Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları, İran'ın durumunu görüştükleri toplantıda ABD Başkanı Donald Trump'ı kızdıracak bir karar aldı. Karara ilk tepki İsrail'den geldi.
Brüksel'de dün Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki sondaj çalışmaları ve İran ile nükleer anlaşmayı tartışmak için toplanan Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları yoğun bir gün geçirdi.
ABD'den ardı ardına gelen açıklamalara rağmen Tahran'ın uranyum zenginleştirme noktasında ulaştığı noktayı henüz tehlikeli ve kaydadeğer seviyede görmeyen AB yetkilileri, diplomatik çabaların artırılması gerektiğini savundu.
AB Dışilişkiler Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini bakanlar toplantısı sonunda, toplantıda aldığı kararla ilgili açıklama yaparken, İngiltere de şimdilik diplomatik yollar üzerinde ısrar eden ülkelerden.
İngiltere nükleer antlaşmayı kurtarmak için çok dar bir zaman ve fırsat aralığı kaldığını duyurdu.
Öte yandan İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu AB'den gelen kararı kınayan bir açıklama yaptı:
"İkinci Dünya Savaşı öncesi Nazi Almanyası ile yapılan diplomasi çabalarının hüsranla bittiğini hatırlıyorum. O dönem de kafalarını kuma gömüp gelen tehlikeyi görmezden gelenler olmuştu."
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEA), geçen hafta İran'a giden müfettişler uranyumun yüzde 4,5 seviyesinde zenginleştirilmşi olduğunu doğruladı.
Anlaşma ile belilenen limit yüzde 3,67. Anlaşma öncesi ise bu oran yüzde 20 civarındaydı. Nükleer bir bomba yapabilmek içinse uranyumun yüzde 90 seviyesinde zenginleştirilmesi lazım.
ABD Başkanı Trump Beyaz Saray'da 8 Mayıs'ta düzenlediği basın toplantısında İran nükleer anlaşmasından imzasını çektiğini açıklamıştı.
Trump ayrıca İran'ın nükleer faaliyetlerini sınırlandırması karşılığında bu ülkeye uygulamaktan vazgeçtikleri yaptırımlara yeniden ve fazlasıyla uygulamaya sokacaklarını söylemişti.
İran ve diğer imzacılar Washington'ın "tek taraflı" tavrını kabul etmeyerek anlaşmanın korunması konusunda mutabakatlarını korumuştu.
Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak adlandırılan nükleer anlaşma, 14 Temmuz 2015'te Avusturya'nın başkenti Viyana'da P5+1 (ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Fransa ve Almanya) ile İran arasında imzalanan ve 16 Ocak 2016'da yürürlüğe girdi. Haber Merkezi
Brüksel'de dün Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki sondaj çalışmaları ve İran ile nükleer anlaşmayı tartışmak için toplanan Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları yoğun bir gün geçirdi.
ABD'den ardı ardına gelen açıklamalara rağmen Tahran'ın uranyum zenginleştirme noktasında ulaştığı noktayı henüz tehlikeli ve kaydadeğer seviyede görmeyen AB yetkilileri, diplomatik çabaların artırılması gerektiğini savundu.
AB Dışilişkiler Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini bakanlar toplantısı sonunda, toplantıda aldığı kararla ilgili açıklama yaparken, İngiltere de şimdilik diplomatik yollar üzerinde ısrar eden ülkelerden.
İngiltere nükleer antlaşmayı kurtarmak için çok dar bir zaman ve fırsat aralığı kaldığını duyurdu.
Öte yandan İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu AB'den gelen kararı kınayan bir açıklama yaptı:
"İkinci Dünya Savaşı öncesi Nazi Almanyası ile yapılan diplomasi çabalarının hüsranla bittiğini hatırlıyorum. O dönem de kafalarını kuma gömüp gelen tehlikeyi görmezden gelenler olmuştu."
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEA), geçen hafta İran'a giden müfettişler uranyumun yüzde 4,5 seviyesinde zenginleştirilmşi olduğunu doğruladı.
Anlaşma ile belilenen limit yüzde 3,67. Anlaşma öncesi ise bu oran yüzde 20 civarındaydı. Nükleer bir bomba yapabilmek içinse uranyumun yüzde 90 seviyesinde zenginleştirilmesi lazım.
ABD Başkanı Trump Beyaz Saray'da 8 Mayıs'ta düzenlediği basın toplantısında İran nükleer anlaşmasından imzasını çektiğini açıklamıştı.
Trump ayrıca İran'ın nükleer faaliyetlerini sınırlandırması karşılığında bu ülkeye uygulamaktan vazgeçtikleri yaptırımlara yeniden ve fazlasıyla uygulamaya sokacaklarını söylemişti.
İran ve diğer imzacılar Washington'ın "tek taraflı" tavrını kabul etmeyerek anlaşmanın korunması konusunda mutabakatlarını korumuştu.
Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak adlandırılan nükleer anlaşma, 14 Temmuz 2015'te Avusturya'nın başkenti Viyana'da P5+1 (ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Fransa ve Almanya) ile İran arasında imzalanan ve 16 Ocak 2016'da yürürlüğe girdi. Haber Merkezi
RSS