Hükümet kayıt dışına göz yumuyor. Devlet, işçi ve dürüst işvereni cezalandırıyor
Hükümetin kayıt dışı ekonomiye göz yumduğunu belirten DİSK Bölge Başkanı Muzaffer Subaşı, gıda, tekstil ve metal sektöründeki binlerce işçinin sosyal güvenceden yoksun olarak günde 12 saat çalıştırıldığını söyledi.
Organize Sanayi Bölgesi'ndeki 12-13 firmanın işçiyi sosyal güvencesiz, binlercesini de 12 saat çalıştırıp 8 saat üzerinden vergi ve SSK primi ödediğini belirten Subaşı, "İşçisini sosyal güvenceden yoksun çalıştıran işyeri sahipleri sadece işçiyi değil devleti de sömürüyor. Trilyonlarca kayıt dışına neden oluyor" dedi.
Sonuç alamıyoruz
Kayıt dışına devletin göz yumduğunu düşündüğünü belirten Subaşı, "Sanayi kenti Gaziantep'te İş Güvenliği Grup Başkanlığı ve SSK, Müfettişliği olmak zorunda. Biz sosyal güvencesiz işçi çalıştıran, 12 saat işçi çalıştıran ve 8 saat üzerinden prim ödeyen firmaları ihbar ediyoruz. Ancak bu işin muhataplarının burada olmamasından dolayı ihbar ettiğimiz yerlerin işlemi 6 ayda zor gerçekleşiyor. İşveren bu durumda tedbirini aldığından ve yet kililer de göz yumduğundan hiçbir sonuç alınamıyor" diye konuştu.
Binlerce işçi sömürülürken devlet de zarara uğratılıyor
Organize Sanayi Bölgesi'nde üretim yapan firmaların önemli bir kısmında işveren ve devletin sömürüldüğüne dikkat çeken Subaşı, "Gıda, tekstil ve metal sektöründe sosyal güvenceden yoksun insanlar günde 12 saat çalıştırılıyor. SSK ‘sız çalıştırılan bu insanlar hiçbir sosyal hakları olmadığından sendikalı da olamıyor. Bu durumda işçi çalıştıran firmalar sadece işçiyi değil, devleti de sömürüyor. Bu nedenle Organize Sanayi Bölgesi'ndeki firmaların çoğunda kayıt dışı çok fazla. Pazar günü işçi çalıştıran, 8 saatin üzerinde işçi çalıştıran, ancak 8 saat üzerinden SSK primi ödeyen firmalar vergi kaybına neden oluyor. Kayıt dışı ekonomi alabildiğine fazla şeklinde açıklama yaptı.
Yetkililer sendikalarla el ele vermeli
Bakanlıkların ve hükümetin kayıt dışına göz yummasının devleti, dürüst işvereni ve halkı zarara uğrattığını ifade eden Subaşı, bürokratların sendikalarla el ele vererek kayıt dışı ekonominin önüne geçmesi gerektiğini belirtirken, "Bakanlıklar ve hükümet bu anlayışla kayıt dışına göz yumuyor. Kayıt dışının üstesinden gelmek isteniyorsa, hükümet sendikalarla el ele vermeli. Bakın Fahri Trafik Müfettişliği kavramı ne kadar güzel işliyor. Şimdi bu sistem düşünülürken devletin görevlileri yok muydu?
Ancak vatandaşla el ele verildiğinde başarı daha çabuk yakalanıyor. Biz de işçilerin temsilcisi olarak firmaları ve çalışma şekillerini herkesten iyi biliyoruz. Bu nedenle yetkililer kayıt dışında başarılı olmak istiyorlarsa sendikalarla el ele vermeli. Bu sadece çalışanlar için değil, devlet ve tüyü yetmemiş yetimin hakkı için de şart" dedi.
Mevcut sistemde dürüst işveren cezalandırılıyor
"Kayıt dışı ekonominin işverenler arasında da adaletsizliğe yer açtığını görüyoruz" diyen Subaşı, "Bir işveren var ki dürüst çalışıyor ve aynı iş kolunda üretim yapıyor. Bir diğer işveren ise her türlü usulsüzlüğü yapıyor. Kayıt dışı ekonomiydi, 12 saat işçi çalıştırmaydı, pazar çalışmasıydı. Dürüst çalışan işveren, aynı iş kolunda iş yapan diğer bir işverene göre daha az kazanıyor. Mamul maddesini daha fazla satmak zorunda kalıyor. Bu da dürüst çalışan bir işverene zarar veriyor. Bir anlamda dürüst çalışan işveren cezalandırılıyor. Birçok konuda olduğu gibi tekstil, metal, gıda işkolunda dürüst çalışan işverenler suç işliyormuş gibi bir uygulamayla karşılaşıyor. Çünkü malını istediği gibi satamaz. Rekabeti onlarla doğru dürüst yapamaz duruma geliyor" şeklinde açıklama yaptı.
Vergi ödememek için çift bordro yapıyorlar
Subaşı, "Bir fabrikada işçiler sendikalı, toplu sözleşme yapıyoruz. Maşına zam istedik, sosyal haklarını ortaya çıkardık ve işverenle imza ettik. Sözleşmesini yaptığımız fabrikanın emsali diğer bir fabrika bu ücretleri ve sosyal hakları, işçileri sendikalı olmasın diye veriyor. Ama bu hakları ve ücretleri kayıt altında değil, açıktan veriyor. İşçilerin bordrosuna baktığınız zaman asgari ücret, ama çift bordro yaparak o parayı açıktan ödüyor. Açıktan ödenen paranın da ne Sosyal Sigortalar Kurumu'nun primi ne de devletin vergi olayı var. Bunlar olmadığı için yine devlet vergi kaybına uğrarken o işveren karlı duruma geçiyor. Bu nedenle bu da kayıt dışı ekonominin ta kendisidir. Bunların önlenmesi gerektiğini hem işçiler, hem de işverenlerin birbiriyle rekabet gücünün olabilmesi açısından gerekli görüyoruz" diye konuştu.