Gaziantep Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Doçent Doktor Suat Zengin ile hastane hakkında röportaj gerçekleştirdik. Hasta yoğunluklarının fazla olduğunu vurgulayan Zengin, “2016’nın Ağustos ayında göreve geldiğimizde 62 bin poliklinik hizmeti alan hasta varken, şu anda 84 bin poliklinik hizmeti alan hasta var. Fakat bunları Suriyeli hastaların yoğunluğuna bağlamak doğru değil. Suriyelilerin polikliniğe başvuru sayısı toplam başvuruların içerisinde yüzde 2,5’tir. Hastane içerisindeki yatış oranları ise yüzde 5” dedi.
Türkiye’nin sağlık hizmetleri açısında cennet sayılabilecek derecede iyi bir ülke olduğuna dikkat çeken Zengin, “Türkiye dünyanın sağlık merkezi konumuna geliyor. Yapılan bölge hastaneleri zaman içerisinde vatandaşlarımızla birlikte gerek coğrafyaya gerekse Avrupa ülkelerinden gelen hastalara hizmet edecek.
Hekimlerimiz çok kaliteli seviyedeler. Hatta son dönemde Sağlık Bakanlığı’nın Körfez ülkelerden ve Türki Cumhuriyetlerinden buraya gelen hastalarla ilgili bir çalışması var. Organ nakli başta olmak üzere birçok alanda ciddi talepler olması sebebiyle bir çalışma içerisindeler” şeklinde konuştu.
Sabah-Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi olarak sadece Gaziantep’e mi yoksa bölgeye mi hitap ediyorsunuz?
Zengin-Gaziantep Üniversitesi gerek hizmet olarak gerekse bölgeye hitap etmesi açısından Türkiye’nin sayılı üniversitelerden bir tanesidir. Sadece Gaziantep’ten değil, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin tüm illerinden hasta alma kapasitesine sahibiz. İnme Merkezimizi açtıktan sonra Hatay, Osmaniye, İskenderun, Elazığ ve hatta Samsun’dan bile hasta almaya başladık. Bundan 15 yıl önce Gaziantep Üniversitesi Adana’ya hasta gönderirdi, şu anda tam tersi bölge illerinden hastalar bizi tercih ediyorlar. Akdeniz Bölgesi’nin birkaç iline de hizmet veriyoruz. Malatya’dan sonra bölgede ikinci büyük organ nakli merkeziyiz. Gerek karaciğer gerekse böbrek nakli konularında son derece ciddi atılımlarımız oldu. Sadece ilimize hizmet etmiyoruz. Çevre illere de hizmet ediyoruz. Yoğunluğumuzun sebebi budur.
Sabah-Hastanede sağlık alanında yapılan yeniliklerden bahseder misiniz?
Zengin-2017 yılında yaptığımız en önemli yeniliklerden bir tanesi İnme Merkezi açmak. Türkiye’deki 4 İnme Merkezi’nden bir tanesiyiz. Karadeniz bölgesinden bile uçak ambulansla inme merkezimize hasta kabul ettik. Bu açıdan burası tercih edilen inme merkezi haline geldi. Özellikle hastanede tıbbi olarak kalması gerekmeyen ama eve de gidemeyecek durumda olan, yaşlı veya yatalak sayılabilecek hasta grubu da var. Şehrimizin hayır severlerinden Mustafa Eruslu ve Türk Kanser Derneği’nin girişimleriyle yapılan bu birimimiz Onkoloji Hastanesi’nin bitişiğinde hizmet vermeye başlamış olup, resmi açılışı yapılacaktır. Yeniliklerimizden bir tanesi de Varis Merkezi. Önümüzdeki aylarda açılışını yapmayı düşündüğümüz Kornea Bankası da yeniliklerimiz arasında yer alıyor. Toplum Ruh Sağlığı Merkezi de önümüzdeki ay açmayı planladığımız yeniliklerimizden bir diğeridir. Özellikle psikiyatrist vakalarda yatış gerektirmeyen evde tedavisi mümkün olmayan kişileri; el becerileri, kişisel seanslar, sinema, kitap okuma, satranç gibi faydalı işlerle meşgul edeceğimiz Toplum Ruh Sağlığı Merkezi farklı bir tedavi stilidir. Tüp Bebek Merkezi’ni muhakkak açmayı düşünüyoruz. 250 yataklı Çocuk Hastanemizin de temeli atıldı. Kaba inşaatı bitmek üzere. İçerisinde 35 yoğun bakımın olduğu bir hastane. Diyabetik Ayak Merkezi ile ilgili de çalışmamız var. Diyabetik Ayak Merkezi Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yok. Bunun da proje çalışmaları devam ediyor ve en yakın zamanda açacağız.
Sabah-Hastanede hasta yoğunluğunun çok fazla olduğu söyleniyor. Gerçekten öyle mi? Günde kaç hasta geliyor? Gelen hastalar içerisinde Suriyelilerin oranı nedir?
Zengin-Hastane yoğunluğumuz fazla, bunu kabul etmek lazım. 2016’nın Ağustos ayında göreve geldiğimizde 62 bin poliklinik hizmeti alan hasta varken, şu anda 84 bin poliklinik hizmeti alan hasta var. Fakat bunları Suriyeli hastaların yoğunluğuna bağlamak doğru değil. Suriyelilerin polikliniğe başvuru sayısı toplam başvuruların içerisinde yüzde 2,5’tir. Hastane içerisindeki yatış oranları ise yüzde 5. Diğer devlet hastanelerinde bu sayı biraz daha fazla olabilir. Ancak bizdeki yoğunluğun sebebi öyle bahsedildiği gibi Suriyeliler değil. Tam tersi kendi vatandaşlarımızdan kaynaklı. Kimsenin hasta olmasını istemiyoruz, ancak bu kadar kişiye de hizmet verebiliyor olmak bizi mutlu ediyor.
Sabah-Hastane, Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan Sağlıkta Kalite Değerlendirmesinden 100 üzerinden 96,18 puan alarak büyük bir başarıya imza attı. Bu başarının sırrı nedir?
Zengin-Bu başarı bir ekip ruhunun sonucudur. Başta kaliteden sorumlu Yrd. Doç. Dr. Ersin Borazan hocamızın başarısıdır. O ve ekibinin taleplerini elimizden geldiği kadar yerine getirdik. 90 puan üstü gerçekten ciddi bir prestij sağlar. Tabii bu puanı nasıl daha yükseğe çıkartırız çabası içerisindeyiz. Değerlendirme içerisinde birçok parametreler vardır. Sağlıkta Kalite ve Akreditasyon Daire Başkanlığı tarafından yapılan bu denetlemede; Ameliyathane, Acil Servis, Diyaliz, Klinikler, Yoğun Bakımlar, Eczane, Doğumhane, Laboratuvar, Poliklinikler, Radyoloji, Yeni Doğan Yoğun Bakım, Bilgi İşlem ve Tesis Güvenliği’nden oluşan 27 bölümden hasta ve çalışan güvenliği odaklı değerlendirme yapıldı. Değerlendirme sonucunda; gerekli şartları taşıyan ve bu güne kadar yapılan değerlendirmeler arasından en yüksek kalite puanını elde eden GAÜN Hastanesi olarak başarımızı bir kez daha ispatladık.
Sabah-Bildiğimiz kadarıyla siz Acil Tıp hekimisiniz. Acilde çalışmak zor mu? Aciller genellikle çok yoğun oluyor. Bu yoğunluğu neye bağlıyorsunuz?
Zengin-Bir işi severseniz zor diye bir şey yok. Ben işimi çok seviyorum. İşlerin çabuk bitmesini isteyen bir mizacım var. Özellikle acilci olmaktan her zaman gurur duydum ve mutlu oldum. Aciller yoğun, ancak bu yoğunluk gerçek bir yoğunluk değil. Hastalarımızın birçoğu polikliniklerde veya aile hekimlerinde halledilebilecek rahatsızlıklarını belki mesai kavramı sebebiyle belki de başka sebeplerden dolayı acili tercih ederek gidermeye çalışıyorlar. Dünya ortalamasında acile başvuru toplam muayene sayısının yüzde 8’idir. Ama Türkiye’de yıl bazında bu oran yüzde 30-33 arasında değişir. Bunun da sebebi poliklinik hastası dediğimiz grip, nezle, baş ağrısı veya romatizma gibi çoğunlukla acil sayılmayan vakaların bize başvurması dolayısıyla oluşan yüksekliktir. Vatandaşların buna dikkat etmesi gerekmektedir. Çünkü gerçek acil hastalarına kaliteli hizmet vermemizin önüne geçmiş oluyorlar.
Sabah-Acile hangi tür hastalar daha çok başvuruyor?
Zengin-Sayı üzerinden gidersek büyük acile başvuru sayısı günlük 500-550 arasında. Çocuk acile ise 150. Bunların gerçek acil sayılabilecek kişi sayısı; büyük acil için 50, çocuk acil içinse 30’dur. Diğerleri basit sayılabilecek boğaz enfeksiyonları, idrar yolu problemleri, baş ve bel ağrıları gibi acil kavramına girmeyen vakalardır. Ama bu tür hastalara da hizmet vermeye devam ediyoruz. Bu tür hastaların daha çabuk hizmet alabilecekleri TRİAJ bölgesi dediğimiz bir bölge oluşturduk. Burada hastaları ayıklıyoruz. Gerçek acil vakaları içeriye alıyoruz, basit vakaların ise muayenelerini yapıp reçetelerini düzenleyip taburcu ediyoruz.
Sabah-Buraya gelen hastalar Suriyeli hasta yoğunluğundan yakınıyor. Neredeyse 10 hastadan 8’i Suriyeli deniliyor, ne dersiniz? Suriyeliler, ücretsiz olduğu için mi burayı tercih ediyor?
