ANASAYFA arrow right 20 Yıl Önce

Antepfıstığı dünya pazarındaki önemini kaybetti

Antepfıstığı dünya pazarındaki önemini kaybetti
YAYINLAMA: 20 Mart 2025 / 10.36
GÜNCELLEME: 20 Mart 2025 / 10.36

Bölge tarımında önemli bir yere sahip olan Antepfıstığı ihracatında 1990 yılından bu yana önemli bir düşüş yaşandığı belirtilerek, "Uygulanan taban fiyat politikaları ve yanlış uygulanan desteklemeler, Antepfıstığının dünya pazarlarındaki önemini kaybetmesine neden olmuştur" denildi.

GTO Başkanı Mehmet Aslan, Antepfıstığı üretiminde şu anda İran ve ABD'nin arkasından üçüncü üretici ülke konumunda bulunduklarını, bunun nedeninin, ABD ve İran'da üretimin sulu koşullarda ve modern tekniklerle, Türkiye'de ise kuru koşullarda ve kıraç bölgelerde yapılmasından kaynaklandığına dikkati çekti. Aslan, 1991 ve 2002 yılları arasında Türkiye'nin Antepfıstığı ihracatının, üretiminin yüzde 3'ü ile yüzde 11'i arasında değiştiğini, özellikle 1999 yılından itibaren bu oranın bir yükseliş trendine girerek 2002 yılında yüzde 10 seviyesine ulaştığını vurguladı. Uygulanan taban fiyat politikaları ve yanlış uygulanan desteklemelerin Antepfıstığının dünya pazarlarındaki önemini kaybetmesine neden olduğunu, Antepfıstığı ihracatında .öncelikle çeşit seçimi, üretim ve fiyatta istikrarın önem taşıdığını vurgulayan Aslan, şunları söyledi: "Dünya pazarlarında aranılan çerezlik çeşitler midir yoksa şekerleme sanayinde kullanılanlar mıdır? Başka bir ifade ile ülkelerin bu konuda kıstasları nedir? Bunun tespitinin doğru yapılması gerekmektedir. Yasal olmayan yollarla ülkemize giren İran fıstıklarının ihracat yaptığı ülkelerde olumsuzluklara neden olduğu bilinmektedir. Bir yandan dünya piyasalarına, kaliteli Türk Antepfıstığı imajı yerleştirilmeli, bir yandan da yasal olmayan yollarla ülkemize giren İran fıstığının girişi önlenmelidir. Yaşanan diğer bir sorun da fiyat politikası istikrarsızlığıdır. Her yıl farklı uygulamalarla oluşan fiyatlar, iç pazarı olduğu kadar dış pazarı da olumsuz etkilemektedir.

"Gen merkezi Türkiye olan bir tarım ürünü için var olan sorunların ciddi ve süreli politikaların uygulanması ile çözümlenebilmesi mümkün iken dünya pazarlarında söz sahibi olamamak son derece kaygı verici bir durumdur" diyen Aslan, GTO olarak Antepfıstığının ulusal ve uluslararası platformda hak ettiği yeri alabilmesi için çok ciddi çalışmalar yaptıklarını anlattı.

Mevcut çeşitlerin yanı sıra uzun vadede kesinlikle tür değişikliğine gidilmesi gerektiğini, dünyada üzerinde çok ciddi olarak durulan "Aflatoksin" in Antepfıstığında çok fazla görülmemekle beraber, işleme ve depolama aşamalarında çok dikkatli olunması gerektiğinin altını çizen Aslan, sözlerini şöyle sür-dürdü: "Çıtlatma ve kırım hala çok ciddi olarak problem olmaya devam ediyor. Henüz tam olarak makineleşmeye geçilemedi. Bu da çok ciddi Ar-Ge çalışması gerektirmektedir ve devlet desteğine ihtiyaç vardır. Tabii ki satışta ambalaja da önem verilmedir. Bütün ilgili kurum ve kuruluşlar aktif görev üstlenmeli ve "Antepfıstığı Tanıtım Fonu" oluşturulmadır. Bölgenin geleneksel ürünü olana Antepfıstığına yeni pazar imkanlarının bulunması amacıyla etkin bir çalışma ve tanıtım kampanyası düzenlenmelidir. Reklam ve tanıtım gıda maddeleri satış ve pazarlamasında en önemli unsurlardır. Planlı ve istikrarlı bir şekilde yapılacak tanıtım faaliyetleri Antepfıstığının satışında önemli bir rol oynayacaktır." Aslan, Ticaret Odası olarak AB İş Geliştirme Merkezi ile birlikte bir proje hazırlandığını ve AB fonlarından Antepfıstığının tanıtım ve problemleri için kaynak arayışına girildiğini, ayrıca önümüzdeki yıllarda geleneksel "Uluslararası Antepfıstığı Festivali" düzenlenmesi için çalışmalar yürütüldüğünü sözlerine ekledi.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *