60 Evler ve Patlıcan kebabı

YAYINLAMA: 27 Eylül 2024 / 00.00 | GÜNCELLEME: 26 Eylül 2024 / 12.16

Geçen akşam 60 Evler’e gittik. Gazinosunu Erol Dai isimli biri işletmeci olarak almış, yaptığı yemekleri instagramda paylaşıyormuş. En çok da Birecik’ten getirttiği patlıcanla yaptığı “balcan kebabı” güzel duruyormuş. Dilekciğim adamın telefonunu da bulmuş, bana gönderdi organize ettim ve gittik.

60 Evler, Arsuz’da kooperatif olarak yapılan aklı başındaki dubleks evlerin öncüsüdür. Kooperatif başkanlığını yapan Adil Dai’yi her zaman şükranla anarım. Neden biliyor musunuz? 60 Evler örnek oldu, Arsuz’da blok blok apartman tarzı deniz evleri yapılmadı. Biz Antepliler, “yazlık ev” demez, “deniz evi” derdik, onu da belirteyim. 60 Evler, Gökmeydan köyünün sahilinde. Hepimizin, benim oğlumun da dolu anılarımız var orada. Ben çalıştığım için, hafta sonları giderdim, oğlum küçüktü, anne ve babamla yaz boyu kalırdı.

Masamızda oturan Gökhan Dai’nin babasıdır Adil Dai. Adil Bey, kooperatif başkanı olarak bir kaç site daha yaptı Arsuz’a, onlardan birisi de Sarıgül’dür. Sarıgül, Arsuz dışında Avcılarsuyu Köyü’nün sahilidir. Gökhan da biz de Sarıgül Sitesi’nde oturuyoruz. 60 Evler dümdüzdür, rahatlıkla bisiklete bilebilirsiniz. Sarıgül öyle değil, her yer yokuş! Buraya taşınırken bisikletimi ağlayarak birisine verdiğimi hatırladım şimdi. Ancak, Sarıgül sitesi konumu gereği Amanos Dağları’na yakın olduğu için bitmeyen rüzgârı vardır ve o nedenle de daha serin olur.

Balcan kebabına gelmeden önce Sevgili Gökhan’a teşekkür etmek istiyorum burada. Gökhan, ODTÜ Gaziantep Kampüsü mezunu, eşimin öğrencisi, makina mühendisi. Eşimin geçirdiği rahatsızlık sırasında, ön komşumuz ve sitenin girişimiyle ağaç budaması başlığı altında bahçemiz târümâr edilmişti, yazmıştım. Öyle ki bahçe lambası ve ferforjeler kırılmıştı. Derecesiz üzülmüştük. Gökhan çok duyarlı davrandı, bana: “Ayfer Abla, sen hocamla ilgilen ona bak, lütfen üzülme, ben gerekli tamiratı yapacağım” demişti. Ben de “Ama Gökhancığım, o bahçe lambaları ve ferforje özel şeyler, ben onları nasıl temin edebilirim ki?” demişti. “Ayfer Abla, kışa kadar idare edecek şekilde lambayı tamir edeyim, o arada aynısını buluruz” diye ilave etmişti. Gökhancığım, nalbura gidince hiç ummadığı malzemeler bulup almış, lambayı yenisine ihtiyaç duymayacağımız şekilde tamir etmiş. Ferforjeyi de planlayıp, sitede ki becerikli elemana tamir ettirmiş. Bahçemizde bizi rahatsız eden herhangi bir görüntü yok şimdi. Çok teşekkür ederim Gökhancığım. Hocanın tüm emeklerini fazlasıyla hak etmişsin canım. Dilerim, senin bizi mutlu ettiğin gibi, emeğin geçen birisi de seni mutlu eder birgün.

Gelelim balcan kaabına… -ben küçükken “Urfa kebabı” denirdi-Efendim coğrafi işareti var, Birecik’te Fırat Nehri’nin güneydoğu bölgesinde çok özel bir patlıcan yetişir. Bence patlıcan Anadolu’ya Birecik’ten, Fırat’tan girdi! Urfa’da domatesin isminin “frenk patlıcanı” olması boşa değil! Berecik Balcan’ı işte öyle hasıl oldu! Yerinde gidip inceleyip, Sofra’da bu konuda bir yazı yazmıştım. Genleri değiştirilmemiş orijinal tohumdan üretiliyor. Bu patlıcanı yurdun, Fırat’ın, Güneydoğu’un çeşitli yerlerinde çeşitli kişiler yetiştirmeye çalıştı. Yetişti ama tadı aynı olmadı. Fırat’ın o bölgesinin alüvyon yapısı, rüzgarı, sıcaklığı farklı. Üstelik Prof.Dr.Selim Çetiner’in tezi de doğru, doğanın kendisi yapıyor gerekli değişikliği ve patlıcan aynı tadda devam ediyor.

Size bir şey diyeyim mi? Siz siz olun, Güneydoğu ve Adana’dan başka yerde kebab yemeyin! Kuşbaşı ve küşleme yi sadece Antep’te yiyin. Kıyma kebaplarını, ciğer kebabını Adana’da yiyebilirsiniz. Efendim Istanbullulara ağır geliyormuş, o nedenle kıyma kebabının içine % … oranında dana eti katıyorlarmış. Dana etinden Anadolu usulü kebab olmaz arkadaş. Yazdığım yerlerin haricinde kebab yemem ben, başka şey yerim.

Erol Dai, şahane yapmıştı balcan kebabını. Etini bile Antep’ten getirtiyormuş. Servis ettiği ekmek bizim aldıklarımızdan farklıydı, helal olsun! Sevgili kocamın yanısıra Perihan-Coşkun çifti balık yemek istediler. Erol Bey:”Abla, balıkçıya telefon edeyim, tezgahta ne varsa-hepsi taze tutulmuş- onu gönderiyor” dedi. Balık yiyenler de pek mutlu oldular.

İçecekleri -neşeli sıvılar*- ben götürdüm. Erol Bey bana: “Abla buzum yok, acık bana da buz getir” demişti, dolu buz götürdüm. Isı transferci kocanın faydaları… vallahi kullanmadığım buzları geri bile getirdim!

*Neşeli sıvılar: Ümit Çatalkaya’ya ait bir deyimdir. Pek sevdiğim için izin aldım, kullanıyorum.

 

60 Evler ve Patlıcan kebabı
YORUMUNUZU YAZIN, TARTIŞMAYA KATILIN!
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *