Başbakan Erdoğan, hem BDP'ye hem de CHP'ye çattı, 'Muhalefet gelmese de Meclis çalışır!' dedi...Meclis'teki boykot ve yemin krizi sonrası Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geniş kapsamlı bir değerlendirmede bulundu.
Partinin istişare kurulu toplantısında ilk grup toplantısını gerçekleştiren Erdoğan, bağımsız vekillerin 'boykot' kararını CHP'nin ise Meclis'e geldiği halde 'yemin' etmemesini sert sözlerle eleştirdi. Erdoğan, 'İster gelsinler ister gelmesinler. Meclis'in çalışmasına engel yoktur' diyerek muhalefete çattı.
Başbakan Erdoğan ayrıca CHP'li vekillerin yemin etmemesiyle ilgili olarak 'Bu tavır Anamuhalefet partisinin tarihine kara bir leke olarak geçmiştir' dedi.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun AK Parti'ye oy veren yüzde 50'lik dilime 'Stockholm Sendromu' benzetmesi yapmasını da eleştiren Erdoğan, "Biz yüzde 50'nin tercihini ne kadar önemsiyorsak diğer yüzde 50'nin tercihini de önemsiyoruz. Bize oy vermeyen yüzde 50'ye sıfatlar ve sendromlar yapıştırmak nedeniyle özeleştiri yapıyoruz" diyerek Gandi'yi bir kez daha vurdu.
Erdoğan konuşmasının sonunda Şeyh Edebali'den 'Ey Oğul' nasihatını okudu. Bu sırada Bülent Arınç ve Zafer Çağlayan'ın gözyaşlarını tutamadıkları görüldü.
MİLLİ İRADE BİZİM İÇİN KUTSALDIR
AK Parti'nin hukuktan, demokrasiden ve özgürlükten yana olacağını ifade eden Erdoğan, "AK Parti istişare ve uzalaşmayı yine herşeyin üzerinde tutacaktır. Milli irade bizim için kutsaldır. Milli irade üzerinde vesayeti asla ve asla kabul etmedik, etmiyoruz. Milletin iradesinin tecellisi önünde hiç bir engeli bugüne kadar tanımadık" dedi.
YALNIZ BIRAKILDIK AMA...
Yaşadıkları tüm kötü süreçlerde anamuhalefet, muhalefet ve medya tarafından yalnız bırakıldığını vurgulayan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü; "Çok büyük haksızlıklara maruz kaldık. Hakkımızda 'Muhtar bile olamaz' diye manşetler atıldı. Şiir okuduğumuz için hüküm giydik. Sandıktan çıkan sonuçlar sorgulandı. Partimiz parlamentonun yüzde 65'ine sahip olduğumuz zamanda kapatılmak istendi. Cumhurbaşkanı seçmemiz engellenmek istendi. partimiz kara kampanyalara maruz bırakıldı. Komplolarla, tahrik ve provokasyonlarla istikrar zedelenmek istendi. Bizi yıpratmak adına bu ülkenin kardeşliği bile hedef alındı. Ama hiç birine boyun eğmedik, eyvallah demedik. Beğenmediğimiz, eleştirdiğimiz uygulamalar oldu ama hukuk kurallarını hiçe saymadık. Anayasayı takmamazlık etmedik. Bize gönül verenleri sokaklara dökmedik. Herşeyi hukuk içinde halledeceğiz dedik. Tüm bu süreçlerde yalnız bırakıldık"
BDP'YE BOYKOT TEPKİSİ
Alınan yargı kararları nedeniyle AK Parti'yi itham edenlere sert sözlerle yüklenen Başbakan, "AK Parti döneminde yargı millet adına karar verir" dedi ve ekledi;
"Bugün burdan dosta da düşmana da sesleniyorum, 'Milli irade üzerinde vesayeti kabul etmiyoruz. Demokrasi ve hukuk dışı uygulamalara göz yummuyoruz. Dayatmalarla, tehditlerle, netice alınamayacağını çok iyi biliyoruz. Meclis'i boykot ederecek ulaşılabilecek bir hedef olmadığını çok iyi biliyoruz. Türkiye bir hukuk devletidir. Üstelik bugün Türkiye hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bir ülkedir. Yargının kararlarından dolayı AK Parti'yi itham edenler, eski alışkanlıkları nüksedenlerdir. Onların döneminde yargı yasamadan veya yürütmeden talimatlar almış olabilir ama AK Parti döneminde yargı hiç kimseden de talimat almaz"
TÜRKİYE MUZ CUMHURİYETİ DEĞİLDİR
Erdoğan, yargı kararlarının AK Parti'ye itham edilmesinin yanlış olduğunu şı örnekle savundu;
"Biz kendi iktidarımız döneminde kapatılma davasına maruz kalmış bir partiyiz. O durumda dahi mücadelemizi hukuk içinde verdik. Üstelik bugün milli iradeyi temsil ettiği söylenen o yazarlar, AK Partiye kapatılma davası açıldığı o süreçte yargı da milli iradedir şeklinde yazılar kaleme aldılar. Yargının milli iradeyi temsil ettiğini köşelerinde yazdılar. Dün millet adına karar veren yargı, bugün ver miyor mu? Yargı kararlarından dolayı gelip de Meclis'e yemin etmeyenler güçler ayrılığını hala kabullenemeyenlerdir. Türkiye muz cumhuriyeti değil, demokratik, laik hukuk devletidir. Millet iradesiyle, adalet duygusu karşı karşıya getirelemez. Hiç kimsenin kanunları hiçe sayma hakkı yoktur. Tepkiyle, protestoyla, boykotla hiç bir yere varılamaz"
BUNLAR NASIL DÜRÜSTLÜKTEN SÖZ EDİYOR!
Meclis çatısı altında düzenlenen yemin törenine katılarak ön sıralarda yerlerini dolduran ancak isimleri her okunduğunda 'Yok' diyerek duyurulan CHP'lilerin dürüstlük konusunda samimi olmadığını belirten Erdoğan, "Orada oldukları halde 'yokum' diyen CHP'lilere ne kadar güveneceğiz" diye sordu ve ekledi;
"Hem Meclis'e geleceksin, oturacaksın ve ben yokum diyeceksin. Ben şimdi buradan milletime sesleniyorum. Ey sevgili milletim, TBMM'nin çatısı altında Genel Kurula girmek suretiyle, geçici başkanında yoklamayı yaparken genel kurulda olduğu halde 'yokum' demesini hangi dürüstlük anlayışının içine sığdırıyorsunuz. Soruyorum acaba dürüstlük kavramıyla yalan ne zamandan beri arkadaş oldular. En önde oturacaksın. Sonra da kendini yok yazdıracaksın. Bu nasıl dürüstlük. Bu durum anamuhalefetin tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Geçici başkanları 'yok, yok, yok' dedi. Baktılar ki yanlış yapıyorlar, uyarı geldi. Sonra 'yok' demedi. Ama desen de demesen de tarih bu anları kaydetti. Bunu yutmazlar beyler. Bunu tarih affetmez. CHP ontolojik sorunlar içerisindedir. Dün sandığı, bugün Meclis'i boykot edenler milli iradenin önündeki engel AK Parti olmayacak, bizzat kendileri olacaktır. Milletin karşısında her geçen gün itibar kaybına uğramaya devam edecekler"
MECLİS'İ ÇALIŞTIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Biz olmazsak komisyon çalışmaz' sözlerini de yalanlayan Erdoğan, "Muhalefetin yemin edip Meclis çalışmasına katılması en büyük arzumuzdu ama olmadı. Olmadı diye de milli iradenin engellenmesine izin vermeyeceğiz. Muhalefet ister gelsin ister gelmesin, parlamentonun çalışmamasını gerektirecek bir durum yoktur. Ana muhalefet 'biz komisyonda olmadığımız zaman olmaz' diyor ama maalesef yanlış. Muhalefet gelmediği zaman komisyon çalışmaz diye bir durum yok. Sayın Kılıçdaroğlu, komisyon bal gibi çalışır. Yeter ki bizim arkadaşlarımızda bir eksiklik olmasın. Bak herkes katıldığında komisyon nasıl çalışıyor. Çünkü AK Parti'nin sayısı herşeye muktedir durumdadır. Ama biz diyoruz ki demokrasi muhalefetle güç kazanır. Bizim derdimiz o" diyerek Kılıçdaroğlu'na yüklendi.
Erdoğan değerlendirmelerine şöyle devam etti;
YENİ CHP DEĞİL HALA ESKİ KAFALI CHP
CHP kendisine 'Yeni' sıfatını yakıştırmış ama eski kafayla yola devam ediyor. Sandığa yansıyan sonuçlar CHP'ye ders olmadı. Milletin takdir ve tercihinin bir kez daha aşağılandığına şahit oluyoruz. Seçim sonuçlarının 'bidon kafa, beyinsiz, göbeğini kaşıyan adam' gibi sendromlarla yaklaşanlar milletle aynı dili konuşamayanlardır. CHP'nin bir an önce şaşkınlık ve kafa karışıklığından kurtulup anamuhalefet görevini devralmasını istiyoruz.
