DOĞA’YA HEP GÜVENİRİM

YAYINLAMA: 12 Haziran 2023 / 11.00 | GÜNCELLEME: 12 Haziran 2023 / 11.00

Aysun Sökmen, beş sene önce bana kompost yapmasını öğretmişti, kompost yapmayı başardım diyebilirim. Bu sene bahçemizin bir bölümüne yaydığımız kompost bize sürpriz yaptı ve kendisine verdiğimiz tohum ihtiva eden kompost ürünlerini bitki olarak armağan etti. Şu anda bahçede kocaman kış kabağı -tatlısı yapılan, Antepliler’in kabaklama yaptıkları- bulunuyor. Bu tür kabak çok yayılırmış, ağaçların tepelerine filan çıkarmış. Üzeri de çiçek dolu. Biraz anlasam kabak çiçeği dolması yapabilirim, o kadar güzel. Çiçekler toplanırken erkek olanlar toplanıyor ki dişi olanlar kabağa dönsün. O nedenle hangi çiçek erkek, hangisi dişi bilemiyorum, dolmalık çiçekler boşa gidiyor anlayacağınız. Bahçede kompost yayılımından göveren tek ürün bu kabak değil tabii. Bol miktarda kavun, domates, biber ve karpuz da var.

Bahçeye çim yapmak bence çok yanlış bir iş… Çimin hiçbir faydası yok, çok su istiyor, sadece görsel özelliği var. Sebze ise öyle değil, bakıyorsunuz, suluyorsunuz ama karşılığında domates, biber ve kabak elde ediyorsunuz. Benim bahçem çok küçük, üstüne ağaçlar da var, o nedenle güneşi bol isteyen sebze dikebileceğim alan çok kısıtlı.  Demek istediğim, kompost bana o kadar çok fide armağan etti ki bir kısmını atmak zorunda kaldım. Alan çok küçük olduğundan bir tercih yapıp hangilerini yetiştirmek istediğime karar vermeliyim. Halen bahçenin sağında solunda domates ve biber fidelerine rastlıyoruz, tümünü yetiştirmemiz mümkün değil.

Kırsal kesimde yaşamanın büyük avantajları bulunuyor. Sağımda solumda, kısa mesafelerde bostanlar var. Dün, yakınımdaki bostandan salatalık toplamaya gittim. Hayatımda ilk kez yaptım, pek hoşuma gitti. Bostanın tabanı salatalık bitkisinin yaprağı ile kaplı. O nedenle salatalıklar nerede, yukardan bakarak tespit etmek mümkün değil. Bostan, damla sulama sistemi ile sulanıyor. Salatalık tiyeklerinin dipleri ıslaktı, ama bostan çamur değildi. Biraz endişe ile bostanda yürüdüm, endişem dallara basmamak ama salatalıkları da kaçırmamak içindi. Kısa bir süre sonra salatalık bulmanın mantığını çözdüm. Sonra ki aşamada her kaldırdığım tiyeğin altından dört salatalık filan toplamaya başladım. Yanımda götürdüğüm sepet kısa sürede doldu. Bostan sahibi Mustafa, baştan beni pek ciddiye almadı: “Ayfer Abla, sen bu işi zor yaparsın” dedi. Sonra kısa sürede sepeti doldurunca, “ilk gün yevmiyesini hak ettin” diye iltifat etti. Ben, Mustafa’ya satması için de epeyi salatalık topladım dün. Bu arada, Mustafa’nın büyük bir kamyonetin kasa kısmına monte edilmiş bakkal dükkanı olduğunu da yazayım. Hem köyleri, hem çevredeki siteleri gezerek yerli sebze ve meyvelerin yanısıra, sebze halinden getirdiği ürünleri de satıyor.

Dalından koparılmış salatalığı tarttırdım, ücretini ödeyip, eve getirdim. Eşim bez torbaya nakletti, buzdolabına koyduk. Uzun süreden beri salatalığı bez torba içinde sebze çekmecesinde saklıyoruz. Hele böyle dalından kopmuş olunca bir hafta falan yenebilecek şekilde duruyor. Zaten, bir hafta dayanmıyor, yiyoruz. Bittikçe ben bostanda alıyorum soluğu. Önceleri Mustafa’ya sipariş ediyordum, artık kendim toplayacağım.

Bir de domates seraları var Mustafa’nın. Fotoğrafta gördüğünüz gibi çok sağlıklı. Alanda üç farklı çeşit domates vardı. Domateslere doğru davranırsanız bir seneye yakın ürün alabiliyormuşsunuz. Burada hava çok ısındığı için, seranın üzerine gölgelik yapıp, domates fidanlarının aşırı ısınmasını önleyecekmiş.

Ben, kırsalda yaşamanın keyfini süreceğim. Sizlere de tavsiye ederim.

 

DOĞA’YA HEP GÜVENİRİM
YORUMUNUZU YAZIN, TARTIŞMAYA KATILIN!
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *