Türkiye’nin ağır bir ekonomik ve siyasal kriz sarmalı içerisinde bulunduğunu anlatan DİSK Gaziantep Bölge Temsilcisi Ali Güdücü, “Açlık, işsizlik ve yoksulluk derinleşerek devam ediyor. Asgari ücrete yapılan yüzde 50 zam daha işçinin eline geçmeden açlık sınırının altında kalırken, kamu emekçilerinin maaşları yoksulluk sınırı rakamlarının çok gerisinde seyrediyor her geçen gün açlık sınırı rakamlarına yaklaşıyor. Oldukça sert geçen kış koşullarında işçi havzalarında yaşanan direnişler içimizi ısıtıyor. Ülkenin dört bir yanından hayat pahalılığına ve fahiş zamlı faturalara karşı yapılan eylemlerle isyan büyüyor” açıklamasını yaptı.
Kamu kaynakları, bir avuç sermaye çevresine peşkeş çekiliyor
Ülkemizin, sendikal hak ve özgürlüklerin yok sayıldığı, demokrasinin askıya alındığı, hukukun işlemediği, adaletin sağlanamadığı, Anayasa’nın ve evrensel hukuk ilkelerinin yok sayıldığı ve tüm bunların normalleştirilmeye çalışıldığı bir siyasal rejimle yönetilmeye çalışıldığı tespitini yapan Güdücü, “Yönetim anlayışının ekonomik alandaki tezahürü ise; üretmeyen, istihdam yaratmayan, dışa bağımlı sermaye yanlısı politikalar olurken, kamu kaynakları ise bir avuç sermaye çevresine peşkeş çekiliyor. Bunun işçi sınıfı açısından sonuçları ise bölüşümde adaletsizlik, gelir eşitsizliği ve yoksulluk oldu” dedi.
Elektrik faturaları soyguna döndü, ev kiraları işçi maaşları ile yarışıyor
Güdücü, döviz kurlarında başlayan yükselişin tetiklediği güncel ekonomik krizin, işçi ve emekçilerin temel tüketim kalemlerine her gün yapılan zamlarla katlanarak arttığına dikkat çekti. “Market harcamaları bir önceki yıla göre iki katından fazla arttı. Elektrik faturaları tam bir soyguna dönüştü, benzine gelen zamlar otomatiğe bağlandı, ev kiraları işçilerin ücretleri ile yarışır seviyeye geldi. TÜİK’in resmi enflasyonları bile yoksulluğumuzun son bir yılda yüzde 50 oranında arttığını gösteriyor. Bu kriz koşullarında sermaye çevreleri yüksek kazançlar açıklıyor. Kur garantili TL mevduat hesabı aldatmacası ile zenginlere kaynak transferi yapılırken, faizden para kazanan bankacılık sektörü ve finans kapital rekor karlara kavuştu. Krizin sorumlusu siyasi iktidar iken yükünü işçi sınıfı ve yoksul halk çekiyor. Dur demek tüm emek ve demokrasi güçlerinin ortak sorumluluğu” ifadelerine yer verdi.
Geleceğe dair kaygıların her geçen arttığını kaydeden DİSK Gaziantep Bölge Temsilcisi Ali Güdücü, “Tüm bu yaşananların ağır bir faturası da elbette olacaktır ve bu fatura ilk seçimlerde siyasi iktidara kesilecek, çünkü bizler artık yalandan, dolandan, talandan, asgari ücretliye vergi istisnasını müjdeleyip, istisna tutarı kadar asgari geçim indirimini kaldıranlardan, istisna olarak sunulan gelirden bile yüzde 18 dolaylı vergi alan anlayıştan, Ocak ayı enflasyonunu manipüle edip tüfe cinsinden yüzde 11.1 açıklayan TÜİK’ten, daha ilk aydan maaşlarımızda ortaya çıkan enflasyon farkını müjde olarak sunan yandaş medyadan, elektriğe, doğalgaza, akaryakıta gelen yüksek zamlarla beraber ödediğimiz vergilerde katmerlenerek artıyor. Bir taraftan elektrik dağıtım şirketleri soyuyor, diğer taraftan devlet. Artık çifte soygundan bıktık. A’dan Z’ye her şeye gelen ve gelecek olan zamların işaret fişeği olan enerji ve akaryakıt zamlarının geri çekilmesini enerji dağıtım şirketlerinin kamulaştırılmasını, elektrik, su, doğalgaz dan alınan KDV’nin yüzde 1’e düşürülmesini, vergide ve ücrette adalet, bağımsız yargı, adil bir ek gösterge sistemi ve gerçek bir toplu sözleşme için yasal düzenleme maaşlarımıza ek zam istiyoruz.” Adem Kesenek