Partinin istişare kurulu toplantısında ilk grup toplantısını gerçekleştiren Erdoğan, bağımsız vekillerin 'boykot' kararını CHP'nin ise Meclis'e geldiği halde 'yemin' etmemesini sert sözlerle eleştirdi. Erdoğan, 'İster gelsinler ister gelmesinler. Meclis'in çalışmasına engel yoktur' diyerek muhalefete çattı.
Başbakan Erdoğan ayrıca CHP'li vekillerin yemin etmemesiyle ilgili olarak 'Bu tavır Anamuhalefet partisinin tarihine kara bir leke olarak geçmiştir' dedi.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun AK Parti'ye oy veren yüzde 50'lik dilime 'Stockholm Sendromu' benzetmesi yapmasını da eleştiren Erdoğan, "Biz yüzde 50'nin tercihini ne kadar önemsiyorsak diğer yüzde 50'nin tercihini de önemsiyoruz. Bize oy vermeyen yüzde 50'ye sıfatlar ve sendromlar yapıştırmak nedeniyle özeleştiri yapıyoruz" diyerek Gandi'yi bir kez daha vurdu.
Erdoğan konuşmasının sonunda Şeyh Edebali'den 'Ey Oğul' nasihatını okudu. Bu sırada Bülent Arınç ve Zafer Çağlayan'ın gözyaşlarını tutamadıkları görüldü.
MİLLİ İRADE BİZİM İÇİN KUTSALDIR
AK Parti'nin hukuktan, demokrasiden ve özgürlükten yana olacağını ifade eden Erdoğan, "AK Parti istişare ve uzalaşmayı yine herşeyin üzerinde tutacaktır. Milli irade bizim için kutsaldır. Milli irade üzerinde vesayeti asla ve asla kabul etmedik, etmiyoruz. Milletin iradesinin tecellisi önünde hiç bir engeli bugüne kadar tanımadık" dedi.
YALNIZ BIRAKILDIK AMA...
Yaşadıkları tüm kötü süreçlerde anamuhalefet, muhalefet ve medya tarafından yalnız bırakıldığını vurgulayan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü; "Çok büyük haksızlıklara maruz kaldık. Hakkımızda 'Muhtar bile olamaz' diye manşetler atıldı. Şiir okuduğumuz için hüküm giydik. Sandıktan çıkan sonuçlar sorgulandı. Partimiz parlamentonun yüzde 65'ine sahip olduğumuz zamanda kapatılmak istendi. Cumhurbaşkanı seçmemiz engellenmek istendi. partimiz kara kampanyalara maruz bırakıldı. Komplolarla, tahrik ve provokasyonlarla istikrar zedelenmek istendi. Bizi yıpratmak adına bu ülkenin kardeşliği bile hedef alındı. Ama hiç birine boyun eğmedik, eyvallah demedik. Beğenmediğimiz, eleştirdiğimiz uygulamalar oldu ama hukuk kurallarını hiçe saymadık. Anayasayı takmamazlık etmedik. Bize gönül verenleri sokaklara dökmedik. Herşeyi hukuk içinde halledeceğiz dedik. Tüm bu süreçlerde yalnız bırakıldık"
BDP'YE BOYKOT TEPKİSİ
Alınan yargı kararları nedeniyle AK Parti'yi itham edenlere sert sözlerle yüklenen Başbakan, "AK Parti döneminde yargı millet adına karar verir" dedi ve ekledi;
"Bugün burdan dosta da düşmana da sesleniyorum, 'Milli irade üzerinde vesayeti kabul etmiyoruz. Demokrasi ve hukuk dışı uygulamalara göz yummuyoruz. Dayatmalarla, tehditlerle, netice alınamayacağını çok iyi biliyoruz. Meclis'i boykot ederecek ulaşılabilecek bir hedef olmadığını çok iyi biliyoruz. Türkiye bir hukuk devletidir. Üstelik bugün Türkiye hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bir ülkedir. Yargının kararlarından dolayı AK Parti'yi itham edenler, eski alışkanlıkları nüksedenlerdir. Onların döneminde yargı yasamadan veya yürütmeden talimatlar almış olabilir ama AK Parti döneminde yargı hiç kimseden de talimat almaz"
TÜRKİYE MUZ CUMHURİYETİ DEĞİLDİR
Erdoğan, yargı kararlarının AK Parti'ye itham edilmesinin yanlış olduğunu şı örnekle savundu;
"Biz kendi iktidarımız döneminde kapatılma davasına maruz kalmış bir partiyiz. O durumda dahi mücadelemizi hukuk içinde verdik. Üstelik bugün milli iradeyi temsil ettiği söylenen o yazarlar, AK Partiye kapatılma davası açıldığı o süreçte yargı da milli iradedir şeklinde yazılar kaleme aldılar. Yargının milli iradeyi temsil ettiğini köşelerinde yazdılar. Dün millet adına karar veren yargı, bugün ver miyor mu? Yargı kararlarından dolayı gelip de Meclis'e yemin etmeyenler güçler ayrılığını hala kabullenemeyenlerdir. Türkiye muz cumhuriyeti değil, demokratik, laik hukuk devletidir. Millet iradesiyle, adalet duygusu karşı karşıya getirelemez. Hiç kimsenin kanunları hiçe sayma hakkı yoktur. Tepkiyle, protestoyla, boykotla hiç bir yere varılamaz"
BUNLAR NASIL DÜRÜSTLÜKTEN SÖZ EDİYOR!
Meclis çatısı altında düzenlenen yemin törenine katılarak ön sıralarda yerlerini dolduran ancak isimleri her okunduğunda 'Yok' diyerek duyurulan CHP'lilerin dürüstlük konusunda samimi olmadığını belirten Erdoğan, "Orada oldukları halde 'yokum' diyen CHP'lilere ne kadar güveneceğiz" diye sordu ve ekledi;
"Hem Meclis'e geleceksin, oturacaksın ve ben yokum diyeceksin. Ben şimdi buradan milletime sesleniyorum. Ey sevgili milletim, TBMM'nin çatısı altında Genel Kurula girmek suretiyle, geçici başkanında yoklamayı yaparken genel kurulda olduğu halde 'yokum' demesini hangi dürüstlük anlayışının içine sığdırıyorsunuz. Soruyorum acaba dürüstlük kavramıyla yalan ne zamandan beri arkadaş oldular. En önde oturacaksın. Sonra da kendini yok yazdıracaksın. Bu nasıl dürüstlük. Bu durum anamuhalefetin tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Geçici başkanları 'yok, yok, yok' dedi. Baktılar ki yanlış yapıyorlar, uyarı geldi. Sonra 'yok' demedi. Ama desen de demesen de tarih bu anları kaydetti. Bunu yutmazlar beyler. Bunu tarih affetmez. CHP ontolojik sorunlar içerisindedir. Dün sandığı, bugün Meclis'i boykot edenler milli iradenin önündeki engel AK Parti olmayacak, bizzat kendileri olacaktır. Milletin karşısında her geçen gün itibar kaybına uğramaya devam edecekler"
MECLİS'İ ÇALIŞTIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Biz olmazsak komisyon çalışmaz' sözlerini de yalanlayan Erdoğan, "Muhalefetin yemin edip Meclis çalışmasına katılması en büyük arzumuzdu ama olmadı. Olmadı diye de milli iradenin engellenmesine izin vermeyeceğiz. Muhalefet ister gelsin ister gelmesin, parlamentonun çalışmamasını gerektirecek bir durum yoktur. Ana muhalefet 'biz komisyonda olmadığımız zaman olmaz' diyor ama maalesef yanlış. Muhalefet gelmediği zaman komisyon çalışmaz diye bir durum yok. Sayın Kılıçdaroğlu, komisyon bal gibi çalışır. Yeter ki bizim arkadaşlarımızda bir eksiklik olmasın. Bak herkes katıldığında komisyon nasıl çalışıyor. Çünkü AK Parti'nin sayısı herşeye muktedir durumdadır. Ama biz diyoruz ki demokrasi muhalefetle güç kazanır. Bizim derdimiz o" diyerek Kılıçdaroğlu'na yüklendi.
Erdoğan değerlendirmelerine şöyle devam etti;
YENİ CHP DEĞİL HALA ESKİ KAFALI CHP
CHP kendisine 'Yeni' sıfatını yakıştırmış ama eski kafayla yola devam ediyor. Sandığa yansıyan sonuçlar CHP'ye ders olmadı. Milletin takdir ve tercihinin bir kez daha aşağılandığına şahit oluyoruz. Seçim sonuçlarının 'bidon kafa, beyinsiz, göbeğini kaşıyan adam' gibi sendromlarla yaklaşanlar milletle aynı dili konuşamayanlardır. CHP'nin bir an önce şaşkınlık ve kafa karışıklığından kurtulup anamuhalefet görevini devralmasını istiyoruz.