ANASAYFA arrow right Güncel

399 ceza infaz kurumunda 331 bin 706 mahpus bulunuyor

YAYINLAMA: 09 Kasım 2022 / 19.00
GÜNCELLEME: 09 Kasım 2022 / 19.00
İnsan Hakları Derneği Gaziantep Şubesi Başkan Yardımcısı Mustafa Bayram, mahpusların yaşam hakkının güvence altına alınması için hapishanelerdeki ihlallere son verilmesi çağrısında bulundu

Bayram, “Ceza ve Tevkif evlerinin en son açıkladığı 1 Kasım verilerine göre 399 ceza infaz kurumunda 331 bin 706 mahpus bulunmakta ve bu sayı sürekli olarak artıyor. 2002 yılın sonunda bugüne kadar hapishanelerde tutulan mahpus sayısı yaklaşık olarak 5,6 kat arttı. Bu kadar mahpusun hapishanelerde tutulması bile başlı başına büyük bir soruna işaret ediyor” şeklinde konuştu.

Hapishanelerde 651’i ağır olmak üzere bin 517 hasta mahpus var

Hapishanelerde 651’i ağır olmak üzere bin 517 hasta mahpusun bulunduğunu kaydeden Bayram, “Özellikle tek başına yaşamını idame ettiremeyecek düzeyde hastalığı ilerlemiş olan mahpusların hapishanede geçirdikleri her bir günün kendileri ve aileleri açısından işkence ve kötü muamele yasağının ihlaline neden olduğunu belirtmek isteriz. Mahpusların doğuştan veya sonradan başlayan hastalıkları hapishane koşullarında yeterli ve düzenli bir tedavi yöntemi bulunmaması nedeniyle ilerlemekte ve yaşam hakkının ihlaline varan sonuçlar ortaya çıkarıyor. Hastalığın artık tedaviye cevap veremeyeceği derecede ilerlemesi akabinde savcılıklar tarafından mahpuslarla ilgili verilen infaz erteleme kararlarının bir anlamı kalmadı” dedi.

Başkan Yardımcısı Bayram, hasta mahpusların durumuna ilişkin yasal düzenlemeler yapılacağı yönündeki açıklamalar sonrasında İnsan Hakları Derneği olarak konuya dair görüş ve önerilerinin hem kamuoyuna hem de siyasi partilere sunduklarını söyledi. “Adalet Bakanlığı ve iktidarın hasta mahpuslar hakkında yapılacak yasal değişiklik öncesinde insan hakları kurumlarının, sivil toplum örgütlerinin, sağlık örgütlerinin ve baroların konu hakkında yapmış oldukları çalışmalarından faydalanarak bu kurumlarla koordineli bir yasa çalışması yapması meselenin kalıcı bir şekilde çözülmesine olanak sağlayacak. İnsan Hakları Derneği olarak yapılacak bu yasa değişikliği konusunda elimizde bulunan tüm bilgi, belge ve raporlarla aktif görev alabileceğimizi tekrardan belirtmek isteriz” açıklamasında bulundu.

1990’lı yılların sonuna doğru Türkiye hapishanelerinde yeni bir model olan F Tipi hapishane sistemine geçiş kararı alınarak başlangıç olarak 11 adet F tipi hapishanenin yapımına başlanmıştır. Alınan bu karara karşı birçok sivil toplum örgütü, meslek odası, sendika, siyasetçi ve hak savunucusu F tipi hapishanelerde, mahpusların tek başlarına veya küçük gruplar halinde izolasyonun kaçınılması gereken bir tehlike olarak tarif etmiş ve ekstrem sosyal izolasyonun fiziksel ve mental sağlık açısından ciddi bir tehlike oluşturabileceğine, izolasyon şartlarında tutuklu ve hükümlülerin güvenliklerinin tehlikeye girebileceğine işaret etmişlerdir. 

Yine CPT’nin 23 Şubat 1999 tarihli raporunda F tipi hapishanelerde yaşam üniteleri dışında ortak aktivite imkânları yaratılmadığı taktirde söz konusu yeni sistemin sorunları çözmek yerine yeni problemler yaratacağı belirtilmiştir. Tüm bu uyarı ve önerilere rağmen siyasi iktidarlar toplumun tamamında uyguladıkları aşırı güvenlikçi politikanın bir tezahürü olarak hapishanelerde bulunan mahpusları kontrol atında tutup yalnızlaştırmak amacıyla F tipi hapishanelerin uygulamaya konulması için çok hızlı şekilde çalışmalar yürütmüşlerdir. 

Günümüz iktidarı F Tiplerinin yanı sıra izolasyonu daha da derinleştiren yeni tip Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishaneler ve S Tipi Kapalı Hapishaneler inşa etmişlerdir. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü verilerine göre şu anda Türkiye genelinde 14 adet F tipi, 17 adet Yüksek Güvenlikli, 6 Tane de S Tipi Hapishane bulunmaktadır. Özellikle Yüksek Güvenlikli hapishanelerde mahpuslar tek kişilik odalarda tutulmakta, bulunduğu odaların müstakil havalandırması bulunmamakta ve mahpuslar günde 1-1,5 saat ayrı bir yere götürülerek

İnsan Hakları Derneği’nin bağımsız bir kuruluş olduğuna dikkat çeken Bayram, “1986 yılında 98 insan hakları savunucusu tarafından kurulan derneğin günümüzde 27 şubesi, 7 temsilciği ve 6 bin 617 üyesi bulunuyor. Türkiye’deki en eski ve en büyük insan hakları örgütü olan İHD’nin tek ve belirli amacı, ‘İnsan hak ve özgürlükleri’ konusunda çalışmalar yapmak. Mahpusların başta yaşam hakkı olmak üzere; sağlık, aile ve özel hayata saygı, avukatı ile görüşme ve haberleşme hakları sürekli bir şekilde ihlal edilerek infaz yasasına aykırı uygulamalar meydana geldi. Bu uygulamalara karşı mahpusların iç hukuk ve AİHM nezdinde açmış oldukları davalarda lehlerine çıkan yüzlerce karar olmasına rağmen dava konusu edilen hak ihlallerinin sona ermesi bir yana her geçen gün bu ihlallerin arttığına şahit olmaktayız” tespitini yaptı. Fatma Karabacak

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *