Bahçemdeki kumrular

YAYINLAMA: 06 Aralık 2020 / 17.49 | GÜNCELLEME: 06 Aralık 2020 / 19.14

İmkanı olanlar ya da emekli olanlar salgın hastalık Covitten uzak durabilmek için deniz kıyılarındaki küçük yerleşimlerde yaşamayı tercih ettiler. Onlardan birisi de benim!

Artık büyük şehir yerine küçük bir ilçede yaşıyorum. Ben, beton yığınlarının hakim olduğu büyük şehirleri hiç tercih etmedim, ama yaşam şartları zorladı, oralarda yaşadık. Çok katlı beton binalar şehirlerden, ilçelerden taştı, artık neredeyse dağların eteklerine yapıldı. On sene önceki bir Doğu Anadolu ziyaretimde dağ eteklerinde o yüksek, renk renk binaları görünce hayret etmiştim.

5

Yaşadığım yer, portakal, limon, mandalina, greyfurt cenneti... Bu şahane meyveleri ve diğerlerini üzerlerine mum tabakası yapıştırılmadan ve paketlenmeden evvel bilmen ne gazı sıkılmadan yiyorum. Meğer ne büyük keyifmiş... Geçen gün tam dört tür mandalinayı yanana gördüm ve tattım. Kabuğunu sıkıp parmaklarıma sürdüğümde elime nasıl bir aroma bulaştı anlatamam... Burada yerli mandalina dedikleri, literatürde Bodrum mandalinası diye geçen kabuğu yoğun aroma taşıyan başka bir tür de var. İçerisinde çok çekirdek barındırıyor. Müthiş aromatik olduğu için yerli halk biraz şeker ilave edip, çiğden şurup yapıp, yaza da saklıyorlar.

2

1

3

Benim minnacık bahçemde de var, kumkat, limon ve iki çeşit portakal. Komşum da zaman zaman mandalina veriyor, böylece narenciyenin türlerinden mahrum kalmıyoruz. Ticari olmayan bir başka portakal türü de akçay.  İl dışına çıkmıyor, ancak yerli piyasada tüketiliyor. Portakal gibi yusyuvarlak değil, Antep deyimiyle biraz söbe! Sulu, hafif tatlı ve lezzetli bir portakal. Kumkatla ülke olarak yeni tanıştık biliyorsunuz. Ben onu reçel yapmayacağım. Azıcık şekerle blendırdan geçirip konserve olarak veya derin dondurucuda saklama yolunu deneyeceğim. Yaz vakti, nektarı sulandırınca pek güzel bir içecek oluyor.

4

Sadece kadın çiftçilerin geldiği pek mini bir Pazar var burada. Geçen gün pazı ve ebegümeci aldım oradan. Pazı/pancar ile bulgurlu sarma yapıp, buharda pişirmesini pek seviyorum. Sarma yapıp, buharda pişirmeye tek uygun olan sebze de pazı... Ebegümeci ise, farklı tariflerle pişirip pek sevmediğim yabani bir ot idi. Satan kadına nasıl pişirdiğini sordum. Bana mercimekli bir tarif verdi, aklıma yattı, ama başka yerel bir kadına da doğrulatmaktan geri kalmadım. Pişirdim ve pek sevdik, harika oldu. Aslında ne çok bilmediğim şey olduğunun bir kez daha farkına vardım.

8

7

Her sabah, en az iki kumru, eşimin bahçeye yaydığı koyun gübresinin içinden kendilerine uygun yiyecekleri seçiyorlar. Ben de hiç üşenmeden, her türlü susamı, ekmek kırıntısını bahçeye yeşilliğin arasına serpiyorum. Geçen sene, güz vakti, asmamızdan iki kumru yavrusu uçmuştu yuvadan. Meyer kumrular senede iki kez yavru yaparlarmış. Yuvayı ben fark edememiştim, bana ev işlerimde yardımcı olan hanım göstermişti. Kumrulara bakıp, acaba bunlar bizim bahçede doğanlar mı, diye düşünmekten kendimi alamıyorum.

Küçük bir ilçede yaşamak maddi olarak da çok avantajlı. Yerel yetişen ürünleri taze ve çok ucuza yiyebiliyorsunuz. Sadece taze sebze satan bakkalardan ikisi, alanlarının bir kısmını kapatıp soğutucu koydular. Böylece yeşil biber, salatalık,  maydanoz ve benzeri ürünleri solmadan alabildik yaz boyunca. Ben de bu nedenle birisinin ismini klimalı bakkal koydum!

6

Deniz kenarındaki küçük ilçedeki diğer bir avantaj ise balık... Çok çeşitli balık bulunuyor ve kesenize göre alabileceğiniz türler mevcut. O kadar taze ki koku hiç yok...  Denizden bizim ızgaramızın üzerine akması sadece 8-10 saat sürüyor. İstanbul’da hiç böyle olay yaşamadığımı biliyorum. Balıkların çoğu buzhaneden geldiği için balık almaktan sakındığımı hatırlıyorum.

Tavsiye ederim, imkanınız varsa küçük sahil kasabasında yaşayınız.

 

 

 

Bahçemdeki kumrular