Meclis'teki boykot ve yemin krizi sonrası Başbakan Erdoğan geniş kapsamlı bir değerlendirmede bulundu. Partisinin istişare kurulu toplantısında konuşan Erdoğan, 'Diyorlar ki biz olmazsak Meclis çalışmaz. Hiç kusura bakmayın, ister gelin ister gelmeyin, Meclis bal gibi çalışır' dedi.
Başbakan Erdoğan CHP'li vekillerin yemin etmemesiyle ilgili olarak da 'Bu tavır ana muhalefet partisinin tarihine kara bir leke olarak geçmiştir' dedi.
Allah'tan başka bir zafer sahibi yoktur. Yüksekte yer tutanlar aşağıdakiler kadar emniyette değildir. Geçmişini iyi bil ki geleceğe sağlam basasın, nereden geldiğini unutma ki nereye gideceğini unutmayasın.
TEVAZU SAHİBİ OLMALIYIZ
Medeniyetimizin temel taşı olan bu öğütler AK Parti'nin ilham kaynağı ve mihenk noktası olmuştur. AK Partili milletvekillerinin en önemli vasfı da tevazu olmalıdır. 12 Haziran bir son değil bir başlangıçtır. Bazıları bir sonraki seçime kadar milletle bağı askıya alacak ama AK Parti'nin vekilleri 12 Haziran'da ne kadar milletin içerisindeyse bugün de o kadar içerisinde olacaktır.
Her vatandaşımız vekilini ismen ve resmen de bilmelidir. Şehrinin sorunlarını bilmeyen vekil AK Parti kadroları arasında olamaz olmamalı. Kamu idarecileriyle, yerel basınla, vatandaşlarımızla koordinasyon içerisinde olmanız hayati derecede önemlidir.
74 MİLYONUN PARTİSİYİZ
Bizleri buraya getiren teşkilatımıza naz olmaz. AK Parti 12 Haziran seçimlerinde 7 coğrafi bölgenin 7'sinde de birinci olan partidir. Bu demokrasi tarihinde bir ilktir ve bize nasip olmuştur. Biz Türkiye partisiyiz. Biz etnik unsurun partisi değiliz. 74 milyonun partisi olduğumuzu milletimiz de ispatladı.
AK Parti hükümeti sadece kendisine oy verenlerin değil 74 milyonun hükümetidir. Biz milletini aşağılayanlardan, millete tepeden bakanlardan olmadık olmayacağız.
Bir takım sendromlarla ifadelerde bulunmayız. Biz yüzde 50'nin tercihini ve diğer yüzde 50'nin tercihini de önemsiyoruz. Biz samimiyetle kendi öz eleştirimizi yapıyoruz. Zaferin gözümüzü döndürdüğü anlar olmadı. Biz sadece Genel Merkez'deki kutlamayla birinciliğimizi kutladık. Seçim gecelerinde kibirle değil tevazu ile hareket ettik. Seçimden sonra da aynı çizgide yol yürüdük. Reformlarımız, projelerimiz bizi seçenlere yönelik değil 74 milyonun tamamına yönelik olmuştur. Her yere bizim hizmetimiz ulaşacaktır..
Bizimle dalga geçenler oldu, filanca ile de üniversite yapacak mısınız? O kişiler yanıldıklarını ifade edemediler ve teşekkür ederiz diyemediler. Biz herkes için demokrasi istiyoruz. Herkes için refah mücadelesi verdik. Her bir ferdin yaşam tarzını eşit derecede önemsedik. Türkiye'yi büyütürken 74 milyonun itibarını düşünüyoruz. AK Parti'nin 3. dönemi bu ilkeler kapsamında devam edecek. Biz bu dönemi ustalık dönemi olarak adlandırdık.
BUGÜN OLDUĞU GİBİ YARIN DA HUKUKUN YANINDA OLACAĞIZ
AK Parti grubu bugün olduğu gibi yarın da hukuktan, adaletten yana olacaktır. Milli irade bizim için kutsaldır, muteberdir, milli irade üzerinde vesayeti asla ve asla kabul etmedik etmiyoruz. Milletin iradesinin tecellisi önündeki hiç bir engeli tanımadık, tanımayacağız. Biz bir şeylere rağmen buralara geldik. Milletle geldik. Millet iradesi üzerindeki gölgeleri tek tek kaldırarak bu günlere geldik. Hukukun çarptırılması karşlısında çok büyük haksızlıklarla karşı karşıya geldik. Şiir okuduğumuz için mahkum olduk. Sandıktan çıkan sonuçlar sorgulandı. Partimiz parlamentonun yüzde 65'ine sahip olduğunda kapatılmak istendi. Kara kampanyalara maruz bırakıldık. Çetelerin hedefi haline getirildik. Tahrik ve provokasyonlarla istikrar zedelenmek istendi. Biz o yıl kayba uğradık. Eğer o kayıp yaşanmasaydı bugün kişi başına milli gelir 11 bin doların üzerindeydi. Hiç birine boyun eğmedik. Bize yapılan haksızlıkların tamamını meşruiyet içerisinde çözmeye çalıştık. Hukuk kurallarını hiçe saymadık..
ANAYASA'YI TAKMAMAZLIK ETMEYİZ
Anayasa'yı takmamazlık etmedik. Dayatmalarla yola çıkmadık ve tabanımızı sokaklara dökmedik. İleri demokrasi için büyük bedeller ödedik. Tüm bu süreçlerde hep yanlız bırakıldık. Muhalefeti, ana muhalefeti, STK'sı bize gerekli desteği vermedi. Bugün burada dosta da düşmana da bir kez daha ilan ediyorum. Tüm dünyaya sesleniyorum: Milli irade üzerindeki vesayeti kabul etmiyorum. Demokrasi ve hukuk dışı uygulamalara asla göz yummuyoruz. Hukukun zorlanmasını, demokrasinin zedelenmesini de asla onaylamıyoruz. Dayatmalarla tehditlerle yol alınamaz. Meclis'in meşruiyetini tartışmaya açmak ulaşılacak bir hedef değildir. Hukukun siyasallaştığını iddia edenler hukuka siyasi müdahale isteyenlere bu durumun ne kadar büyük bir çelişki olduğunu hatırlatmak istiyorum. Türkiye bir hukuk devletidir. Üstünlerin değil hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bir ülkedir. Dayatmalar ve oldu bittilerle yol almaya çalışmak yanlıştır.
BİZİM DÖNEMİMİZDE YARGI TALİMAT ALAMAZ
Yargı kararından ötürü hükümeti suçlayanların eski alışkanlıkları nüksetmiştir. Onların hükümetleri zamanında yargı yasamadan talimat almış olabilir ama bizim dönemimizde böyle bir şey söz konusu olamaz.
Dün milli iradeyi temsil eden yargı bugün temsil etmiyor mu? AK Parti iktidarını çoğunluğun azınlığa tahakkümü olarak sorgulayanlar bugün azınlığın çoğunluğa tahakkümü olarak sorgulamayacaklar mı? Böyle bir şey olabilir mi? Biz bu milletin iradesini nereye koyacağım. Başbakan ne yapsın? Mahkemeleri arayıp talimat mı vereyim? Bizim dönemimizde bunlar yaşanmaz. Türkiye muz cumhuriyeti değil, demokratik laik ve sosyal hukuk devletidir. Keyfice aday gösterenler bugün yargının kararlarına herkes kadar saygı duymakla mükelleftir. Yemin etmeyenler kuvvetler ayrılığını hala kabul etmeyenlerdir. Muhalefet partileri sağduyu içerisinde davranıp makul çözüm önerileriyle hareket etmeleri gerekir. Hem Meclis'e geleceksin diğer taraftan ben yokum diyeceksin.
MECLİS'TE OLUP YOK DEMEK Mİ DÜRÜSTLÜK?
Ey sevgili milletim. TBMM'nin çatısı altında genel kurula girmek suretiyle geçici başkanın ismini andığı halde o kişinin yok demesini hangi dürüstlük anlayışı içerisine sığıyor. Acaba dürüstlük kavramıyla yalan ne zamandan beri arkadaş oldular. En önde oturacaksın sonra kendini yok sayacaksın. Bu ana muhalefetin tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Geçici başkanları önce yok yok dedi sonra bir uyarı geldi ve yok demedi. Bütün kameralar bu tarihi anı kaydetti. Bunu yutmazlar beyler, bunu tarih affetmez. CHP ontolojik sorunlar içerisindedir. Dün sandığı bugün Meclis'i boykot edenlere millet yasama yetkisi verdi. Şimdi millete ne diyecekler. Milletin karşısında onlar her geçen gün itibar kaybetmeye devam edeceklerdir.
