Bağımlılık yapan acılar

YAYINLAMA: 20 Ekim 2021 / 15.42 | GÜNCELLEME: 20 Ekim 2021 / 15.42

En koyu tonda sevseniz bile aşkın bir rengi yoktur aslında. Ve ne bir yolu vardır ne de özel bir günü. Ağzı bozuktur aşkın. Üzülerek kurduğunuz her cümle, kayıplarınızı sayıp içinizi dökemediğiniz herhangi bir akşamda yalnızlaşmaktır aynı zamanda.

Bünyesi zayıf olan korkularınızla ya giderse ihtimaliyle yaşarken bunları anlamak canınızı acıtsa bile kabullenmeyi öğreniyorsunuz. Buraya kadar önemli olan hiçbir şey yoktur aslında aşk dışında. Asıl önemli olan sonrasıdır. Çünkü size eşlik eden sadece aşk değil, aşkın sizden aldıklarını telafi etme çabanızdır. Direksiyon başına geçip dikiz aynasına bakarak bir araba kullanmak aptallıktır. Bu sizi potansiyel bir katil yapar ya kendinizi ya da başkasını öldürürsünüz. 

Aşkın da dansa kaldırdığı her insanın başını döndürerek yarattığı tramva hep aynıdır. Aşkı geride bırakamayanların en büyük kusuru içinde hoşçakal olan bir cümlede samimi olamamalarıdır. Geride bırakamayıp birlikte yürümekte ısrar ettiğiniz duygular sizde bağımlılık yapmaya başlayan bir acıya dönüştüğü zaman artık korkmayı da bırakıyorsunuz.

Oysa ki korkmamız gerekiyor. Boşa kürek çekip içimize sinmeyen bir hayatı yaşama çabasını aşkla açıklayamazsınız. Hele ki aşkın kendisi aynı zamanda mücadelenin kendisiyse. Bir yolunu bulup aşktan kurtulmaya çalışabileceğinizden bahsetmiyorum. Bunu isteseniz de yapamazsınız zaten. Bu kadar yazılmış kitaplardan sonra en az din kadar geçmişi olan bir varlıktan bahsediyorsak. Mesele şu aslında, aşkı ait olduğu yerde bırakıp biraz daha cehennem olsun hayat demeyip yaşamaktır hayatı.

Bağımlılık yapan acılar