Aksaray Meslek Yüksek Okulu'nda dört yıl Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la birlikte okuyan Sadi, o dönemdeki Başbakan Erdoğan'ı anlattı. Ardından da gergin Türkiye-İsrail ilişkileriyle ilgili açıklamalarda bulundu.
Mavi Marmara'da 9 kişinin İsrail güvenlik güçleri tarafından öldürülmesi, Türkiye'de herkesi üzdü. Ancak belki Türkiye'dekinden bile daha çok üzülenler var. Üstelik onlar İsrail'de. Bu ülkede yaşayan Türk Museviler. Bunlardan biri de Başbakan Erdoğan'ın sınıf arkadaşı Rafael Sadi.
BAŞBAKAN'IN SINIF ARKADAŞI
Hürriyet'ten Zeynep Gürcanlı'a konuşan Sadi'nin çok önemli bir özelliği var: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sınıf arkadaşı.
"Aksaray Meslek Yüksek Okulu'nda dört yıl birlikte okuduk" diyor Sadi. Ve Başbakan'ın, o zamanki halini anlatıyor:
"Çok sessiz, çok ketum, çok efendi idi. Çok yakın değildik. Ama merhabalaşırdık. Dört yıl birlikte okuduk, aynı hocalardan ders aldık. O kadar sessizdi ki, onun o dönemde MSP Gençlik Kolları Başkanı olduğunu bile bilmiyorduk..."
TÜRKİYE'YE ŞERİAT GELMEZ
İsrail'de "Türkiye demokrasiden uzaklaşıyor mu?" endişesinin hakim olduğuna dikkat çeken Sadi, ancak kendisinin endişeli olmadığını vurguluyor:
"Ben Ak Parti Türkiye'ye şeriat getirecek paranoyasına katılmıyorum. Bir defa Prof. İsmet Giritli ile Prof. Reşat Kaynar gibi Atatürkçü öğretim görevlilerinden ders alan bir insanın, Recep Tayyip Erdoğan'ın, şeriatçı olması gibi bir şansı yok. Evet belki Türkiye biraz daha muhafazakarlaşır ama şeriatçı olmaz. Bu da utanılacak bir şey değil bence."
MAVİ MARMARA'YA EN ÇOK BİZ ÜZÜLDÜK
Mavi Marmara olayı, ardından gerilen Türk-İsrail ilişkileri...
"En çok biz üzüldük" diyor Sadi. Ancak, İsrail'e karşı Türkiye'de oluşan büyük tepkiden de rahatsız.
"Türkiye'de Yahudi karşıtlığı yapmanın Gazze'deki Filistinliye ne gibi bir faydası olacağını anlamıyorum" diyor ve ekliyor:
"Benim anavatanımın insanları ile şu an yaşadığım vatanımın insanlarının karşı karşıya getirilmesi çok büyük üzüntü veriyor. Mavi Marmara olayı gerçekleştiğinde çok büyük acılar çektim. Ama belli değil miydi? Sen gemine inen askere bıçakla saldırırsan yanıtını alırsın. Bu her yerde aynıdır. Niye? Çünkü karşında silahlı asker var. O asker seni öldürür. Çünkü askerin işi budur. Ben iddia ediyorum. Gidin ablukayı kırın diyenler, o insanların ölümünden sorumludur."
MAVİ MARMARAYI ABD DURDURDU
Sadi'ye göre, Mavi Marmara'nın ikinci seferinin iptal edilmesinin arkasında ABD var.
"Bana göre, yeni filoda, Mavi Marmara gemisinin gelişi durduruldu. Çünkü ABD baskı yaptı. Türkiye de en diplomatik şekilde İHH'ya söyledi. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, tavsiyemiz yardımların Mısır üzerinden gitmesidir dedi" .
Peki nasıl çözülecek Türk-İsrail ilişkileri?
"Türkiye ile İsrail arasındaki görüşmeler başladı. Ancak ben bu sorunun bu sefer de çözülemeyeceğine inanıyorum. Bu bir merhaleler dizisidir. İsrail'in özür dilemesi buradaki koalisyon hükümetinin dağılmasına yol açar. Özür yerine, 'Üzgünüz, keşke olmasaydı' denilebilir. Tazminat konusunda da bence - işin Yahudicesi- iş pazarlığa kaldı..."
Sadi'ye göre, Türkiye ve İsrail arasında yeniden başlayan görüşmelerin özeti şu:
"Türkiye özür ve tazminat diyerek çok yüksek bir ağaca çıktı. Şimdi ağaçtan inmek istiyor. Ama bunun için merdiven gerek. İşte İsrail görüşme isteyerek ve Başbakan'a mektup göndererek merdiveni ağaca dayıyor"
Ve İsrail-Türkiye gerginliğinden en çok etkilenenler...