Zengin-Bu doğru değil. Poliklinikte hizmet alan Suriyelilerin oranı yüzde 2,5. Bu dönem dönem artabilir, ancak bu yoğunluğun sebebi Suriyeliler değil. Bize sevkli geldikleri için bizden önce devlet hastanelerinde tedavi hizmeti alıyorlar. Bize biraz daha kompleks vakalar geliyor. Devlet hastanesinde sevk zincirine tabi olduklarından dolayı bize başvuran Suriyeli hastalar gerçekten acil olanlardır. Toplumumuzda gezici hasta grubu diye bir şey var. Bu hastalar, bir hastaneye gidip reçete yazdırıp, ilacın iki tabletini kullanarak “Ben iyileşmedim” diyen ve sonrasında başka hastaneye giderek bir daha reçete yazdıran, tableti kullanıp “Yine iyileşmedim” diyen hastalardır. Bizim yoğunluğumuzu oluşturan bu hasta gruplarıdır. İlacın etkiye başlama saati minimum 72 saattir. Ancak hastalarımız bazen sabırsız davranabiliyor ve başka başka hastanelere başvurabiliyorlar.
Sabah-Hastane kaç branşta hizmet veriyor? En başarılı ve en yoğun branş hangisi?
Zengin-Cerrahi Bilim Dalı ve Dahili Bilim Dalı olarak ikiye ayrılıyoruz. Cerrahi Bilim Dalı’nda 13 Anabilim Dalımız var. Dahili Bilim Dalı’nda ise 22 Anabilim Dalımız var. Bütün bölümlerimiz başarılıdır. Ama son dönemde öne çıkan Nöroloji inme merkezimiz şu anda parlayan yıldızımız. Yeni dönemde Kalp Damar Cerrahisi’nde göreve başlayan iki hocamızın da ekibimize katılmasıyla kalp damar cerrahisi hastalarında da iddialıyız. Aynı şekilde pediatrik anjiyo işlemlerinde de iddialıyız. Prof. Dr. Osman Başpınar pediatrik anjiyo işlemlerinde Türkiye’de ki sayılı 5-6 hocadan bir tanesidir. Diğer branşlarımız da birbirleriyle yarışabilecek derecede iyidir. En yoğun bölümümüz ise hematolojidir. Hematolojik hasta grupları tabiatları itibariyle uzun yatış ve tedavi gerektiren hasta gruplarıdır. Böyle olunca hem o birimin hastalarının sayısı hem de yatış süreleri daha fazla olduğu için hematoloji servislerinin doluluk oranı daha fazla oluyor.
Sabah-Türkiye’de üniversite hastanelerinin bazılarının maddi yetersizlikten dolayı son dönemde ameliyat yapamaz hale geldiği ifade ediliyor. Gaziantep Üniversitesi Hastanesi’nin durumu nedir?
Zengin-Türkiye’de ekonomik parametreleri iyi olan 3 ya da 4’üncü üniversite hastanesiyiz. Ödeme dengelerimiz yerli yerindedir. Ekonomik parametrelerimizin iyi olmasının sebeplerinden bir tanesi tasarrufa dikkat etmemiz ve israfın önüne geçmemizdir. Hizmet kalitesinin yükseltilmesiyle birlikte tercih edilir bir merkez haline gelmemiz ekonomik parametrelerimizin düzelmesinin diğer bir sebebidir.
Sabah-Sağlık hizmetleri ucuz mu, pahalı mı? Vatandaşı zorluyor mu?
Zengin-Türkiye sağlık hizmetleri açısından cennet sayılabilecek derecede iyi bir ülkedir. Birçok Avrupa ülkesinde, bizim burada verdiğimiz hizmetlerin 10-15 katı daha pahalı hizmet alınıyor. Artık Türkiye sağlık turizmi merkezi haline geliyor. Örneğin; diş yaptırmak yurt dışında çok pahalı olduğu için insanlar buraya gelip yaptırıyor. Acil olmayan birçok rahatsızlıklarını, halletmek için Türkiye’ye tatile gelenler bile var. Mesela A işlemi Türkiye’de 26 TL’ye yapılırken aynı işlem Almanya’da 600 Euro’ya yapılıyor. Dediğim gibi; Türkiye dünyanın sağlık merkezi konumuna geliyor. Yapılan bölge hastaneleri zaman içerisinde vatandaşlarımızla birlikte gerek coğrafyaya gerekse Avrupa ülkelerinden gelen hastalara hizmet edecek. Hekimlerimiz çok kaliteli seviyedeler. Hatta son dönemde Sağlık Bakanlığı’nın Körfez ülkelerden ve Türki Cumhuriyetlerinden buraya gelen hastalarla ilgili bir çalışması var. Organ nakli başta olmak üzere birçok alanda ciddi talepler olması sebebiyle bir çalışma içerisindeler. Resmi prosedürleri Sağlık Bakanlığı halledecek. Biz vakaları alıp cerrahi işlemlerini yapacağız. Türkiye zaman içerisinde gerek Türki Cumhuriyetleri’nin gerekse Körfez ülkelerinin ve ayrıca Avrupa ülkelerinin tedavi aldığı bir merkez haline gelecek.
Hüseyin Karataş