İNSANIN ANLAM VE MUTLULUK ARAYIŞINDA İNANCIN ROLÜ

YAYINLAMA: 01 Haziran 2023 / 20.12 | GÜNCELLEME: 01 Haziran 2023 / 20.12

Anlam, insanoğlunun çoğu zaman üstüne düşündüğü bir kavram. Evrenin anlamı ne, dünya nasıl oluştu, benim bu evrendeki rolüm ne sorularını varoluştan beri hep sorduk kendimize ve kendi varoluşumuza bir anlam katmak istiyoruz. Çünkü anlam yani anlamlandırmak bizim için bir ihtiyaç. Anlama en çok ihtiyaç duyduğumuz an en çok acı çektiğimiz andır.

İnsanın anlam arayışı kitabını yazan Avusturyalı Psikiyatr Viktor E. Frankl, çektiği acılarda bir anlam arayanlardandır, kitabı kaleme almadan evvel inanılmaz kötü şartlarda hayatını sürdürmek zorunda kalan Viktor, Nazi kamplarından birinde tam iki yıl boyunca esir kalmış ve çok kötü şartlara maruz kalmıştır. Viktor aç kalmış, kamp koşullarından dolayı birçok ölümcül hastalıkla savaşmış ve ailesinin birçok ferdi; annesi, babası, kardeşi, eşi kötü şartlardan dolayı kamplarda ölmüştür.

Viktor hayatta kalmayı başaran nadir kişilerden biridir. Nazi askerleri tarafından öldürülen, hastalıktan ölen ve dayanamayıp intihar etmeyi seçen birçok kişi olmuş fakat Viktor’u şaşırtan yakın arkadaşlarından biri olmuştur. Bu arkadaşı Viktor’a bir rüya gördüğünü, rüyasında 30 Mart tarihinde bir şekilde kurtulacağının müjdelendiğini anlatır. Rüyaya tamamen ilahi bir mesajmış gibi bakan arkadaşı 30 Mart tarihinde esaretinin biteceğini ve kurtulacağına kendini inandırır fakat 30 Mart tarihi yaklaşınca savaş en kötü durumuna ulaşmış kamplardaki durum ise feci kötü bir hal almıştır.

Bu aşamada tarihler 30 Mart’a iyice yaklaşınca arkadaşı rüyasına olan inancını kaybetmeye başlamış, 29 Mart tarihinde hastalanmış, 30 Mart tarihinde bilinci tamamen kapanmış ve 31 Mart tarihinde yaşamı son bulmuş. Bunun üstüne kamptaki herkes ölen kişinin hastalıktan öldüğünü düşünür fakat Viktor arkadaşının ölümünü hastalıktan ziyade hayal kırıklığından olduğunu düşünür çünkü içindeki bütün umutla rüyasının gerçekleşeceğine inanan arkadaşı rüyası gerçekleşmeyince geleceğe dair olacaklara dair inancını yitirmiş. Hayatına anlam katan, onu hayatta tutan bu durumun yok olması Viktor’un arkadaşının psikolojik yönden iyice zayıflayıp bağışıklık sisteminin çöküp hastalığın bedeni ele geçirmesini sağlar. Viktor bu trajik olayı baz alarak kötü şartlarda insanın anlam kavramına sarılması ve geleceğe umutla bakmasının hayatta kalması için en önemli şey olduğunu söyler ve kitapta sık sık geçen Nietzsche’nin bu sözü Viktor’un acıya karşı direncini oluşturur. Yaşamak için bir nedeni olan herkes her sıkıntının üstesinden gelebilir.

Peki bunun için Viktor nasıl bir yol izlemiş? Kitapta bahsedildiği üzere ve şu anda bir psikoterapi yöntemi olan logoterapi. Yunancada logos yani anlam, logoterapi ise anlam yoluyla terapi demektir. Zaten bir psikiyatr olan Viktor kamptan kurtulduktan ve hayatına devam ettikten sonra mesleğine tekrar dönmüştür. Yaşadıkları yardımıyla üzerinde çalıştığı bu yöntemi  geliştiren Viktor seans yani hastalarıyla konuşmalarında sık sık şu soruyu baz alarak yaklaşım göstermiştir: Neden intihar etmiyorsun? Bu sorudan kasıt insanları intihara teşvik etmek değil, insanların acı dolu hayatlarında hayata tutunmasına sebep veren nedenleri öğrenmektir, bu sorulara cevap veren kişilerden örnek olarak ikisi şu cevapları vermiş: Bir anne oğlum için yaşıyorum derken, yaşlı bir adam ise değerli anılarımı korumak için yaşadığını söylemiş. Viktor, hastalarının bu cevapları ve kamptaki yaşamından yola çıkarak oluşturduğu logoterapi ile üç yöntem sunar:

Bunlardan birincisi kendini bir işe adamak. Bu düşünceye varmasının sebebi kamp yıllarındaki gözlemlerinin sonucudur. Bir işe ya da bir düşünce dinamiğine yoğunlaşan kimselerin hayata daha çok tutunduğunu görür.

 İkinci yöntem ise fedakarca sevmektir. Viktor iyice anlamıştır ki her türlü anlamın temelinde yatan sevgidir. Kimisi yaptığı işte sevgiyi bulur, kimisi kendini sever ve kendi varoluşunda bir anlam bulur. Anlamlar ve kavramlar kişiden kişiye değişir fakat hepsi sevgi alt yapılıdır. Viktor bu iki faktör için kişinin hizmet edeceği bir davaya ya da seveceği bir şeye kendini adayarak ne kadar çok kendini unutursa o kadar çok insan olacağını ve kendini de o kadar gerçekleştireceğini söyler.

Üçüncüsü ise acılara cesurca göğüs germek. Viktor eşini ve ailesini kaybedince inanılmaz bir buhran yaşar, sevdiği insanı kaybedince söz yerindeyse çöker ve o zaman Nietzsche’nin şu sözüne tutunur: “Yaşamak için bir nedeni olan herkes her sıkıntının üstesinden gelebilir.”

 Sonuç itibariyle yaşamak, ilerlemek, bir hayat, bir aile kurmak ya da herhangi bir alanda başarı için koşturmamız bizlerin kendimiz için oluşturduğu; varoluşumuzu bizler için ayrı ayrı simgeleyen dinamiklerdir. Hayatınızın sizler için bir anlamı olması dileğiyle, başka bir yazıda görüşmek üzere.

İNSANIN ANLAM VE MUTLULUK ARAYIŞINDA İNANCIN ROLÜ
YORUMUNUZU YAZIN, TARTIŞMAYA KATILIN!
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *