum. Benim kalite lideri vasıfları listemde dürüstlük özellikle yazmıyor zira her şeyin başı dürüstlükten geçer ama dürüstlük, çalmamak değildir, dürüstlük saflık veya aptallık demek hiç değildir. Saflar kendilerine, aptallar hem kendilerine hem de çevrelerine zarar verir. Saf veya aptallık görüntüsü altına sığınarak dürüst davranmayanlara eşkıya adı verilir.
Kalite lideri, Supermen, Batman, He-man, Spider Man, Pokemon, Rambo, Tarzan, Tarkan, Malkoçoğlu, Flash Gordon gibi sinema - karton film kahramanı veya piyasada iş yapan diğer sanal veya hayali kahramanlardan biri değil. Sık sık rastladığımız, ancak nesli tükenmeye başladığı için tanımakta zorlandığımız, sıradan görünen ancak sıra dışı kişiler.
Şöyle bir etrafa bakınca kıyıda köşede yüzlercesi kolayca bulunacaktır.