Kuyumcu Dükkanı: Belen Pazarı...

Tomarza yazılarım bitmedi, ancak arada nefes alıp, diğer yazmak istediklerimi yazıyorum.

Hava çok sıcak olsa da mevsim dönüyor, sebzeler, meyveler, fındık, fıstık hepsi kendi takvimlerini uyguluyor. Ve kış hazırlıkları da tabi ki kapıda.

Kışa hazırlanmak için geçen gün Belen pazarına gittim.  Burası, pek eski bir pazar olmalı, zira Akdeniz'e paralel uzanan Toros (Amanos) dağlarının içe doğru gidebileceğiniz nadir doğal geçitlerden birisi Belen... Türkçe dağ anlamına geliyormuş.

Benim evime gidiş-geliş 90 kilometre, o nedenle çat kapı gitmiyorum. Eskiden her hafta giderdim, artık senede bir-iki gidiyorum. Geçen hafta özellikle gittim, zira üzüm pekmezi, domates, biber salçaları mevsimi geldi... Ağustos ayının sonuna doğru yerli ceviz, badem de bulmak mümkün oluyor pazarda. Bir de buraya özgü belben dedikleri taze incirin et makinasından çekilerek, güneşte hafif kurutulmasıyla elde edilen bir pestil çeşidi var, o da satılıyor pazarda.

                                               Belben 

Pazarda,  İskenderun Demir Çelik'ten emekli Necdet Bey var. Yer fıstığı konusunda uzman... Tanışalı on seneden fazla olmuştur. Pazarda çeşit çeşit Osmaniye'den getirdiği yer fıstığını satar. Bir sene demir çelik tesislerinde çalışmak üzere Cezayir'e gitti, o sene fıstık yememiştim ben. Pek de kibar bir bey. Bir arkadaşımı görmüş pazarda, "Ayfer Hanım'ı neden göremiyorum? Pazara gelmiyor" demiş, Arkadaşım da "Bugün doğum günü, ona uğrayacağım, selamını söylerim" diye yanıtlamış. Bana, doğum günü hediyesi en iri boy fıstık göndermişti arkadaşımla. Böyle de kibar.

Maalesef, Belen pazarımızın öyle özel bir görünümü yok. Fotoğraf çekmek için hiç uygun değil. Ancak, oraya yiyecek getiren köylüler şahanedir. Aslında pazarın en büyük özelliği, tüm esnafın Belen'e yakın yaşayan köylülerden oluşmasıdır. Herhangi bir ürün almak isterseniz, görünce almalısınız, zira o üründen bir kasa daha yoktur. Köylü onu tarlasından veya ağacından toplamıştır ve miktarı sınırlıdır. "Az ileri gideyim de dönüşte alırım" derseniz, benim gibi tazecik şahane haylan kabağını kaçırırsınız!

Gelelim kuyumcu dükkanına... Yahu geçen gün emekli maaşımın üçte birini harcadım pazarda, kendim de inanamadım! Salça, pekmez türü yiyeceklerin kilosu 40-50 lira arası, sumak ekşisi, sumak taneleri falan da ucuz değil. Meyvelerin büyük ve güzelleri 15 lira, küçük ve görkemsiz olanlar 10 lira falan... Salatalık 6 liradan başlıyor. En ucuz sebze Konya Ereğli'den gelmiş Bursa domatesi idi, kilosu 2,5 lira.

10 lira, bir lira olarak harcanıyor. Ben, bir kaç sene evvel sadece 10-15 lira harcayarak çok yiyecek aldığımı hatırlarım. Böyle deste ile para harcayınca, pazarcılara dedim ki: "Yahu bu ne? Kuyumcu dükkanına gelmiş gibi oldum." Seslerini çıkarmadılar tabii.

Sadece asma yaprağı ve asmanın uçlarıyla yapılan pilav

Hatay’a özgü çeşitli bitki ve yiyeceklerin fotoğraflarıyla şendendirmek istedim sayfamı. Taze asma yaprakları ve asma uçlarıyla yapılan çok sevdiğim bir pilav var, ismi: Yeni gelin sarması…

Arsuz’da bu mevsim açan pek hoş bir çiçek var, ismini bilmiyorum, bitki ağaç gibi… Sokak aralarında her evde var.

 
Arsuz’ta bu mevsim açan şahane çiçek 
 

                 Kantaron ve kudret narı

Mevsimin başında belli yerlerde açan kantaron bitkisini mutlaka topluyorum ve saklıyorum. Bir de burada kolayca yetişen kudret narı var. Kudret narının mide hastalıklarına iyi geldiği söyleniyor.

Evimizdeki asmanın üzerine yuva yapan kumruların yavruları

Evimizdeki asmaya kumru ve diğer kuşlar yuva yapıyorlar. Bu fotoğrafı bir kaç sene önce çekmiştim. Sonra öğrendim ki kumrular senede iki kez yumurta yapıyorlar. Bu yavrular sonbaharda dünyaya gelmişti. Evimizde bu sene yine yuva veya yuvalar var, ancak ben onları görmüyorum. Yavruların seslerini duyuyorum, pek hoşuma gidiyor.

                   Antakya usülü zahterli ekmek

Zahter, içerisinde leblebi, zahter gibi farklı yiyeceklerin kavrularak çekilmesinden oluşan bir karışımdır. Hatay’da onu zeytinyağı ile karıştırıp ekmek hamurunun üzerine sürüp ekmek yaparlar, çok severim.

Yedi veren tür limon ağacı, her mevsimde Çiçek açıp, limon veriyor. 

Yediveren limonun hayranıyım. Kışa kadar her mevsim açıp, böyle limon yetişiyor burada. Yeşil limona o kadar alıştım ki markette yatak limonu görünce tuhaf tuhaf bakıyorum.

Ve belbenin de fotoğrafını koydum ki neye benzediğini anlayasınız diye.