Pişkin bürokrat!
Türkiye şimdiye kadar çok bürokrat gördü ama, ÖSYM Başkanı Ali Demir kadar pişkinini ilk defa görüyor.
Adam ne düşmandan korkan, ne dosttan utanan cinsten.
Başında bulunduğu kurumun yaptığı tüm sınavlarda bir skandal yaşanmasına, siyasiler ve YÖK Başkanı “İstifa” etmesi gerektiğini anıştırmasına rağmen, hiç oralı olmadı.
Hani söylenen o kadar şey sanki duvara çarpıp geri döndü.
Şimdi kalkmış, “Kurum olarak yeterli tecrübeyi kazandık. Daha mükemmel bir sınav gerçekleştirmek için belki bir-iki küçük rötuşumuz olabilir” diyor.
Pes vallahi demekten başka aklıma bir şey gelmiyor!
***
Üniversite sınavına giren öğrenciler, tercihlerini yapmalarının son günü cep telefonlarına gelen, “Orta öğretim başarı puanınız yanlış hesaplandı” mesajı ile şaşkına döndü.
Çünkü bu mesaj, yaptıkları tercihleri alt-üst etti.
Öğrenciler böyle bir tedirginlik içindeyken, ÖSYM Başkanı Ali Demir, 25 üniversite rektörüyle, “sınav güvenliği” toplantısı yaptı. Ancak bu toplantıda yaşanan son skandal gündeme bile gelmedi.
Demir, dalga geçer gibi, toplantıda “Yaşanan yerel tecrübelerin” dinlendiğini açıkladı.
***
Adam yönettiği, daha doğrusu yönetemediği kurum aracılığı ile milyonlarca gencin geleceğini ilgilendiren hataların baş sorumlusu.
1 milyon 700 bin öğrencinin girdiği YGS’de, matematik testindeki soruların şifreyle çözüldüğü skandalı yaşanmış.
8 cezaevinde YGS’ye katılan 150 adayın kitapçığında fen bilimleri testinin hatalı basıldığı belirlenmiş, mağdur olan 150 kişi yeniden sınava girmiş.
YGS’ye giren öğrencilerin puanlarının yanlış hesaplandığı ortaya çıkmış ve puanlar yeniden düzeltilmiş,
Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı ALES’te hatalı soru kitapçılığı basılmış, yedek kitapçıklar yetmediği için 278 aday sınava girememiş, bu adaylar daha sonra sınava alınmış.
Seviye Tespit Sınavı’nda Tıp doktorluğu kitapçığında 100 sorudan 75’inin geçen yılki sınavla aynı olduğu anlaşılmış, YÖK Başkanı Ziya Özcan’ın uyarısı üzerine sınav tekrarlanmış.
LYS öncesi soruları çalma girişimi ortaya çıkarılmış.
Bir bürokrat tüm bunlar üzerine istifa etmez de ne zaman istifa eder?
***
Akademik kariyerinde intihalle suçlanan ve üniversiteden atılmaktan intihal yaptığını kabul edip özür dileyerek kurtulan anlaşılan Ali Demir, özel yasadaki hüküm nedeniyle görevinden alınamıyor.
Daha önce ÖSYM başkanları, üniversite öğretim görevlisi profesörler arasından YÖK Başkanı tarafından bir yıllığına atanırken ve yine YÖK başkanı tarafından görevinden alınabilirken, yasada yapılan değişiklikle 4 yıllığına bu göreve atanan Demir’in görevden alınabilmesi için, hakkında görevini yerine getiremeyeceğine ilişkin sağlık kurulu raporu alınması gerekiyor.
İstifa müessesesinin neredeyse hiç çalışmadığı Türkiye’de Ali Demir eline geçen koltuğu niye bıraksın ki?
***
Gaziantep eski Valisi Erhan Tanju’nun, sisteme aykırı bir yapısı vardı.
Gaziantep’te görev yaptığı süre içerisinde sık sık ziyaretimize gelir, saatlerce bürokrasideki inanılması güç aksaklıkları anlatırdı.
Bir seferinde vali konağındaki iki hizmetliyi beğenmediğini, onları başka bir göreve almak için aylarca, bıkıp usanmadan uğraşmak zorunda kaldığını anlatmıştı.
Düşünün, devletin valisi, vali konağındaki iki hizmetliyi başka bir yere gönderemiyor.
Türkiye’de böylesine çarpık ve devlet görevlisini vatandaşa karşı koruma zırhı arkasına gizleyen ilkel bir yapı var.
***
Hadi, taaa cumhuriyet kurulduğundan beri yasalar devlet memurunu, bürokratı vatandaşa, kamu menfaatine karşı korumak üzerine kurulmuş, bunu anladık ve kabul ettik.
Ama, insanlarda yetersizliğini görme, kamuya zarar vermiş olmaktan dolayı vicdan ve ahlak muhasebesi yapma, ortaya çıkan yanlışları onur ve gurur vesilesi haline getirme yetisi hiç mi devreye girmez?
Ayıp çok ayıp!
Bu kadar da pişkinlik olmaz!