Acil demokrasi, ama nereye?

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

CHP Adana’da ilk “Acil Demokrasi” mitingini düzenlemiş.

Herhalde önce kendi içlerinden başlayacaklar. Zira “Türk ulusuyla Kürt milletini eşit ve eşdeğerde gördüremezsiniz” diyen bir zihniyetin temsilcileri dimdik ayakta dururken, CHP’nin ülkeye demokrasi gelmesi konusunda göstereceği hiçbir çaba anlam taşımaz.

Önce siz kendi içinizde, “Temel insan hak ve özgürlükleri nelerdir” sorularına çağdaş dünyanın yanıtlarını ve “İnsanların dil, din, ırk olarak  birbirinden hiçbir üstünlüğü veya farkı yoktur  gerçeğini sindirerek, demokrasiye erişmelisiniz ki, memlekete bir faydanız olsun.

Yoksa bu kafayla, bırakın demokrasi mücadelesini sizden ne köy olur ne de kasaba!

 

Partisinde, “üstün ırk” olduğunu zanneden çarpık zihniyetin temsilcisi kalmış, bu hastalıklı düşünceye karşı çıkan milletvekili istifa edip gitmiş, ama CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Twitter’dan gönderdiği mesajda, “Ülkemizin ve ayrımsız bütün halkımızın eşitlik, barış, özgürlük ve kardeşlik içinde yaşaması için bir büyük mücadelenin içindeyiz” diye sesleniyor ve bu kafa ile halen ülkede umudun tek adresinin CHP olduğunu söyleyebiliyor.

Kılıçdaroğlu, zaman zaman Başbakan Erdoğan’ın inandırıcılığını gündeme getirip tartışırken, kendi inandırıcılığını sorgulamak zorunda.

Vatandaş bağrınıza bastığınız zihniyetle, dışladığınız zihniyeti görmüyor mu?

                                                               ***

CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in sözleri ve CHP’li sıralardan bu sözlere alkışlarla verilen destek; ne yazık ki CHP’nin halen bıraktığımız yerde olduğu gerçeğini gözümüze bir kez daha soktu.

Oysa Türkiye, ne yazık ki gerçek bu, AKP’nin 10 yıllık iktidarı döneminde çok sayıda olumsuzluğa, tasvip edilmeyen bazı politikalara rağmen, demokratikleşme açısından çok yol aldı.

                                                               ***

Bugünün Türkiyesi daha 10 yıl önce ağza bile alınması mümkün olmayan sorunlarını tartışıp, geçmişiyle yüzleşmeye çabalıyor, çalışıyor.

Ermeni soykırımını, Dersim Katliamını, 6-7 Eylül’ü, Kürt sorununu her yönüyle ortaya döküp, tartışmaya çalışıyor.

Bugün, her ne kadar resmi ağızlardan çıkmasa da çok ağızdan 1915 Tehciri’nin bir “soykırım” hareketi olduğu ifade ediliyor. Ermeni halkının çektiği ızdıraplar, yaşadığı acılar ve yetim kalan çocuklarıyla ilgili çok sayıda araştırma yapılıp, kitaplar yazılıyor.

Mesela, Gaziantep’te Ermeniler’den kalan mallara kimlerin, nasıl el koyduğu ile ilgili kitaplar yayına hazırlanıyor.

                                                               ***

Bugün, toplum yıllarca yok sayılan Kürtler’i artık yok sayamayacağının, bu topraklar üzerinde yüzyıllardır, Kürtler’in de Ermeniler’in de yaşadığı gerçeğini kabul etmesinin ve ona göre davranmasının bilinciyle demokratikleşme sancısı yaşıyor.

İttihat ve Terakki uzantısı Birgül Ayman Güler gibi tiplere rağmen toplumun önemli bir kesimi,  geçmişte bir millet ve ulus yaratmak savunması altında uygulanan yanlış ve hastalıklı politikaların mirasçısı ve savunucusu olmayı reddediyor.

Geçmişte farklı etnik kimliğe sahip insanlar üzerinde oynanan acımasız oyunlara ve onun devamı olan politikalara körü körüne ve bağnazca sahip çıkma alışkanlığımız epeyce törpülenmiş durumda.

                                                                              ***

Dünyadaki, ülkedeki bu değişime rağmen, mecliste güya ülkenin sosyal demokrat kesmini temsil ettiği iddiasıyla salınan CHP’ye bakıyorsunuz, o hala İttihat Terakki’nin bıraktığı yerde duruyor.

Türk ulusu ile Kürt milletini eşdeğer göremezsiniz diyenler ve onları destekleyenlerin barındığı bir partinin bu ülkenin umudu ve geleceğinde söz sahibi olması mümkün mü?

Neymiş efendim, “Acil demokrasi” mitingiymiş!

Size “Acil şifalar” temenni etmekten başka elimizden birşey gelmiyor vallahi!

  

 

 

 

 

 

 

 

 

Acil demokrasi, ama nereye?