İSTER GELİN İSTER GELMEYİN
Biz normal çalışmalarımızı yürüteceğiz.. CHP'nin yemin edip meclis çalışmalarına katılmasını arzu ederdik ama olmadı.. Muhalefet ister gelsin ister gelmesin, parlamentonun çalışmasına mani bir hal yoktur. Ana muhalefetin genel başkanı diyor ki 'Biz olmadan komisyonlar çalışamaz' diyor. Maalesef klavuzu yanlış. Parlamentomuzun çalışmasına yönelik iktidar güçlü kılınmıştır. Komisyon çalışmalarına muhalefet gelmediği zaman komisyon çalışmaz diye bir şey yok.
Sayın Kılıçdaroğlu komisyon bal gibi çalışır. Yeter ki bizim arkadaşlarımızın katılımında bir eksiklik olmasın. Meclis Divanı da aynen çalışır. Çünkü AK Parti'nin sayısı her şeye muktedir durumdadır. Ama gönlümüz demokrasi muhalefetle güç kazanır.
CHP ESKİ KAFAYLA YOL ALIYOR
CHP eski kafayla yola devam ediyor. CHP baraj altında kaldığı dönemde mesajı iyi okuyamadı. 12 Haziran seçimlerinin ardından aynı basiretsizliğinin anlaşılamadığı bir kez daha ortada. 1950 seçimleri zihniyeti bir nebze olsun değişmediğini anlıyoruz. Seçim sonuçlarını yüzde 60 aptal, bidon kafalı gibi izah edenler milletle gönül bağı kuramayan insanlardır. CHP'nin meclise gelip boykot kararı alması çarpık bakış açısının bir göstergesidir. CHP'nin bir an önce bu şaşkınlıktan kurtulup ana muhalefet görevini devralmasını istiyoruz.
Balkanlardan Ortadoğu'ya kadar kardeşlerimizin bizden beklentileri var. Yanlız da kalsak biz milletin bize tevdi ettiği görevi en iyi şekilde yapacağız. Hayat kalitesini yükseltecek projeleri birer birer açıklayacağız. Sağduyu ve sabırla milleti temsil edeceğinize inanıyorum. Millet çalışanı ve çalışmayanı en güzel şekilde görüyor. Biz sorun çözen tarafta olacağız. Zerafet ve tevazu bizim riayet edeceğimiz hususlar olacak. Yeri gelecek grubumuz sizi Anadolu'nun değişik yerlerine de gönderecek. Her alanda neler olduğunu göreceksiniz. Ustalık döneminde açıkladığımız dev projeleri süratle tamamlayacağız.
Başbakan Erdoğan CHP'li vekillerin yemin etmemesiyle ilgili olarak da 'Bu tavır ana muhalefet partisinin tarihine kara bir leke olarak geçmiştir' dedi.
Allah'tan başka bir zafer sahibi yoktur. Yüksekte yer tutanlar aşağıdakiler kadar emniyette değildir. Geçmişini iyi bil ki geleceğe sağlam basasın, nereden geldiğini unutma ki nereye gideceğini unutmayasın.
TEVAZU SAHİBİ OLMALIYIZ
Medeniyetimizin temel taşı olan bu öğütler AK Parti'nin ilham kaynağı ve mihenk noktası olmuştur. AK Partili milletvekillerinin en önemli vasfı da tevazu olmalıdır. 12 Haziran bir son değil bir başlangıçtır. Bazıları bir sonraki seçime kadar milletle bağı askıya alacak ama AK Parti'nin vekilleri 12 Haziran'da ne kadar milletin içerisindeyse bugün de o kadar içerisinde olacaktır.
Her vatandaşımız vekilini ismen ve resmen de bilmelidir. Şehrinin sorunlarını bilmeyen vekil AK Parti kadroları arasında olamaz olmamalı. Kamu idarecileriyle, yerel basınla, vatandaşlarımızla koordinasyon içerisinde olmanız hayati derecede önemlidir.
74 MİLYONUN PARTİSİYİZ
Bizleri buraya getiren teşkilatımıza naz olmaz. AK Parti 12 Haziran seçimlerinde 7 coğrafi bölgenin 7'sinde de birinci olan partidir. Bu demokrasi tarihinde bir ilktir ve bize nasip olmuştur. Biz Türkiye partisiyiz. Biz etnik unsurun partisi değiliz. 74 milyonun partisi olduğumuzu milletimiz de ispatladı.
AK Parti hükümeti sadece kendisine oy verenlerin değil 74 milyonun hükümetidir. Biz milletini aşağılayanlardan, millete tepeden bakanlardan olmadık olmayacağız.
Bir takım sendromlarla ifadelerde bulunmayız. Biz yüzde 50'nin tercihini ve diğer yüzde 50'nin tercihini de önemsiyoruz. Biz samimiyetle kendi öz eleştirimizi yapıyoruz. Zaferin gözümüzü döndürdüğü anlar olmadı. Biz sadece Genel Merkez'deki kutlamayla birinciliğimizi kutladık. Seçim gecelerinde kibirle değil tevazu ile hareket ettik. Seçimden sonra da aynı çizgide yol yürüdük. Reformlarımız, projelerimiz bizi seçenlere yönelik değil 74 milyonun tamamına yönelik olmuştur. Her yere bizim hizmetimiz ulaşacaktır..
Bizimle dalga geçenler oldu, filanca ile de üniversite yapacak mısınız? O kişiler yanıldıklarını ifade edemediler ve teşekkür ederiz diyemediler. Biz herkes için demokrasi istiyoruz. Herkes için refah mücadelesi verdik. Her bir ferdin yaşam tarzını eşit derecede önemsedik. Türkiye'yi büyütürken 74 milyonun itibarını düşünüyoruz. AK Parti'nin 3. dönemi bu ilkeler kapsamında devam edecek. Biz bu dönemi ustalık dönemi olarak adlandırdık.
BUGÜN OLDUĞU GİBİ YARIN DA HUKUKUN YANINDA OLACAĞIZ
AK Parti grubu bugün olduğu gibi yarın da hukuktan, adaletten yana olacaktır. Milli irade bizim için kutsaldır, muteberdir, milli irade üzerinde vesayeti asla ve asla kabul etmedik etmiyoruz. Milletin iradesinin tecellisi önündeki hiç bir engeli tanımadık, tanımayacağız. Biz bir şeylere rağmen buralara geldik. Milletle geldik. Millet iradesi üzerindeki gölgeleri tek tek kaldırarak bu günlere geldik. Hukukun çarptırılması karşlısında çok büyük haksızlıklarla karşı karşıya geldik. Şiir okuduğumuz için mahkum olduk. Sandıktan çıkan sonuçlar sorgulandı. Partimiz parlamentonun yüzde 65'ine sahip olduğunda kapatılmak istendi. Kara kampanyalara maruz bırakıldık. Çetelerin hedefi haline getirildik. Tahrik ve provokasyonlarla istikrar zedelenmek istendi. Biz o yıl kayba uğradık. Eğer o kayıp yaşanmasaydı bugün kişi başına milli gelir 11 bin doların üzerindeydi. Hiç birine boyun eğmedik. Bize yapılan haksızlıkların tamamını meşruiyet içerisinde çözmeye çalıştık. Hukuk kurallarını hiçe saymadık..
ANAYASA'YI TAKMAMAZLIK ETMEYİZ
Anayasa'yı takmamazlık etmedik. Dayatmalarla yola çıkmadık ve tabanımızı sokaklara dökmedik. İleri demokrasi için büyük bedeller ödedik. Tüm bu süreçlerde hep yanlız bırakıldık. Muhalefeti, ana muhalefeti, STK'sı bize gerekli desteği vermedi. Bugün burada dosta da düşmana da bir kez daha ilan ediyorum. Tüm dünyaya sesleniyorum: Milli irade üzerindeki vesayeti kabul etmiyorum. Demokrasi ve hukuk dışı uygulamalara asla göz yummuyoruz. Hukukun zorlanmasını, demokrasinin zedelenmesini de asla onaylamıyoruz. Dayatmalarla tehditlerle yol alınamaz. Meclis'in meşruiyetini tartışmaya açmak ulaşılacak bir hedef değildir. Hukukun siyasallaştığını iddia edenler hukuka siyasi müdahale isteyenlere bu durumun ne kadar büyük bir çelişki olduğunu hatırlatmak istiyorum. Türkiye bir hukuk devletidir. Üstünlerin değil hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bir ülkedir. Dayatmalar ve oldu bittilerle yol almaya çalışmak yanlıştır.
BİZİM DÖNEMİMİZDE YARGI TALİMAT ALAMAZ
Yargı kararından ötürü hükümeti suçlayanların eski alışkanlıkları nüksetmiştir. Onların hükümetleri zamanında yargı yasamadan talimat almış olabilir ama bizim dönemimizde böyle bir şey söz konusu olamaz.
Dün milli iradeyi temsil eden yargı bugün temsil etmiyor mu? AK Parti iktidarını çoğunluğun azınlığa tahakkümü olarak sorgulayanlar bugün azınlığın çoğunluğa tahakkümü olarak sorgulamayacaklar mı? Böyle bir şey olabilir mi? Biz bu milletin iradesini nereye koyacağım. Başbakan ne yapsın? Mahkemeleri arayıp talimat mı vereyim? Bizim dönemimizde bunlar yaşanmaz. Türkiye muz cumhuriyeti değil, demokratik laik ve sosyal hukuk devletidir. Keyfice aday gösterenler bugün yargının kararlarına herkes kadar saygı duymakla mükelleftir. Yemin etmeyenler kuvvetler ayrılığını hala kabul etmeyenlerdir. Muhalefet partileri sağduyu içerisinde davranıp makul çözüm önerileriyle hareket etmeleri gerekir. Hem Meclis'e geleceksin diğer taraftan ben yokum diyeceksin.
MECLİS'TE OLUP YOK DEMEK Mİ DÜRÜSTLÜK?
Ey sevgili milletim. TBMM'nin çatısı altında genel kurula girmek suretiyle geçici başkanın ismini andığı halde o kişinin yok demesini hangi dürüstlük anlayışı içerisine sığıyor. Acaba dürüstlük kavramıyla yalan ne zamandan beri arkadaş oldular. En önde oturacaksın sonra kendini yok sayacaksın. Bu ana muhalefetin tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Geçici başkanları önce yok yok dedi sonra bir uyarı geldi ve yok demedi. Bütün kameralar bu tarihi anı kaydetti. Bunu yutmazlar beyler, bunu tarih affetmez. CHP ontolojik sorunlar içerisindedir. Dün sandığı bugün Meclis'i boykot edenlere millet yasama yetkisi verdi. Şimdi millete ne diyecekler. Milletin karşısında onlar her geçen gün itibar kaybetmeye devam edeceklerdir.
İSTER GELİN İSTER GELMEYİN
Biz normal çalışmalarımızı yürüteceğiz.. CHP'nin yemin edip meclis çalışmalarına katılmasını arzu ederdik ama olmadı.. Muhalefet ister gelsin ister gelmesin, parlamentonun çalışmasına mani bir hal yoktur. Ana muhalefetin genel başkanı diyor ki 'Biz olmadan komisyonlar çalışamaz' diyor. Maalesef klavuzu yanlış. Parlamentomuzun çalışmasına yönelik iktidar güçlü kılınmıştır. Komisyon çalışmalarına muhalefet gelmediği zaman komisyon çalışmaz diye bir şey yok.
Sayın Kılıçdaroğlu komisyon bal gibi çalışır. Yeter ki bizim arkadaşlarımızın katılımında bir eksiklik olmasın. Meclis Divanı da aynen çalışır. Çünkü AK Parti'nin sayısı her şeye muktedir durumdadır. Ama gönlümüz demokrasi muhalefetle güç kazanır.
CHP ESKİ KAFAYLA YOL ALIYOR
CHP eski kafayla yola devam ediyor. CHP baraj altında kaldığı dönemde mesajı iyi okuyamadı. 12 Haziran seçimlerinin ardından aynı basiretsizliğinin anlaşılamadığı bir kez daha ortada. 1950 seçimleri zihniyeti bir nebze olsun değişmediğini anlıyoruz. Seçim sonuçlarını yüzde 60 aptal, bidon kafalı gibi izah edenler milletle gönül bağı kuramayan insanlardır. CHP'nin meclise gelip boykot kararı alması çarpık bakış açısının bir göstergesidir. CHP'nin bir an önce bu şaşkınlıktan kurtulup ana muhalefet görevini devralmasını istiyoruz.
Balkanlardan Ortadoğu'ya kadar kardeşlerimizin bizden beklentileri var. Yanlız da kalsak biz milletin bize tevdi ettiği görevi en iyi şekilde yapacağız. Hayat kalitesini yükseltecek projeleri birer birer açıklayacağız. Sağduyu ve sabırla milleti temsil edeceğinize inanıyorum. Millet çalışanı ve çalışmayanı en güzel şekilde görüyor. Biz sorun çözen tarafta olacağız. Zerafet ve tevazu bizim riayet edeceğimiz hususlar olacak. Yeri gelecek grubumuz sizi Anadolu'nun değişik yerlerine de gönderecek. Her alanda neler olduğunu göreceksiniz. Ustalık döneminde açıkladığımız dev projeleri süratle tamamlayacağız.