2022 Yılı Cumhurbaşkanlığı programında, okullaşmaya ilişkin veriler ve erken çocukluk eğitimine ilişkin politika hedefi dikkat çekti. Programın, eğitime ilişkin politikalara yer verilen kısmında, erken çocukluk eğitiminde 5 yaşın zorunlu eğitim kapsamına alınacağı vurgulanarak, “Esnek zamanlı ve alternatif erken çocukluk eğitim modelleri oluşturulacak” denildi. Söz konusu tanım, 2019’dan itibaren yıllık programa ekleniyor. Resmi ve özel okullarda tekli eğitim gören öğrenci oranı da verilen rapora göre, ilkokul ve ortaokul hedeflerinin de oldukça gerisinde kalındı. Hedefler ve gerçekleşen oranlar şöyle:
- “İlkokul için 2020’deki oran yüzde 63.4. 2021’de hedeflenen yüzde 85 ancak gerçekleşen yüzde 62.7. 2022 için hedeflenen yüzde 92.
- Ortaokul için 2020’deki oran yüzde 71.7. 2021’de hedeflenen yüzde 87.5 ancak gerçekleşen 72.4. 2022 için hedeflenen yüzde 92.”
Programı ve verileri Cumhuriyet’e değerlendiren Eğitim-İş Genel Başkanı Özbay, “Ülkede her konuda olduğu gibi eğitimde de en kritik kararları tek bir kişinin bilmesi, Milli Eğitim Bakanı’nın bile Cumhurbaşkanlığı’nın açıkladığı resmi yol haritasından sonra açıklama yapabiliyor olması çok üzücü. Eğitim bu zihniyetin elinde çırpınıyor” dedi. Birçok hedefin, önceki yılın raporundan kopyala yapıştır şeklinde alındığını vurgulayan Özbay, okul öncesine ilişkin “Esnek zamanlı ve alternatif erken çocukluk eğitim modelleri” ifadesine işaret ederek, “Bunun ne demek olduğunu eğitimin paydaşları olarak bizler bile anlayamıyoruz. Açıkçası bu kamuflaj cümlenin arkasında bambaşka bir niyet olduğunu düşünüyoruz” dedi. Diyanet’in, “4-6 yaş grubu Kuran kurslarının okul öncesi zorunlu eğitimden sayılmasına” yönelik hedefini anımsatan Özbay, “Bu açıklama, bize programdaki ‘alternatif eğitim modelleri’nin yeni bir gerici paket olabileceğini düşündürüyor. Yani ne olduğu anlaşılamayan bu cümleyle Diyanet’i ya da vakıf adı altında faaliyet gösteren tarikatları MEB’in alternatifi yapacaklarını söylüyor, okul öncesi eğitimi gerici faaliyetlere tamamen açıyor olabilirler” diye konuştu.
İlgili kısımdaki “esnek” ibaresinin de belirsiz olduğuna, bu nedenle öğretmenler için “mesai kavramının yok olacağı” düşüncesinin akıllara geldiğine işaret eden Özbay, tekli eğitime ilişkin verilere yönelik şunları kaydetti:
“Rezil tablo, AKP’nin 4+4+4 ile başlattığı talanın, ikili eğitim garabetinin sürüyor olmasının olmasının bir sonucu. İkili eğitimin hâlâ devam ediyor olması, 4+4+4 sorunlu eğitim sistemine geçiş aşamasında ‘İkili eğitim yapan okul kalmayacak’ diyen siyasal iktidarın her zaman olduğu gibi yine plansız; eğitime bakış açılarının gündelik olduğunu kanıtlar nitelikte. Covid-19 döneminde tekli eğitimin artması da okul ve derslik sayısının yetersizliğini ortaya koyuyor. Normalde de yetersiz olan durum daha da gün yüzüne çıktı.”