KOYUNLAR NASIL YAYILIR? (1)

YAYINLAMA: 19 Aralık 2021 / 17.06 | GÜNCELLEME: 19 Aralık 2021 / 17.06

Günlük yürüyüşümü kırsal alandaki yolda yapıyorum. O nedenle tarımın mevsimsel ilerleyişini seyredebiliyorum. Ekim-Kasım ayında tohum ekilmesini, yağmur yağmasının akabinde tohumların yeşermesini, daha sonraki aylarda filizlerin bitkiye dönüşüp mevsiminde hasata gelmesine kadar bütün olayı izleyebiliyorum. Adettenmiş, üzerinde ekin varken tarla satılırsa, ekinin hasada dönmesi beklenir, sonra işlem yapılırmış. Buralarda toprak iki veya daha fazla ekiliyor. Buğday hasadından sonra yerine göre maydanoz, dereotu yetiştiriliyor. Daha sonra da yer fıstığı ekiyorlar. Yer fıstığı hasat edildiğinde artık sonbahar olmuştu, baktım epey büyük bir koyun sürüsü geldi, hasat edilmiş tarlalara. İlk baştan çobanı ve onun ustaca hareketlerle sürüyü nasıl yönettiğini izledim. Sürüde bulunan kangal köpeği, eşek ve hatta sıpası bile sürüyü sevk ve idare ediyorlardı.

İlk başlarda kangal köpeği benden gıcık alır mı diye biraz endişe ettim. Sonra baktım, köpek sadece sürü ile ilgileniyor, yoldan geçip gidene karıştığı yok. Çoban sürüsüyle geziyor tabii. Yoluma yakın durduğu bir gün, onunla selamlaştım. Halini hatırını sordum ve teşekkür ettim kendisine. Gerçekten hayvan besleyen, tarım yapan herkese minnet duyuyorum.

Kırıkhanlı çobanın ismi Hüseyin, ben ona sadece çoban diyorum. Çobanın kıyafeti de pek hoş... Kafasındaki poşu tarzı sargı bile değişik. Kendileri aslen Suriyeliymiş, bir kaç kuşak önce gelmişler, sanırım o nedenle o poşu değişikti. Konuştukça anladım ki, senelerdir bizim site sakinlerinin aldığı koyun peynirini çoban yapıyor. 20 yıl evvellinde Arsuz bölgesinde yaz aylarını, Kırıkhan bölgesinde kış aylarını geçirirmiş. Hayvanlarını da yürüyerek nakledermiş. Kırıkhan’dan bu tarafa yürünecek araziyi bilirmiş yani... Şimdi ise koyunlarını Madenli köyünde tutup, hasat bittikten sonra yine yürüyerek Arsuz bölgesine getiriyormuş.

Çobanla ilgilenince, mera olmaması nedeniyle hayvanların beslenmesinde büyük problem yaşadıklarını bir kere daha öğrendim. Muş’tan kamyonla gelen koyunların bölge halkı istemedi diye geri kamyona yüklenmek istendiğine de şahit oldum. Neyse ki duyarlı köylülerden biri, “Aman durun bu hayvanlar aç, tekrar kamyona binerlerse ölürler” dedi de, koyuncuklar kurtuldu. Evet, memlekette mera yok, koyunlar yayılamıyor...

Çobanın annesi koyun yetiştiren bir ailenin çocuğuymuş, kendisi de büyürken hep dedesinin yanında kaldığı için 11 yaşından itibaren koyun nasıl güdülür öğrenmiş. Dikkat ettim, koyunları bir taraftan, diğer tarafa nakletmek için daha önce duymadığım sesler çıkarıyor. Hayvanlara değmeyecek şekilde havadan taş atıyor, böylece koyunlar onun istediği yöne doğru hareket ediyorlar. Bir de beyaz eşek var sürünün içerisinde. -Ben küçükken bu, biraz da iri olan eşeğe “Urfa Kadillağı” derlerdi. Makbul ulaşım aracı oydu herhalde.- Beyaz eşeğin yularına bağlı olan ipi yere çakınca koyunlar o bölgede yayılmak zorunda olduklarını, çok uzaklaşmamaları gerektiğini anlıyorlar. Benimle ayak üzerinde konuşurken “Dur! Eşeği çakayım” dedi.

Konuşurken çobana, koyunları yayarken ne tür zorluklarla karşılaştıklarını da sordum. “Kurt var mı bölgede?” dedim. “Buralarda kurt yok, kurt Suriye’den geliyor. Ama yaban domuzu çok, ormanlık alan olduğu için” diye cevap verdi. Yaban domuzu yer fıstıklarını da yiyor burada. Bol kayısı yetişen Kurtbağı köyünde kayısıları yiyor, hatta çekirdeklerini dişleri ile kırıp, çekirdeklerin içini bile yiyor” dedi. “Benim koyunlar, bazen maydanoz tarlasına veya ürün olan başka bir tarlaya dalınca, mecburen o zararı karşılıyorum, onun dışında zarar görecekleri bir şey olmuyor.”

-“Çoban, bir yerde okumuştum, iyi bir çoban her şeyden anlar, veterinerlik bile bilirmiş” dedim.

-“Tabii, aşılarını yaparım, çok dikkat ederim sağlıklarına. Koyunların davranışından, hatta çıkardıkları seslerden ne durumda olduklarını bilirim, daha doğrusu bilmek zorundayım” diye cevap verdi.

Çoban Hüseyin 1

Çobanın eşeği

Çobanın koyunları

KOYUNLAR NASIL YAYILIR? (1)