MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 'one minute' çıkışıyla başlayan Türkiye-İsrail gerginliğinde gelinen noktanın tam bir fiyasko olduğunu, AKP hükümetinin, son aldığı yaptırım kararıyla Türkiye'yi bölgesinde çok ciddi bir krize sürüklediğini'' söyledi
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Mavi Marmara gemisine İsrail tarafından düzenlenen kanlı baskınla ilgili BM raporunun resmen açıklanmadan içeriğinin basına sızdırılmasının, Türkiye'nin tutumunu erken açıklamasına yol açtığını belirtti.
BM raporu AKP’nin dış politikasının iflasıdır
Yalçın, ''Palmer raporu, Türk medyasında övgüler dizilen AKP hükümetinin dış politikasının iflası anlamına gelmektedir. AKP, dış politikayı eline yüzüne bulaştırmıştır. Başbakan Erdoğan'ın 'one minute' çıkışıyla başlayan Türkiye-İsrail gerginliğinde gelinen nokta, tam bir fiyaskodur. AKP Hükümeti, son aldığı yaptırım kararıyla Türkiye'yi bölgesinde çok ciddi bir krize sürüklemiştir.''
AKP, Mavi Marmara yolculuğuna
izin vererek ihtiyatsız davrandı
Mavi Marmara baskınında İsrail'in tutumunun insanlık dışı olduğunu hiçbir vicdan sahibinin inkar edemeyeceğini belirten Yalçın, şöyle devam etti: ''Dokuz Türk'ün teröristçe yöntemlerle katledilmesinin acısı hala yüreklerdedir. Ancak, AKP hükümeti de rotası başkaları tarafından çizilen maceralı bir deniz yolculuğuna izin verdiği ve ihtiyatsız davrandığı için sorumludur.''
Akdeniz'de seyrüsefer serbestisi
çok yönlü sonuçlar doğurur
Türkiye'nin Akdeniz'de seyrüsefer serbestisi için her türlü önlemi alacağını açıklamasının çok yönlü sonuçlar doğuracağına işaret eden Yalçın, insansız hava araçları, tank yenileme projesi ve askeri malzeme alımları dolayısıyla ekonomik ilişkilerde Türkiye'nin daha çok döviz harcadığını, bu nedenle ekonomik ve ticari ilişkilerin askıya alınmasından en fazla İsrail'in kayba uğrayacağını bildirdi. Arap Baharı adıyla anılan süreçte Ortadoğu'da meydana gelen gelişmeler ve Türkiye-İsrail gerginliğiyle AB üyesi Kıbrıs Rum kesiminin meydan okumaları eklenince Türkiye'yi bölgede zor günlerin beklediğini savunan Yalçın, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
Ülke akıbeti meçhul bir
maceraya sürüklenmemeli
''Ancak madalyonun diğer yüzüne bakıldığında görülecektir ki Ortadoğu, Türkiye'nin elini güçlendirecek gelişmelere de gebedir. Arap Baharı'nın bölgeye taşıyacağı rüzgarların, antidemokratik ve saldırgan İsrail hükümetini istenmeyen yönetim olarak tepkilerin odağına oturtması da mümkündür. O halde Türkiye, bölgesinde realist ve akılcı bir politika takip etmeli, uluslararası kamuoyunun desteğini yanına alabilecek bütün yolları ve argümanları kullanmalıdır. Türk dış politikasını yöneten AKP, ülkeyi akıbeti meçhul bir maceraya sürükleyecek tutum ve girişimlerden 'bir dakika' değil, her dakika uzak durmalıdır. İçeride de mevcut sorunları muhalefetle paylaşmalı, gerekirse TBMM'yi çalıştırmalıdır. Çünkü dış politikada siyasi konsensüsün sağlanması, milli çıkarlarımız açısından çok önemli ve gereklidir. Aksi takdirde AKP iktidarı, ağır bir tarihi sorumluluk ve vebal üstlenmiş olacak, millet vicdanında mahkum olmaktan kurtulamayacaktır.''AA
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Mavi Marmara gemisine İsrail tarafından düzenlenen kanlı baskınla ilgili BM raporunun resmen açıklanmadan içeriğinin basına sızdırılmasının, Türkiye'nin tutumunu erken açıklamasına yol açtığını belirtti.
BM raporu AKP’nin dış politikasının iflasıdır
Yalçın, ''Palmer raporu, Türk medyasında övgüler dizilen AKP hükümetinin dış politikasının iflası anlamına gelmektedir. AKP, dış politikayı eline yüzüne bulaştırmıştır. Başbakan Erdoğan'ın 'one minute' çıkışıyla başlayan Türkiye-İsrail gerginliğinde gelinen nokta, tam bir fiyaskodur. AKP Hükümeti, son aldığı yaptırım kararıyla Türkiye'yi bölgesinde çok ciddi bir krize sürüklemiştir.''
AKP, Mavi Marmara yolculuğuna
izin vererek ihtiyatsız davrandı
Mavi Marmara baskınında İsrail'in tutumunun insanlık dışı olduğunu hiçbir vicdan sahibinin inkar edemeyeceğini belirten Yalçın, şöyle devam etti: ''Dokuz Türk'ün teröristçe yöntemlerle katledilmesinin acısı hala yüreklerdedir. Ancak, AKP hükümeti de rotası başkaları tarafından çizilen maceralı bir deniz yolculuğuna izin verdiği ve ihtiyatsız davrandığı için sorumludur.''
Akdeniz'de seyrüsefer serbestisi
çok yönlü sonuçlar doğurur
Türkiye'nin Akdeniz'de seyrüsefer serbestisi için her türlü önlemi alacağını açıklamasının çok yönlü sonuçlar doğuracağına işaret eden Yalçın, insansız hava araçları, tank yenileme projesi ve askeri malzeme alımları dolayısıyla ekonomik ilişkilerde Türkiye'nin daha çok döviz harcadığını, bu nedenle ekonomik ve ticari ilişkilerin askıya alınmasından en fazla İsrail'in kayba uğrayacağını bildirdi. Arap Baharı adıyla anılan süreçte Ortadoğu'da meydana gelen gelişmeler ve Türkiye-İsrail gerginliğiyle AB üyesi Kıbrıs Rum kesiminin meydan okumaları eklenince Türkiye'yi bölgede zor günlerin beklediğini savunan Yalçın, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
Ülke akıbeti meçhul bir
maceraya sürüklenmemeli
''Ancak madalyonun diğer yüzüne bakıldığında görülecektir ki Ortadoğu, Türkiye'nin elini güçlendirecek gelişmelere de gebedir. Arap Baharı'nın bölgeye taşıyacağı rüzgarların, antidemokratik ve saldırgan İsrail hükümetini istenmeyen yönetim olarak tepkilerin odağına oturtması da mümkündür. O halde Türkiye, bölgesinde realist ve akılcı bir politika takip etmeli, uluslararası kamuoyunun desteğini yanına alabilecek bütün yolları ve argümanları kullanmalıdır. Türk dış politikasını yöneten AKP, ülkeyi akıbeti meçhul bir maceraya sürükleyecek tutum ve girişimlerden 'bir dakika' değil, her dakika uzak durmalıdır. İçeride de mevcut sorunları muhalefetle paylaşmalı, gerekirse TBMM'yi çalıştırmalıdır. Çünkü dış politikada siyasi konsensüsün sağlanması, milli çıkarlarımız açısından çok önemli ve gereklidir. Aksi takdirde AKP iktidarı, ağır bir tarihi sorumluluk ve vebal üstlenmiş olacak, millet vicdanında mahkum olmaktan kurtulamayacaktır.''AA