Teraziye takılmak

YAYINLAMA: 21 Mayıs 2020 / 20.17 | GÜNCELLEME: 22 Mayıs 2020 / 13.48

Son günlerde sıkça duymaya başladığımız “Çin’in Wuhan eyaletinde başlayan….” girişini yapmayacağım. Herkes bir çok şeyin farkında zaten. Yaşadığımız her şey bir süreç içerisinde, biz bile. Hayat kavgası denilen uğraşıda neler yapmışız, neler yapamamışız.

Korona virüse inanmayan vatandaşımız vardı bir aralar, hayran kalmıştım. Salgın sürecinde geçirilen Ramazan ayı, 23 Nisanımız, 19 Mayısımız.  Sürecin bize kattığı ise amaç için mutlaka bir yöntem geliştirebilme yetisi olmalıdır. Sosyal mesafeli düğünler, karısının yanından ambulans ile sevgilisinin yanına kaçanlar…

Acı gerçekler ise hız kesmeden yaşanmaya devam ediyor; kapalı kalan adliyeler… Hoş açık olsa da vatandaşın adalet duygusunu tatmin ettiği söylenemezdi ya… ’’Toplum yargıya güvenmediği sürece yargıdan tarafsızlık ve bağımsızlık beklenemez .’’  Yahu toplum neden güvensin ? Gerekçesi ne?

Halkın hafızasında yargıya güveni zedeleyen binlerce durum varken nasıl güvensin?

Toplumun eline ne verildi? Bak kardeşim;  “Böyle bir adaletsizlik vardı, biz de teraziyi böyle dengede tuttuk.”  diyebildiler mi yargı mensupları?

Dolandırıcılık suçu şüphesi ile işlem yapılan vatandaş,  ekmek almaya çıktığında polis görüp tutuklanma korkusuyla yaşadı.  Sonrasında yeterli delil bulunmadığı anlaşıldı ve dosya ile bağlantısı kalmadı fakat vatandaşın travması hala devam ediyor. Ne yargıya ne de kolluğa güveni kalmadı.

Hatalı yargılama neticesinde adalet katledilirken neden yargı yöneticilerimiz müdahale etmedi de görev bitiminde güven tazeleme ihtiyacı duydular?

14 yaşındaki bir çocuk tutuklu yargılanıyor, dayanak ise ifade.  Olay araştırılıyor ancak iddia edilen olayları işaret edecek herhangi bir delil kırıntısı bile bulunmuyor. 14 yaşındaki birey hayatı  cezaevinde öğrenecek, suçlu yahut kader mahkumlarının tecrübelerini dikkate alacak,  tam da gelişme döneminde.  Ölçü ve denge gözetilmeden, somut olay araştırılmadan, somut olaya adil bir çözüm sağlanmadan “Yargıya güvenin.” demek gayet kolay olsa gerek.

Yargıya güven anketini vatandaş ile yapmayın, yargı mensupları arasında yapın. Hakimi, savcısı, avukatı ve adliye personelinin kaçı hizmet ettiği adalete güveniyor?

Sözü çok fazla uzatmadan; hakim, savcı, avukat ve adliye personelinin birlikte ürettiği adalet hizmetinin daha ileri seviyelere taşınması gerektiğinin bilinci ve hepimizin elini taşın altına koyduğu bir sistem ile yargıya güvenin artacağını bilmemiz gerekir.

“Cumhuriyet savcıları; Meriç kıyılarında çalışan Türk köylüsünün kaybolan sabanlarından tutunuz da, bu yurtta yaşayanların uğrayacakları en ufak bir haksızlıktan, hatta Bingöl dağlarının ıssız kuytularında nafakalarını bekleyen öksüzlerin gözyaşlarından siz sorumlusunuz.” Mahmut Esat Bozkurt

Teraziye takılmak