Alfa Psikoloji Destek Merkezi Uzman Psikolog Hayrettin Şahin, “1998 yılından bu yana daha çok psikolojik hastalıklar üzerine çalışıyorum. Konuşma bozukluğu, panikatak, depresyon, gibi hastalıklarla uğraşıyorum. Belirli bir terapi sürecimiz var. O terapi sürecinden sonra hastalarımız sıkıntılarından kurtuluyor. Kendilerini rahat ve mutlu hissediyorlar” dedi.
“Psikolojik rahatsızlıkların en önemli sebebi birikimdir. Kişi çocukluğundan beri travma yaşar, kaza, ölüm, dayak, şiddet, yoksulluk gibi… Yaşanılan sıkıntıyı içine atar ve biriktirir. Bilinçaltı kovası dolar ve taşar. Biz bunlara psikolojide değişik isimler veriyoruz. Bunlara depresyon, operasyon, panik atak, endişe gibi isimler veririz. Bu olaylardan bir tanesi de panikatak. Kişi çocukluğundan beri yaşadığı olayları içine atarak biriktirir, yaşı ilerlediğinde kapalı bir alanda (uçağa bindiğinde-arabada-asansörde) atak tutar kişiyi. Eyvah öldüm, ölüyorum, kalp krizi geçireceğim, bayılacağım, çıldıracağım gibi düşünceler aklına üşüşür. O an kişi gerçekten kalp krizi geçiriyormuş gibi kalp çarpıntısı yaşamaya başlar. Başı döner, midesi bulanır, bulanık görür, çok gergindir, terler, üşür sonrasından doktora gider. Bütün tahliller yapılır, ama fizyolojik bir rahatsızlık bulunmaz.
Bir süre sonra bunun psikolojik olduğu anlaşılır ve psikoloğa yönlendirilir. Kişi panikatak teşhisini alır ve yıllarca bununla yaşamaya devam eder. Kişi ilaç tedavisine başlar, ilacını kullandığı zaman mutlu ve huzurlu olur. İlacı bıraktığı zaman rahatsızlık kaldığı yerden devam eder. Panik atağın en büyük özelliği, kişinin yaşam kalitesini ortadan kaldırır. Kişi hayatın anlamsız olduğunu düşünüyor, her şey boş geliyor hastaya. Bu hastalık sanal bir rahatsızlıktır. Kişi bu hastalığı gerçekmiş gibi algılar. Bu yüzden 20-30 sene ilaç kullanan insanlar var. Bilgisayara virüs bulaştığı zaman programlarla virüs siliniyor. Biz de insanların çocukluğuna inerek beyinlerine format atıyoruz. Yaşadığı acı olayları siliyoruz. Kişi bu tedavisinden sonra eski hayatına dönebiliyor. 10 saatlik bir tedavi sonucunda kişi panik atak hastalığından kurtulabiliyor” şeklinde açıklama yaptı.
“Psikolojik rahatsızlıkların en önemli sebebi birikimdir. Kişi çocukluğundan beri travma yaşar, kaza, ölüm, dayak, şiddet, yoksulluk gibi… Yaşanılan sıkıntıyı içine atar ve biriktirir. Bilinçaltı kovası dolar ve taşar. Biz bunlara psikolojide değişik isimler veriyoruz. Bunlara depresyon, operasyon, panik atak, endişe gibi isimler veririz. Bu olaylardan bir tanesi de panikatak. Kişi çocukluğundan beri yaşadığı olayları içine atarak biriktirir, yaşı ilerlediğinde kapalı bir alanda (uçağa bindiğinde-arabada-asansörde) atak tutar kişiyi. Eyvah öldüm, ölüyorum, kalp krizi geçireceğim, bayılacağım, çıldıracağım gibi düşünceler aklına üşüşür. O an kişi gerçekten kalp krizi geçiriyormuş gibi kalp çarpıntısı yaşamaya başlar. Başı döner, midesi bulanır, bulanık görür, çok gergindir, terler, üşür sonrasından doktora gider. Bütün tahliller yapılır, ama fizyolojik bir rahatsızlık bulunmaz.
Bir süre sonra bunun psikolojik olduğu anlaşılır ve psikoloğa yönlendirilir. Kişi panikatak teşhisini alır ve yıllarca bununla yaşamaya devam eder. Kişi ilaç tedavisine başlar, ilacını kullandığı zaman mutlu ve huzurlu olur. İlacı bıraktığı zaman rahatsızlık kaldığı yerden devam eder. Panik atağın en büyük özelliği, kişinin yaşam kalitesini ortadan kaldırır. Kişi hayatın anlamsız olduğunu düşünüyor, her şey boş geliyor hastaya. Bu hastalık sanal bir rahatsızlıktır. Kişi bu hastalığı gerçekmiş gibi algılar. Bu yüzden 20-30 sene ilaç kullanan insanlar var. Bilgisayara virüs bulaştığı zaman programlarla virüs siliniyor. Biz de insanların çocukluğuna inerek beyinlerine format atıyoruz. Yaşadığı acı olayları siliyoruz. Kişi bu tedavisinden sonra eski hayatına dönebiliyor. 10 saatlik bir tedavi sonucunda kişi panik atak hastalığından kurtulabiliyor” şeklinde açıklama yaptı.