Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Engelliler Daire Başkanı Yusuf Çelebi, engelliler için yapılan ve yapılacak projeler hakkında Sabah’a açıklamalarda bulunarak, biriken sorunların bir anda çözülemeyeceğini söyledi.
İşveren ne kadar engelli işe
alabilirse o kadar karda olur
Engellinin eğitim, vatandaşlık, yaşama ve üretime hakkı gibi haklarda iki kat daha fazla hak sahibi olduğunun altını çizen Çelebi, “Engelli bireyler engelsizlere göre iki kez harcama giderleri olduğunu, yaşamasının diğer bireylere göre daha zor olduğunu bu nedenle bunlarında istihdam da yer alması o ailelere daha fazla kolaylık sağladı. İş-Kur ile iş birliğinde son zamanlarda ciddi yol aldık ve mesleki eğitim kursları düzenledik. Mesleki eğitim kurslarında yaklaşık 350 engelinin sanayide istihdam edildiğini gördük. Daha önce engelli gördükleri zaman neye geldin diyen işverenler engellinin de engelsiz bireye göre üreticini olduğunu gördü. Mesela bir matbaa iş yerini düşünün sağlam bireyden 3-4 saat verim alabilirsiniz. Ancak işitme engelli birisini aldığınız zaman bedenen yoruluncaya kadar o işi yapar. Ayrıca engelsiz bireyin prim desteğini kendisi öderken, engellinin primini kotası kadar devlet ödüyor. İşvereninde amacı kara geçmek, o yüzden işveren ne kadar engelli işe alabilirse o kadar karda olur” dedi.
Kurs görenler korumalı
iş yerlerinde değerlendirilecek
Ellerimle, aklıma ve zihnimle üretiyorum gibi zihinsel engellilere yönelik kursların devam ettiğini vurgulayan Çelebi, “Yaklaşık bir yıldan beri çöl-yak hastası olan bireylerimizle ilgili zihinsel engelli bir gruba SODES üzerinden pasta ve börek gibi kursları verdik. Kurs görenleri ilerleyen zamanlarda korumalı iş yerlerinde değerlendirilecek. Koruma iş yerleri; engelli açısından güvenli olan yerlerdir. İşverenler genelde zihinsel engelli evlatlarımı az işe alıyorlar. Nedeni; algı gücünün düşük olduğunu söylüyorlar ama yanılıyorlar. Bu çocukların algı gücü düşük olabilir ama işine samimi olarak bağlı olduğunu söyleyebilirim. Büyükşehir Belediye Başkanımız Fatma Şahin’in Bakanlığı döneminde ve Cumhurbaşkanımız ekibiyle beraber bir korumalı iş yerlerinin olması gerektiğini ve bu işyerleri kurulurken de alınacak bireylerin de zihinsel ve ruhsal olması gerekti yönünde kanun çıkarılmıştı” diye konuştu.
Artık anneler üzülmeyecek
çocuklar ağlamayacak
Gaziantep’teki işitme sorunu olan ebeveynlere yönelik projeler geliştirdiklerini hatırlatan Çelebi, “Konuyu Belediye Başkanımıza götürdüğümüzde kendisi insanla ilgili ne yaparsanız azdır, insanı merkeze koyarsanız sosyal belediyeciliği yapmış olursunuz diye talimat verdi. Gaziantep’teki engelli ebeveynlere yönelik projeler olduğunu ve başladığını söyleyebilirim. Çocukların başuçlarına bir alıcı bırakıyoruz, ebeveynin de üzerine bir taşıyıcı veriyoruz. Çocuk ses çıkardığı veya ağladığı zaman cihaz titriyor. Bu sayede artık anneler üzülmeyecek, çocuklar ağlamayacak” ifadesini kullandı.
Hizmet tek tarafa değil,
her tarafa giderse mutluluk olur
İnsanların işitme engellilerin evlerine misafirliği gitmek için önceden mesaj attığını söyleyen Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Engelliler Daire Başkanı Yusuf Çelebi, bu konuda çalışma yaptıklarını ve ailelerin evine zile endeksli ışık bağlattıkların ifade etti. “Bu sayede zile basıldığında ışıklar yanıp sönüyor ve işitme engelli kardeşimiz misafirin geldiğini anlıyor. Hizmetin sınırı yok, ne kadar hizmet götürürseniz bireylerin o kadar rahat yaşamasını sağlamış olursunuz. Hizmet tek tarafa değil, her tarafa giderse mutluluk olur. Eğer birileri mutlu başkası mutsuzsa toplumda mutsuz demektir” şeklinde konuştu.
Cumhuriyet’ten bu zamana kadar bu gibi
alanlara el atılmamış ve dokunulmamıştır
Yaya hakkının herkesin hakkı olduğu kadar engelli bireylerin de hakkı olduğunun herkesin bilmesi gerektiğini kaydeden Çelebi, konuşmasına şöyle devam etti: “Belediye Başkanımızın Bakanlığı döneminde bu konuda ciddi çalışmaları olmuştu. Aynı zamanda 2005 tarihinde o zaman ki Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan çok ciddi bir kanun çıkarmıştı. Kamu kurumlarının cadde ve toplu alanlarının tümünün engelliler tarafından erişebilir olmasını kanuna koymuştur ve yerel yöneticiler bu kanunu uygulamak zorundadır. Ne yazık ki Cumhuriyet’ten bu zamana kadar bu gibi alanlara el atılmamış ve dokunulmamıştır. Dokunulmadığı için kanunun çıkışıyla beraber yapmak isteseniz de birikmiş olan sorunları bir kalemde çözemezsiniz. Gaziantep ve diğer illerde bu alanlara el atıldığını biliyoruz, yeterli mi? Değil. Mesela sarı emniyet çizgileri görme engelliler tarafından hissedilebilir, yol ya da zemin dediğimiz kaldırımlara döşemiş olduğumuz bir malzemedir. Bu malzemelerin belli ölçütleri vardır. Bu çizgileri ancak bireylerin omuzları kadar yapabilirsiniz. Ancak binaların yapılışı kanunun çıkışından çok önce olduğu için bazı yerlere isteseniz de giremiyorsunuz, girilmediği zamanda belediye yapmıyor gibi algılanıyor, ama değil. Fen ve Daire işleri Başkanlığımız bu konuda çalışıyor ve bu gibi sorunları en kısa zamanda çözeceğiz.” Hüseyin Karataş
İşveren ne kadar engelli işe
alabilirse o kadar karda olur
Engellinin eğitim, vatandaşlık, yaşama ve üretime hakkı gibi haklarda iki kat daha fazla hak sahibi olduğunun altını çizen Çelebi, “Engelli bireyler engelsizlere göre iki kez harcama giderleri olduğunu, yaşamasının diğer bireylere göre daha zor olduğunu bu nedenle bunlarında istihdam da yer alması o ailelere daha fazla kolaylık sağladı. İş-Kur ile iş birliğinde son zamanlarda ciddi yol aldık ve mesleki eğitim kursları düzenledik. Mesleki eğitim kurslarında yaklaşık 350 engelinin sanayide istihdam edildiğini gördük. Daha önce engelli gördükleri zaman neye geldin diyen işverenler engellinin de engelsiz bireye göre üreticini olduğunu gördü. Mesela bir matbaa iş yerini düşünün sağlam bireyden 3-4 saat verim alabilirsiniz. Ancak işitme engelli birisini aldığınız zaman bedenen yoruluncaya kadar o işi yapar. Ayrıca engelsiz bireyin prim desteğini kendisi öderken, engellinin primini kotası kadar devlet ödüyor. İşvereninde amacı kara geçmek, o yüzden işveren ne kadar engelli işe alabilirse o kadar karda olur” dedi.
Kurs görenler korumalı
iş yerlerinde değerlendirilecek
Ellerimle, aklıma ve zihnimle üretiyorum gibi zihinsel engellilere yönelik kursların devam ettiğini vurgulayan Çelebi, “Yaklaşık bir yıldan beri çöl-yak hastası olan bireylerimizle ilgili zihinsel engelli bir gruba SODES üzerinden pasta ve börek gibi kursları verdik. Kurs görenleri ilerleyen zamanlarda korumalı iş yerlerinde değerlendirilecek. Koruma iş yerleri; engelli açısından güvenli olan yerlerdir. İşverenler genelde zihinsel engelli evlatlarımı az işe alıyorlar. Nedeni; algı gücünün düşük olduğunu söylüyorlar ama yanılıyorlar. Bu çocukların algı gücü düşük olabilir ama işine samimi olarak bağlı olduğunu söyleyebilirim. Büyükşehir Belediye Başkanımız Fatma Şahin’in Bakanlığı döneminde ve Cumhurbaşkanımız ekibiyle beraber bir korumalı iş yerlerinin olması gerektiğini ve bu işyerleri kurulurken de alınacak bireylerin de zihinsel ve ruhsal olması gerekti yönünde kanun çıkarılmıştı” diye konuştu.
Artık anneler üzülmeyecek
çocuklar ağlamayacak
Gaziantep’teki işitme sorunu olan ebeveynlere yönelik projeler geliştirdiklerini hatırlatan Çelebi, “Konuyu Belediye Başkanımıza götürdüğümüzde kendisi insanla ilgili ne yaparsanız azdır, insanı merkeze koyarsanız sosyal belediyeciliği yapmış olursunuz diye talimat verdi. Gaziantep’teki engelli ebeveynlere yönelik projeler olduğunu ve başladığını söyleyebilirim. Çocukların başuçlarına bir alıcı bırakıyoruz, ebeveynin de üzerine bir taşıyıcı veriyoruz. Çocuk ses çıkardığı veya ağladığı zaman cihaz titriyor. Bu sayede artık anneler üzülmeyecek, çocuklar ağlamayacak” ifadesini kullandı.
Hizmet tek tarafa değil,
her tarafa giderse mutluluk olur
İnsanların işitme engellilerin evlerine misafirliği gitmek için önceden mesaj attığını söyleyen Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Engelliler Daire Başkanı Yusuf Çelebi, bu konuda çalışma yaptıklarını ve ailelerin evine zile endeksli ışık bağlattıkların ifade etti. “Bu sayede zile basıldığında ışıklar yanıp sönüyor ve işitme engelli kardeşimiz misafirin geldiğini anlıyor. Hizmetin sınırı yok, ne kadar hizmet götürürseniz bireylerin o kadar rahat yaşamasını sağlamış olursunuz. Hizmet tek tarafa değil, her tarafa giderse mutluluk olur. Eğer birileri mutlu başkası mutsuzsa toplumda mutsuz demektir” şeklinde konuştu.
Cumhuriyet’ten bu zamana kadar bu gibi
alanlara el atılmamış ve dokunulmamıştır
Yaya hakkının herkesin hakkı olduğu kadar engelli bireylerin de hakkı olduğunun herkesin bilmesi gerektiğini kaydeden Çelebi, konuşmasına şöyle devam etti: “Belediye Başkanımızın Bakanlığı döneminde bu konuda ciddi çalışmaları olmuştu. Aynı zamanda 2005 tarihinde o zaman ki Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan çok ciddi bir kanun çıkarmıştı. Kamu kurumlarının cadde ve toplu alanlarının tümünün engelliler tarafından erişebilir olmasını kanuna koymuştur ve yerel yöneticiler bu kanunu uygulamak zorundadır. Ne yazık ki Cumhuriyet’ten bu zamana kadar bu gibi alanlara el atılmamış ve dokunulmamıştır. Dokunulmadığı için kanunun çıkışıyla beraber yapmak isteseniz de birikmiş olan sorunları bir kalemde çözemezsiniz. Gaziantep ve diğer illerde bu alanlara el atıldığını biliyoruz, yeterli mi? Değil. Mesela sarı emniyet çizgileri görme engelliler tarafından hissedilebilir, yol ya da zemin dediğimiz kaldırımlara döşemiş olduğumuz bir malzemedir. Bu malzemelerin belli ölçütleri vardır. Bu çizgileri ancak bireylerin omuzları kadar yapabilirsiniz. Ancak binaların yapılışı kanunun çıkışından çok önce olduğu için bazı yerlere isteseniz de giremiyorsunuz, girilmediği zamanda belediye yapmıyor gibi algılanıyor, ama değil. Fen ve Daire işleri Başkanlığımız bu konuda çalışıyor ve bu gibi sorunları en kısa zamanda çözeceğiz.” Hüseyin Karataş