"Bu sorundan en büyük zararı dünyanın dört bir yanına dağılmış olan 200 bin kadar Türk Yahudisi görüyor. Türkiye ve İsrail. Birisi anamız, birisi babamız. Arada kalıyoruz."
Mavi Marmara'da 9 kişinin İsrail güvenlik güçleri tarafından öldürülmesi, Türkiye'de herkesi üzdü. Ancak belki Türkiye'dekinden bile daha çok üzülenler var. Üstelik onlar İsrail'de. Bu ülkede yaşayan Türk Museviler. Bunlardan biri de Başbakan Erdoğan'ın sınıf arkadaşı Rafael Sadi.
BAŞBAKAN'IN SINIF ARKADAŞI
Hürriyet'ten Zeynep Gürcanlı'a konuşan Sadi'nin çok önemli bir özelliği var: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sınıf arkadaşı.
"Aksaray Meslek Yüksek Okulu'nda dört yıl birlikte okuduk" diyor Sadi. Ve Başbakan'ın, o zamanki halini anlatıyor:
"Çok sessiz, çok ketum, çok efendi idi. Çok yakın değildik. Ama merhabalaşırdık. Dört yıl birlikte okuduk, aynı hocalardan ders aldık. O kadar sessizdi ki, onun o dönemde MSP Gençlik Kolları Başkanı olduğunu bile bilmiyorduk..."
TÜRKİYE'YE ŞERİAT GELMEZ
İsrail'de "Türkiye demokrasiden uzaklaşıyor mu?" endişesinin hakim olduğuna dikkat çeken Sadi, ancak kendisinin endişeli olmadığını vurguluyor:
"Ben Ak Parti Türkiye'ye şeriat getirecek paranoyasına katılmıyorum. Bir defa Prof. İsmet Giritli ile Prof. Reşat Kaynar gibi Atatürkçü öğretim görevlilerinden ders alan bir insanın, Recep Tayyip Erdoğan'ın, şeriatçı olması gibi bir şansı yok. Evet belki Türkiye biraz daha muhafazakarlaşır ama şeriatçı olmaz. Bu da utanılacak bir şey değil bence."
MAVİ MARMARA'YA EN ÇOK BİZ ÜZÜLDÜK
Mavi Marmara olayı, ardından gerilen Türk-İsrail ilişkileri...
"En çok biz üzüldük" diyor Sadi. Ancak, İsrail'e karşı Türkiye'de oluşan büyük tepkiden de rahatsız.
"Türkiye'de Yahudi karşıtlığı yapmanın Gazze'deki Filistinliye ne gibi bir faydası olacağını anlamıyorum" diyor ve ekliyor:
"Benim anavatanımın insanları ile şu an yaşadığım vatanımın insanlarının karşı karşıya getirilmesi çok büyük üzüntü veriyor. Mavi Marmara olayı gerçekleştiğinde çok büyük acılar çektim. Ama belli değil miydi? Sen gemine inen askere bıçakla saldırırsan yanıtını alırsın. Bu her yerde aynıdır. Niye? Çünkü karşında silahlı asker var. O asker seni öldürür. Çünkü askerin işi budur. Ben iddia ediyorum. Gidin ablukayı kırın diyenler, o insanların ölümünden sorumludur."
MAVİ MARMARAYI ABD DURDURDU
Sadi'ye göre, Mavi Marmara'nın ikinci seferinin iptal edilmesinin arkasında ABD var.
"Bana göre, yeni filoda, Mavi Marmara gemisinin gelişi durduruldu. Çünkü ABD baskı yaptı. Türkiye de en diplomatik şekilde İHH'ya söyledi. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, tavsiyemiz yardımların Mısır üzerinden gitmesidir dedi" .
Peki nasıl çözülecek Türk-İsrail ilişkileri?
"Türkiye ile İsrail arasındaki görüşmeler başladı. Ancak ben bu sorunun bu sefer de çözülemeyeceğine inanıyorum. Bu bir merhaleler dizisidir. İsrail'in özür dilemesi buradaki koalisyon hükümetinin dağılmasına yol açar. Özür yerine, 'Üzgünüz, keşke olmasaydı' denilebilir. Tazminat konusunda da bence - işin Yahudicesi- iş pazarlığa kaldı..."
Sadi'ye göre, Türkiye ve İsrail arasında yeniden başlayan görüşmelerin özeti şu:
"Türkiye özür ve tazminat diyerek çok yüksek bir ağaca çıktı. Şimdi ağaçtan inmek istiyor. Ama bunun için merdiven gerek. İşte İsrail görüşme isteyerek ve Başbakan'a mektup göndererek merdiveni ağaca dayıyor"
Ve İsrail-Türkiye gerginliğinden en çok etkilenenler...
"Bu sorundan en büyük zararı dünyanın dört bir yanına dağılmış olan 200 bin kadar Türk Yahudisi görüyor. Türkiye ve İsrail. Birisi anamız, birisi babamız. Arada kalıyoruz."
RSS