İktidarın sosyal devlet ilkesinden giderek uzaklaştığını, en temel kamu hakları olan eğitim ve sağlığı, özel sermayenin hizmetine bırakmayı tasarlarken, kamu emekçilerinin de var olan haklarını ellerinden aldığını belirten KESK Dönem Sözcüsü Mehmet Bozgeyik, “AKP Hükümeti, hız kesmeden kamu emekçilerinin kazanılmış haklarını ellerinden almaya çalışıyor. Bir yandan en temel kamu hizmetleri olan eğitimi, sağlığı sosyal güvenliği, altın tepside şirketlere sunarken, diğer yandan kamu emekçilerini işsizliğe ve, yoksulluğa, açlığa mahkum ediyor” dedi.
Yüzde 8 zam yoksulluğun artacağının işaretidir
"Hükümet, Temmuz ayında ücretlerimize yapılan yüzde 5'lik zamla açlık ve yoksulluktan kurtulmamızı bekliyor" diyen Bozgeyik, "Bu artış kamu emekçilerinin ücretlerini açlık sınırının üzerine çıkarmaması, yine yoksulluğun cenderesine itmiştir. Hükümetin, IMF'nin emri üzerine, kamu emekçilerine önümüzdeki yıl için birinci altı ayda yüzde 4, ikinci altı ay için de yüzde 4 olmak üzere toplam yüzde 8 zam önermesi yaşanan yoksulluk sürecinin derinleşerek devam edeceğinin işaretidir. Açıklanan zam oranları, 15 Ağustos'ta hükümetle yapılacak olan görüşmede de gündem gelecek" diye konuştu.
Kamu emekçileri yoksulluk sınırının altında maaş alıyor
Ekonominin iyiye gittiği iddiaların ger-çekçi olmadığını vurgulayan Bozgeyik, "Yoksulluk sınırının sürekli arttığı bir ülkede kamu emekçilerine yoksulluk sınırının yüzde 50 daha altında bir ücret ödenmesi, onları açlığa, yoksulluğa mahkum etme politikalarının bir göstergesidir. Bu nedenle kamu emekçilerinin her geçen yıl bir önceki yılı mumla aradığını söylemek abartı olmaz. Nitekim son yıllarda yoksulluk ile ilgili olarak ortaya çıkan kimi rakamlar bizi haklı çıkarmaktadır. 2003 yılında yoksulluk sınırında 18 milyon 441 kişi varken, bugün bu rakam19 milyon 458'e çıkmıştır. Son iki yılda iddia edildiği gibi eknomi belki büyümüştür, ancak büyüyen ekonominin halkın ve kamu emekçilerinin ekonomisi olmadığı apaçık ortadadır" şeklinde açıklama yaptı.
AKP, halkın sesini kulak tıkıyor
Hükümetin kendi halkının sesine kulak tıkadığını söyleyen Bozgeyik, "Bizler aldığımız düşük ücretle ay sonunu nasıl getireceğimizi düşünürken, haksızlıklarla ve kayırmacılıklarla boğuşurken, uzun çalışma saatleri ve ağır yük altında ezilirken, sendikal hak ve özgürlüklerimizin önündeki engellerin kaldırılmasını isterken, hükümet IMF'yi dinliyor. Yüzbinlerce kamu emekçisine sırtını dönüyor. Kamu hizmetleri, her kademeden ve farklı statülerdeki çalışanlar, memurlar ve yardımcı hizmet personel ile bir bütün olarak değerlendirilir. Çünkü tüm kamu emekçileri, aralarındaki statü farklılıklarına rağmen, benzer ekonomik ve sosyal sorunlar yaşamakta. Bugün yüzbinlerce kamu emekçisini açlığın ve yoksulluğun kıskacına alan, mesleğine karşı küstüren bu sisteme karşı, nitelikli bir kamusal hizmetin yaratılması, kamu emekçilerini ekonomik ve sosyal açıdan rahatlatan bir alternatif yaratılması, ancak örgütlü mücadelenin, sendikal örgütlülüğün yaygınlaşması ve güçlenmesi ile mümkündür" diye konuştu.
Bozgeyik, kamu emekçilerinin yaşadığı ekonomik ve sosyal sorunları, ancak tüm kamu çalışanları bileşenleriyle birlikte yürütülecek örgütlü toplum, demokratik Türkiye mücadelesiyle çözülebileceğini sözlerine ekledi.