Antep’te meyhane kültürü (2)

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Geçen yazıda size, Cumhuriyet öncesi ve sonrasında Gaziantep’te ki meyhane kültüründen biraz bahsetmeye çalıştım. Şimdi de size o zaman kullanılan şişeleri Ömer Asım Aksoy’un “Gaziantep Ağzı”nda tarif ettiği gibi yazacağım: 

Yatık: 1900’lerin başında urup kiloluk yassı rakı şişesine verilen ad. 

Topak: Urup kiloluk bir şişe rakı. 

Binlik: Bir kilodan fazla sıvı alan şişe. 

Urup, çeyrek demek biliyorsunuz. Demek ki yatık ve topak çeyrek litre civarında rakı alıyordu. Her üç şişenin de defalarca kullanıldıkları için kapakları olmadığı, ağızlarının mısır koçanı ile kapatıldığını da tekrar yazayım. 

Gelelim Anteplilerin nerelerde rakı içtiklerine... Şakir Sabri Yener, Gaziantep Kültür Dergisinin 1960 Ekim’inde yayınlanan III. Cildinin 221’inci sayfasında şöyle anlatmış:  

 

Güneş Gediy, Meneş Gediyy  

....... Emirgan ve Kızılay binalarının bulunduğu yer o zaman Alleben Gazinosu idi. Saza her gün akşamdan üç saat önce başlanır, akşam ezanı son verilirdi. O zaman elektrik olmadığı için sarhoşların gece karanlığında dağılıp hadise çıkarmamaları için bu inzibati bir tedbirdi. 

Alleben Gazinosu’nda saz dinlemeye ve içmeye gelenler ehl-i keyf, çayırlar ve çimenler üzerine serilmiş kamış hasırlar ya da hasırlı küçük iskemleler üstüne dof dof otururlar, serin söğüt gölgeleri altında, kevser sulu pınarlar başında, Alleben’in beyaz kumlu gümüş deresi kenarında içerler, içerler, içerlerdi. Bizim evimiz de bu gazino yakınlarında olduğu için ben de geride bir yere söykenir, dinler seyrederdim. 

Güneş batmaya yaklaşınca gazino garsonları avaz avaz bağrışmaya başlarlardı: “deyn babam davranın, güneş gediyy, Meneş gediyy diyerek içkilerini çabuk bitirmelerini ihtar ederlerdi.” 

Meneş, ince saz icra eden ve keman, kanun ve darbukadan oluşan bir saz heyetinin lideridir ve Ermenidir. 

Mustafa Güzelhan’ın Aralık 1965’te yayınlanan Kültür dergisinin VIII. Cilt, 271’inci sayfasında Fındıklı ve Maarif Bahçesini ve Antep’teki ilk kulübü anlattığı çok güzel bir yazısı var. Yazıyı çok kısaca özetlemek istiyorum: 

Suburcu’nda eski postanenin karşısında çok güzel bir karakol varmış. Bu karakolun bitişiğinde kurulmuş ilk kulüp.  

Fındıklı bahçesi ise bugün üzerinde Atatürk heykeli olan Maarif’teki meydandaymış. Burada bir sahne varmış. Sahnede saat 17.00’den itibaren ince saz çalarmış. İşinden çıkan Antepliler burada rakı içer, müzik dinlerlermiş. Ünlü sanatçı Hamiyyet Yüceses de burada sahneye çıkmış. Maarif Bahçesi ise, Fındıklı Bahçenin karşısında yani bugünkü Keyvanbey Pasajı’nın yerinde imiş. Orada da aynı şekilde ince saz varmış. Saz akşam üzeri başlarmış. 

Eveeeet, meyhane kültürü, rakı kültürü buradaki yazdıklarımdan çok daha fazla. Şiirlerini çok sevdiğim Çiftçi Zeki Savcı’nın, rakı ve Anteplinin rakı kültürünü özümsemesini anlattığı şiirden birkaç mısra vererek bitireyim yazdıklarımı. 

 

Çok Sevdiğim Gaziantep ve Anteplilere 

... 

Vadiler üzüm, dağlar üzüm, bağlar üzümlü 

Gül renkli şaraplar, hele dursun fıçılarda 

İçmekle doyulmaz, rakının lezzeti başka; 

Antepli dedin mi, ünü taa Avrupalarda! 

Olgunlaşır içtikçe o, bedmestliği bitmez 

Centilmen olur, sazda, balolarda ve barda 

..... 

Zeki Savcı     Gaziantep Kültür Dergisi Cilt 2 Sayfa: 30 

Antep’te meyhane kültürü (2)