Keşke dünyanın kıymetini bilebilseydik...

Bu bilgileri, bugün içerisinde ne yapacağımızı şaşırdığımız salgın hastalığın neden kaynaklandığını anlamak için topluyorum. Bütün olay, dünyanın milyarlarca yıl oturttuğu düzeni bozmaktan kaynaklanıyor. Ormanı kesiyorsunuz, ormanın içerisinde binlerce yıl barınmış ve gün yüzü görmemiş bakterilerin çevreye yayılmasına ve zarar vermesine neden oluyorsunuz.

Bugüne ulaşmamız milyarlarca yıl sürdü...Bugünkü dünyayı milyarlarca yıl evvel, yüzeyi lavlarla kaplı, sıcaklığı binlerce dereceyi bulan bir alev topu olarak hayal edemiyorsunuz değil mi?

Milyarlarca yıl önce, bugün çevremizde gördüğümüz dağların, ovaların, okyanusların göllerin ve kıtaların hiçbiri mevcut değildi. Atmosfer ise azot, kardondioksit, metan ve amonyaktan oluşuyordu. Kısa bir süre ateş topunun içinde, kaynayan sular yani okyanus ortaya çıktı. Ancak bu okyanuslar bugünkülere hiç benzemiyordu. Deyim yerindeyse fokur fokur kaynayan devasa sular, bugün hiç düşünemeyeceğimiz şiddette akıntılarla çalkalanıyordu. Büyük oranda azot gazından oluşan atmosfer kavurucuydu. Okyanusun çeşitli yerlerinden yükselen yanardağlar ise karbon gazının yanı sıra su, metan ve amonyak da püskürtüyordu. Her yeni patlama ortamı, coğrafyayı atmosferi değiştiriyordu.

Bir çok bilim insanı, canlı (organik) yaşamın üremesini sağlayan “kimyasal çorbanın” bu koşullar altında ortaya çıktığını söylüyor. Özellikle bilimsel/teknolojik alanda son 30 yılda yaşanan gelişmeler sonucunda bugün çoğu paleontolog 3,5 milyar yıl evvel ilk tek hücreli canlıların ortaya çıkmasını mikrofosillere dayanarak beyan ediyorlar.

Yine aynı dönemde, günümüzden 3 milyar yıl ile 2,5 milyar yıl evvel denizlerde başlangıçta ada biçiminde ortaya çıkan ilk kara parçaları, birleşerek büyük kıtalar oluşturmaya başladı. Bir yandan mavi yosunlar ve klorofilli bakterilerin fotosentezi ile atmosferde oksijen miktarı artıyordu, bir yandan da dünya soğumaya devam ediyordu. Bilim insanları 2.4 milyar yıl evvel güneşin zararlı mor ötesi ışınlarını durduran ozon tabakasının belirmeye başladığını söylüyorlar.

Milyar yıllar içerisinde bakteriler, sünger ve mantar, balık, sürüngenler, haşere/böcekler, köpek balıkları, dinazorlar, kuşlar, memeliler, çiçekler ve arı, büyük yangın, Homo Sapiens ve yazının icadına kadar getiriyoruz takvimi...

Dikkat ederseniz, insandan çok daha önce bakteriler ortaya çıkıyor. Daha sonra sünger ve mantarlar... Balık, sürüngenler, böcekler, köpek balıkları, dinozorlar, kuşlar, memeliler, çiçekler ve arı ne kadar önceden ortaya çıkmışlar. Bir yerde okumuştum, hamam böceğinin neredeyse oksijenle yaşamın başlangıcından beri var olduğunu...

Evet, dinozorlar yaşamaya devam etseydi insan hiç var olamayacaktı... Kurt yüzlü dinozor, Güney Afrika’da etobur olarak, dev şafak timsahı Rusya’da etobur olarak, Çirkin surat dinozor Güney Afrika’da etobur olarak, Taçlı timsah Avrasya’da otobur olarak yaşıyorlardı. Otobur dediğime bakmayın, ortaboy otobur bir dinozor günde 30 ton yeşillik yiyormuş. Etobur dinozorlar da ot oburları yiyor, böyle bir düzen devam ediyor. Derken, Meksika Körfezi’nin olduğu yere devasa bir göktaşı düşüyor. Yangınlar, depremler falan, dünyadaki yeşillik neredeyse yok oluyor. Ve netice otobur ve etobur dinozorlar yok oluyorlar.

Dünyanın oluşumunu öğrendikçe dünyaya gelmenin aslında çok büyük bir şans olduğunu düşünüyorum. Ama biz bu şansı değerlendirmekten çok uzağız bence...