Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) 72 saat süre vererek lisans başvurusu yapmasını istediği basın kuruluşlarından Amerika’nın Sesi (VOA) konuyla ilgili bir açıklama yaptı.
VOA Sözcüsü Bridget Serchak, RTÜK'ün Amerika’nın Sesi gibi uluslararası yayıncılar için işletme lisansı alma şartının farkında olduklarını belirtti.
Serchak “Türk hükümeti internet sitelerimizi resmi olarak bloke ederse, VOA, Türkçe konuşan kitlesinin mevcut tüm yöntemleri kullanarak ücretsiz ve açık internete erişimini sürdürmesini sağlamak için, her türlü çabayı gösterecektir’’ dedi.
VOA’nın Türkiye’nin haber kuruluşlarını susturma çabalarının, tüm demokratik toplumların temel değeri olan basın özgürlüğünü ihlal ettiğine inandığı da Serchak’ın açıklamasında yer aldı.
ABD Dışişleri Bakanlığı: Endişelerimiz devam ediyor
ABD Dışişleri Bakanlığı da bir açıklama yaparak Türkiye’ye basın özgürlüğünü güvence altına alma çağrısını tekrarladı.
RTÜK ile ilgili gelişmelerden haberdar olduklarını belirten Dışişleri Bakanlığı, “Türkiye'deki basın özgürlüklerine ilişkin endişelerimiz ayrıntılı kanıtlara dayanıyor. Türkiye'yi basın özgürlüğüne saygı duyması ve bunu güvence altına alması için uyarmaya devam ediyoruz’’ ifadelerini kullandı.
CPJ: Medya kuruluşlarına taciz
Öte yandan Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) de yaptığı açıklamada RTÜK’ün almış olduğu son kararla, Türkçe yayın yapan uluslararası medya kuruluşlarını taciz ettiğini söyledi.
CPJ, Türkiye’ye tüm haber kuruluşlarının özgürce çalışmalarına izin vermeleri, lisans düzenlenmesini de uluslararası kuruluşları taciz etmek ya da sansürlemek amacıyla kullanmamaları çağrısında bulundu.
CPJ Avrupa ve Orta Asya Direktörü Gulnoza Said ise RTÜK’ün uluslararası basın kuruluşlarından lisans istemesini “bağımsız haberciliği kontrol etmeye yönelik bir girişim” olarak değerlendirdi.
Lisans kararının 2023’te yapılması beklenen genel seçimler öncesinde geldiğine dikkat çekti.
Said, Türkiye’nin şimdiye kadar yaptığı her şeyin arkasında özgür bilgi akışının üzerinde sıkı bir kontrole sahip olma niyeti olduğunu ifade etti.
“Şimdiye kadar gazeteciler, sadece geleneksel medyadaki haberleri nedeniyle değil ayrıca sosyal medya paylaşımları ve yorumları nedeniyle hapse atıldı, yargılandı. VOA, DW ve Euronews'a koşulan şart, özellikle 2023 yılında yapılacak seçimlerle bağlantılı bağımsız haberciliği kontrol etmeye yönelik bir başka girişim” diye konuştu.
IPI: Türkiye kötü bir sicile sahip
RTÜK’ün kararına tepki gösteren bir başka kuruluş ise Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) oldu.
RTÜK’ün eleştirel medyayı cezalandırma konusunda kötü bir sicile sahip olduğunu belirten IPI Türkiye Program Koordinatörü Renan Akyavaş, yaptığı yazılı açıklamada şöyle dedi:
‘’RTÜK, hükümetin, müttefiklerinin ve politikalarının eleştirel bir şekilde ele alınması konusunda bağımsız medyayı taciz ettiğini kanıtlayan bir eylem modeline sahip olduğundan, bu karar Türkiye'de çevrimiçi faaliyet gösteren uluslararası bağımsız medyayı devlet denetimine sokuyor ve onları para cezalarının ve hatta yayın yasaklarının hedefi haline getirme riskini taşıyor.
“RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin'in yayıncılara hükümete yönelik hassas konuları ele almamaları yönünde düzenli olarak yaptığı uyarılar, çevrimiçi yayıncılığa yönelik yeni yetkilerin genişletilmesinin ülkedeki haberleri tarafsız bir şekilde kapsayan uluslararası medyaya daha fazla ceza verilmesiyle sonuçlanabileceği konusunda ciddi endişeler için zemin oluşturuyor. RTÜK, yerli ve yabancı tüm yayıncıların çalışmalarını özgür ve bağımsız olarak yapma hakkına saygı göstermelidir.”