Beklemek
Beklemek eylemsizlik hali gibi düşünülse de aslında acı verici bir süreçtir. Kimi ve neyi beklerseniz bekleyin her saniyesi içinizi acıtır.
“Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin önünde babamın ölümünü beklerken karar verdim bu kitabı yazmaya” demişti Özge Biner.. Harika bir kitap olmuş.
Ergenekon davasında kocalarını bekleyen subay eşleri, Güneydoğu’da kaybolan çocuklarının kemiklerini arayan ve bekleyen Cumartesi Anneleri, sınırda –arafta- sığınacak bir yerler arayan mültecilerin bekleme serüvenleri ve niceleri…
Otoritenin karşısında beklemek, otoritenin cezalandırma biçimi olarak bekletilme süreçleri.. ne kadar tanıdık geliyor değil mi?
**************
Bir gün Şafak, koltuktan kalkmaya halim yok, kimseyle görüşmek istemiyorum. En yakın üç arkadaşım aradı, ikisine kimseyle görüşmek istemediğimi söyledim ve kapattılar. Biri, neredeysen oraya geleceğim dedi, geldi de.. niye geldin depresyondayım dedim, seninle depresyona girmek için geldim dedi, üç hafta Şafak, üç hafta koltuktan dahi kalkmadım, benimle birlikte koltukta öylece oturdu, niye bunu yaptığını hala anlamış değilim, hata yaptım dedim, hatan hatamdır dedi…
Ne güzel bir söz, hatan hatamdır. Hala etkisindeyim..
*********
Şu sıralar Netflix’te Dark Dessire isimli bir dizi izliyorum. Karmaşık aile ilişkilerinin anlatıldığı bir dizi.. kocasını aldatan bir kadının içimi acıtan şu repliği sizinle paylaşmak istedim.
+Neden vicdan azabı çekiyorsun?
-Vicdan azabı çekmediğim için..
********