AKP Hükümetleri döneminde yargıdan-özgürlüklere, eğitimden-sağlığa, ekonomiden-pahalılığa, dış politikadan-Suriyelilere, mesleki itibarsızlıktan-devlet kurumlarının itibarsızlaştırılmasına kadar son 20 yılda ülkenin nereden nereye geldiğini anlattı.
Yılmazkaya, “Ben size hangi konularda nereden nereye geldiğimizi anlatmak istiyorum.
Size bu zaman kısıtlılığında bir kısmını saymaya çalışacağım. Hepsi birbirinden önemli ama adalet ve hukuk sistemimiz nereden nereye geldi! Basit olarak adalette terazi bırakmadınız, can çekişir hale geldi. Özgürlükler ve yaşam şartları, insan hakları, düşünce ve basın özgürlüğü, güvenlik nereden nereye geldi. Mesleklere verdiğimiz değer ve liyakat, özellikle öğretmenlik ve sağlıkçıların değeri nereden nereye geldi. Döviz kurları, özellikle 1,5 liradan aldığınız dolar nereden nerelere geldi” diye konuştu.
Yılmazkaya konuşmasının devamında, “Elektrik ve doğalgazın fiyatı, yapılan zamlar, kömürün ve gübrenin ton başına fiyatı, akaryakıt ve su, ulaşım masrafları, kiralar, ev fiyatları, hastane, okul, eğitim masrafları, mevsimsel ihtiyaçlar, gıda ve mutfak masrafları ve daha sayamadığım birçok unsur sizin iktidarınız da değerli arkadaşlar nereden nereye geldi. Aslında sokağa çıkacak haliniz kalmamış ama bir çıksanız da görseniz, gerçekten memleketi nereden nereye getirdiniz. Daha size ülkenin dış politikada nereden nereye geldiğini de söylemiyorum. Bu arada Suriyelilerden de bahsetmiyorum. Basit olarak söylemek gerekirse, siz ülkeyi devraldığınızda ülkenin durumunu gelin tartışalım ancak kesin olan bir şey var ki siz ülkeyi per-perişan bir hale getirdiniz! İnsanlarımızın tüm bu şartlara rağmen bu kadar zorda kaldığı ülkemizde tek şansınız nedir biliyor musunuz?
Ben size söyleyeyim; O kadar uğraşmanıza rağmen yok edemediğiniz dayanışma kültürümüz, aile törelerimiz sayesinde ülkemiz halen ayakta kalabilmekte. Ömrünün belki 10-15 yılını rahatlıkla yaşayabilme planı yapan babalarımız, dedelerimiz veya büyüklerimiz çocuklarına, torunlarına veya konu komşu birbirlerine sahip çıkabildiği için insanlarımız azda olsa hayatta kalabilmektedirler. İşsiz oğluna, işsiz kızına aç kalacak torununa sahip çıkan büyüklerimiz sayesinde ülke halen ayakta durabilmektedir. Ancak hayat pahalılığını öyle bir hale getirdiniz ki artık 13,5 milyona varan emeklilerimizde büyük sıkıntı içine girdiler. Onlarda artık kendilerine dahi zor bakar hale geldiler maalesef” dedi.
Yılmazkaya, “Ülkeyi getirmiş olduğunuz perişan halden utanmayıp birde neler söylediniz biliyor musunuz ben size söyleyeyim; Halktan kopuk bir şekilde sarayında yaşayan Fransa Kraliçesi gibi; kuru ekmeği bile bulamamaktan yakınan halka hitaben, 'ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler' demişti. Şimdi halktan kopuk bir şekilde sarayında yaşayanlar geçinemeyen vatandaşlara; "Porsiyonları küçültün." diyor. Enerji Bakanı soğuktan donan ve gaz alamayan vatandaşa "Kombileri kısın” diyor! Vicdanı sızlamadan! Halk yoksullaştıkça siz zenginleşiyorsunuz, yandaşlarınız zenginleşiyor, çoluk çocuğunuz zenginleşiyor!
İşçiye, memura, emekliye, çiftçiye para yoktur deniliyor, yandaşların milyarlarca lira vergi borcu bir gecede siliniyor” ifadelerini kullandı.
İşte arkadaşlar sizler, sağlıktaki meslek gruplarının saygınlığını da nereden nereye getirdiniz!
Bu sözlü ve fiziki saldırıları bir hakime bir savcıya, bir emniyet mensubuna, bir subaya yapamayan vatandaş sağlık çalışanlarını istediği gibi tehdit edebilmekte, sözlü veya fiziki şiddet uygulaya bilmektedir ve bununla da övünebilmektedir!
Öncelikle bu saldırı eylemlerinde bulunanları kınıyor, yargı mensuplarına karşı işlenen suçlarda olduğu gibi sağlıkçılara karşı yapılan saldırılarda 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasının uygulanması adına hükümetin bu yönde gerekli düzenlemeleri yapmasını bekliyoruz” dedi.
“Sağlığı da nereden nereye getirdiniz” diyen Yılmazkaya, “Değerli arkadaşlar bütün bu sağlıkta şiddet, 5 dakikada bir hasta bakma zorunluluğu, verilmeyen özlük hakları, söz verildiği halde yapılmayan maaş zamları, kötü çalışma koşulları nedeniyle insanlarımız ve hekimlerimiz bu meslekten soğudu. Bu nedenledir ki artık bu meslek hem tercih edilmiyor hem de var olan hekimlerimiz daha rahat mesleğini icra etmek ve insanca yaşamak için yurtdışına gitmenin yollarını arıyor. Hoca seviyesinde doktor kalmadı. Yakında kamuda asistan hekimleri eğitecek kimse de kalmayacak. Hatta sıradan ameliyatları yapacak doktor bulamayacağız. Sağlığı da nereden nereye getirdiniz diyor, ama her şeye rağmen dostlarımızla birlikte per-perişan ettiğiniz bu ülkeyi tekrar ayağa kaldırmanın sözünü veriyoruz. Gitti gidiyor, geliyor gelmekte olan…” ifadelerini kullandı.
RSS