Yeni Şafak yazarı Mehmet Acet, bugünkü köşe yazısında Bakan Özer ile yaptığı görüşmeye yer verdi.
Acet’in yazısının ilgili kısmı şöyle:"Eğitim meselesi dünyanın her tarafında sert tartışmalar eşliğinde yürüyen, doğruları yanlışları kişiden kişiye, gruptan gruba, uzmandan uzmana değişebilen bir alan. Bu alandaki yetersizlikleri, eksik bırakılanları, doğruları ve yanlışları tartışmak elbette önem taşıyor. Ancak bir noktadan sonra bu “Biz eğitim işinde kötüyüz” jargonu, bedbinliğe, umutsuzluğa yol açabiliyor."
Yeni Milli Eğitim Bakanı, sanıyorum böyle bir atmosferden kendisi de rahatsız olduğu için, başlığa taşıdığımız ifadeyi kullanıyor:
“Biz eğitimde iyi değiliz” algısı var. Hayır iyiyiz.
Peki, bu içi boş bir retorik mi? Yine kendisinin verdiği uluslararası sınavlardaki son durumumuza bakılırsa, “Eğitim işinde kötüyüz” diyerek kendimize biraz fazla haksızlık yaptığımızı düşünebiliriz. PİSA ve TIMMS gibi uluslararası izleme araştırmalarına göre Türkiye, son yıllarda ortalama puanını OECD ülkeleri arasında en fazla artıran üç ülkeden biri olma başarısını elde etti."
Acet’in aktardığına göre Özer ayrıca “Artık yardımcı kitaplar da bakanlık tarafından bastırılarak ülkenin her tarafına, bütün okullara ücretsiz gönderilecek” dedi.
Bakan, yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgını dolayısıyla okulların kapanacağına yönelik endişeler için de “B ve C planımız yok. Koşullar değişir, önlemler değişir, saatler değişir ama okullar açık kalır” ifadesini kullandı.