Dağdemir açıklamasında, “Kadınların hiç kimseye bağımlı/bağlı kılınmadan bağımsız, özgür ve eşit bireyler olarak varoluşu, şiddetsiz, korkusuz bir yaşam için mücadele etmeyi yasalarla teminat altına almak, insanlık hukukunun, eşitlik hukukunun ve evrensel hukukun gereğidir” diye konuştu.
İstanbul Sözleşmesi, aileyi sadece evlilik bağı ile tanımlamaz
Dağdemir, “İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmenin, açıktan kadın cinayetlerinin meşru zemini hazırlayacağı ortadadır. İstanbul Sözleşmesi, aileyi sadece evlilik bağı ile tanımlamaz, daha geniş ele alır. O hane nasıl kurulmuş olursa olsun, şiddete uğrayanı korumak üzerine kuruludur. Sözleşmeyi feshetmek, açıkça daha fazla kadının, erkekler tarafından cezasız kalacağının garantisiyle öldürülmesi anlamını taşır” dedi
Her gün yeni bir katliam
Her gün yeni bir kadın katliamı haberi ile uyandıklarını kaydeden Başkan Dağdemir, “Kadınlara yönelik cinsel, fiziksel, psikolojik, ekonomik her tür şiddetin katlanarak arttığı, erkek faillerin bir kravatla, namus diyerek, “reddedildim”, “boşanmak istedi, ailemi dağıtmak istedi” diyerek cezasız kaldığı ya da indirim aldığı yargı pratikleriyle şiddet adeta özendiriliyor. Kadınlara şiddeti yaratan koşulların ortadan kaldırılarak şiddetin önlenmesi, kadınların her tür şiddetten korunması, şiddet oluştuğunda ise faillerin kovuşturulması, yargılanması ve cezalandırılması kamusal bir görevdir. Bu görev aynı zamanda her gün öldürülen kadınların yaşamını korumak, kadın cinayetlerini durdurmak ve kadına yönelik şiddeti önleme görevidir” açıklamasında bulundu.
Kadınların yaşamı iradesi ve talepleri yok sayılıyor
Dağdemir, kanun koyucularının görevinin ve sorumluluğunun insanın yaşamını sağlamak ve buna kast edenleri cezalandırmak, kadın cinayetlerinin işlenmemesi için gerekli tedbirleri almak olduğunu vurgularken, “İşte yıllardır, İstanbul Sözleşmesini uygulayın, İstanbul Sözleşmesinden vazgeçemezsiniz, diyerek alanlara çıkma gerekçemiz: kadın cinayetlerinin, kadına yönelik şiddetin durdurulması ve kadına yönelik eşitsizliğin kaldırılmasıdır. Böyle bir dönemde İstanbul Sözleşmesi’ni ve 6284 sayılı yasayı etkin uygulamak şöyle dursun, bu sözleşmeden çıkmanın kadınların yaşamını, iradesini ve taleplerini yok sayacağını defalarca belirttik, belirtmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Kadının özgürleşmesi mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Gaziantep Eş Başkanı Serpil Dağdemir, konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Bizler, cinsiyeti, cinsel yönelimi nedeniyle hiç kimsenin ayrımcı, eşitsiz uygulamalara maruz kalmadığı, her nasıl kurulursa kurulsun eşitliğin, özgürlüğün, karşılıklı saygı ve sevginin esas olduğu hanelerde eşit ve özgür bir yaşamı savunuyoruz. Bu yaşamı sağlamak için İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaktan, sözleşmenin ve 6284 sayılı yasanın etkin uygulanması ve kadının özgürleşmesi mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğiz.” Hüseyin Karataş